Özür.

430 46 17
                                    

Sabahın bilmem kaçında kalkıp gizlice mutfağa gitti. Tam tahminimde olduğu gibi Hank kahve alıyordu.
Sırırtıp birden "HANK! " diye bağırdım.

Birden mavi olan Hank tedirgin bana döndü.

Beni görünce normal haline dönsün ve derin bir nefes aldı.

"Bu kadar sevimli olmasan seni çoktan çöpe atmıştık. "

Omuz silktim.

" Güne sıfır uykuyla başlamışsın. "

"Dahiler uyumaz. "

"Zaten o yüzden sordum akşam 5'de uyumalısın. "

Göz devirip dolaptaki çikolatalı sütlerden birini uzattı.

Soğuk sütü içerken mutlulukla sırıttım.

"Gel bakalım laboratuvara derdin ne öğrenelim. "

Eliyle bana gel gel yaparken sessizce onu takip ettim. Millet uyuyordu. Laboratuvar baya geniş ve ses geçirmeyen cinsdendi. Yani baya para ve zeka akıtılmıştı.

'' Hazır gelmişken sedyeye yat bir kontrol edelim seni.''

Kafamı salladım. Sedyeye oturdum. Akciğerimi ve kalbimi steteskop ile dinledi. Tişörtümü sıyırdığımda karaciğer ve dalağımdada baktı. Yattığım sedyede üstünü düzelttim.

Kan tahlili için kan alıyordu. Ki Charles ve Erik geldi.

"Sizin evli olduğunuzu düşünmeye başlıyacağım. "

Charles gülümserken Erik umursamazca omuz silkti.

"Seni evlatlık olarak alabileceksem çokta umrumda değil. "

Ben ona sarılmak istesemde kolundaki iğne yüzünden hareket edemedim.

"Önemli bir şey var mı? "

Charles merakla sordu.

"Standart kontrol sadece ben biraz pinpirikliyim. "

Annem doğuştan sirozdu. Yani gerçek annem. Bu yüzden 19 yaşlarında ameliyat olmuştu. Ve ben doğmadan da kanser. Bu yüzden her ay dikkatle incelenirdim.

Birden telefonum çalınca yazan kişiye baktım.

Ve birden sırıtmaya başlayınca Erik'in kaşı çatılmıştı.

"Kimmiş? "

"Bi-Bir arkadaş ben hemen konuşup geleyim. "

Charles sırıtırken. Erik kollarını bağlamıştı. Giderken Erik'in yanağını öpsemde, 'bunu konuşacağız ' temalı bakışlarını attı.

"Efendim Barton. "

" Helen iyi misin? "

"Neden kötü olayım? "

"Stark olayı -"

"Senin içinde süprizdi. Oturup haberin olmadığı bir şey için seni suçlamayacağım. Üstelik doğum gününde. Eğlenmene bak doğum günü çocuğu! "

"Gerçekten harika birisin. "

Kısa süreli önemsiz muhabbetimiz sonunda telefonu kapattık.

Tam arkamı döndüğümde telefonun üzerinde ' Açma ' yazısıyla göz devirip aramayı red ettim. Mesaj kutusuna girip mesaj attım. ' Müsait olunca dönerim. ' yazıp gönderdim ve telefonu kapttım.

Olay aslında müsait olup olmama değil onunla konuşmamak istememdi.

İçeceklerin yanına gidip kolları bağlı olan ve diğerleriyle konuşan Erik'e yaklaştım.

" Kimin dedikodusu? "
Dedim.

"Senin "

Üçünden bir çıkan bu sesle üzülüyor gibi dudak büzdüm.

"Çokta umrumdasınız sanki? "

"Evet senin umrunda olan Barton"

Bu laf yakışıklılar yakışıklısı Erik'ten çıktı. Haklı mı? Haklı.

" Yalan söylemeyeceğim ondan hoşlanıyorum. "

Charles bize gülümseyerek bakarken Hank işini yapmaya dönmüştü.

"Ama ilk aşkım sensin. "

"O günleri hatırladım. Erik seni el üstünde tuttuyordu. "

"Hala öyle. " Dedim Erik'in yanağına öpücüklerimden birini kondururken.

Charles'e sarıldığımda ikimiz elimizle gel yaptık.

Üçümüz sarılırken mekanik bir ses çıktığında hepimiz Hank'a baktık.

"Bu an kayda değerdi."

Mother's DaughterHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin