Eski hatıralar (1)

124 23 12
                                    

Merhabaa ben geldim,uzun zaman sonra hemde güzel bir bölümle.

Yeni fic yazmayı düşünüyorum Bangtan olarak sizce?

En yakında daha fazla Namjin moment yazacağım söz,sadece bazı şeyleri açıklayayım dedim.

Hikaye iyi gitmiyorsa belirtir misiniz? Bir yanım yazmayıp silmemi söylüyor..

Hatalarım varsa affola.

İyi okumalar.

Ay çocuk sizi seviyor.

#🌛

----

SEOKJİN:

'Hyung'

'hmm'

'Hyung uyan hoca seni çağırıyor'

'5 dakika daha...'

'KİM SEOKJİN ACİLEN KALK VE MÜDÜRÜN ODASINA GİT.'

Canım(!) Matamatik hocamın sesini duyduğumda kafamı kaldırdım, Önce karşımda bana şaşkınca bakan sevdiğimi, sonra kafamın üzerinde elinde kağıtlar tutmuş hocamı gördüm.

Cidden sınavın ortasında mı uyumuştum?! Tanrım bu sınava çok hazırlanmıştım...

Ayağa kalkıp özür dilemek için eğildim.

'Üzgünüm efendim. Bir daha olmayacak.'

Zamanın dolduğunu anladığımdan önümdeki kağıtı asık suratımla hocaya sundum. AMA Kağıt doluydu,ne yani Namjoon benim içinde mi yazmıştı? Ona bakıp geri oturduğumda gamzelerini göstermiş ardından baş parmağıyla işaret parmağını birleştirerek ağzının üzerinde soldan sağa doğru çekmişti.

Bir kaç dakika sonra zil çalmıştı.
Ayağa kalkmak için yeltendiğimde sınıfın sevmediğim insancıklarından biri beni durdurmuş ve tekrar yerime oturtmuştu. Diğer kızın önüme bir fotoğraf koymasıyla konuşması aynı anda oldu.

'Tam 2 yıl Kim Seokjin. 2 dakika sonra tam 2 yıl olacak. Sen,'

Kafamı kaldırıp sinirli aynı zamanda kırgın bakışlarıyla karşılaştım.

'...Sen hepimizden daha iyi hatırlıyorsundur, değil mi?'

'Ne oluyor burada?!'

Tekrar başımı diğer tarafa çevirdigimde Namjoonu gördüm. Telefonla konuşmak için sınıftan çıkmıştı ama şimdi o da diğer tarafta başımın ucunda kıza bakıyordu.

'Ah senin haberin yok değil mi Namjoonie, hadi sana da anlatalım.'

'Hayır!' Diye fırladım yerinden.

'Saçma yalanlarınızla onun kafasını dolduramazsınız zaten.'

Ya onlara inanıp bana nefret ederse? Tüm şansımı kaybederim o zaman. Namjoon da yüz döner bana.

'Joon hadi gidelim.'

'Bekle hyung,ne anlatacak dinlemek istiyorum.'

Kız kendi sırasına yaslanıp kollarını önünde birleştirdi ve dolu gözleriyle gülümsedi.

O an ben ise bunun sadece bir kabus olmasını diledim.

-Flashback-

*2 yıl önce*

Pazartesi günü.

Seokjin her zamanki gibi sabah erkenden kalmış düzgünce formasını giymişti. Aynaya geçip kendine baktı, bugün ayrı yakışıklıydı. Sıra arkadaşının ona yakışacağını söylediği renge boyatmışdı saçlarını.

Mor.

O kızın ondan hoşlandığını biliyordu. Fazla belli ediyordu çünkü,ama Jin Eşcinseldi ve kız ona açıldığında bunu demeyi planlıyordu. Kalbini kırmadan sakince diyecekti. Anlayışla karşılayacağından emindi. Jin-ri öyle bir kız değildi, anlayışlı,samimi,iyilik sever, eğlenceli ve pozitif biriydi. Seokjin ise onu sadece arkadaş olarak seviyordu.

Çantasını da alıp odadan çıktığında yeni saçlarını ona göstermek için fazla heyecanlıydı,sınıfa vardığında kitaplarla ilgilenen arkadaşını görüp hızlıca onun yanına adımladı çantasını bırakıp işaret parmağını çenesine götürdü ve kafasını kendisine doğru kaldırdı.

'Bak Yüce Mor kral Kim SeokJin geldi.'

'Woah! Saçlarını dediğim renge boyatmışsın!'

'Elbette prenses, seni mi kıracaktım?!'

Serseri bakışını atıp saçlarını karıştırdı ve sonra onun bu haline ikiside kahkahaya kapıldı.

'Demiştim,çok yakışacak demiştim!!'

'İyi ki uydum ya sana,yoksa hiç böyle bir afet göstermezdim insanlara'

ikisinin kahkahaları daha fazla yükseldi.

'Dimi dimi.. um Jinnie ben sana bir şey demek istiyorum.'

'De bakalım'

Sulli Jin'i kolundan tutarak yanına oturttuğunda gözlerine baktı ve heyecanla bir nefese konuştu.

'Biliyorum Jinnie senin sevgilin yok ve şey galiba ben um sana aşık oldum!'

Jin şok olmuştu,bunu bu kadar hızlı beklemiyordu ve reddedecekti. Sadece cinsel yönelimden değil,zaten asla en yakın arkadaşına karşı böyle duygular besleyemezdi.

'Bak Sulli,'

Derin bir nefes alıp onun elini tuttu.

'Biz olamayız,sen kardeşim gibisin ve ben..'

Şimdi İki çift dolan göz ona bakıyordu.

'Eşcinselim.'

---

Olaylar nasıl gelişmişti bilmiyordu,az önce arkadaşıyla karşılıklı oturmuş ona olamayacaklarını anlatıyordu,ama şimdi Sulli yoktu..

Sınıftan, ardından okuldan çıkmış koşarak uzaklaşmıştı. Zil çaldığından Jin onun arkasınca gidememişti,merak ediyordu nerededir diye.

Okuldan sonra Jin ilk onun evine gitti.
Kapıyı çaldığında güler yüzlü annesi karşılamıştı. Bu kadın gerçekten iyi biriydi ve Jin'i kendi oğlu gibi görüyordu.

'Oh Seokjin hoşgeldin,Jin-ri nerede?'

'Bayan Choi o evde değil mi?'

'Hayır,daha gelmedi ki'

'O son derse katılmadı.. Şey bayan size bir şey anlatmam gerek..'

---

Geceydi,Jin-ri hala eve dönmemişti. Herkes onu arıyordu. Tüm sınıf arkadaşları,aileleri, ve Jin..

Kendini çok suçlu hissediyordu,bunu öylece söylememeliydi. Yavaşça söylemeliydi,hem zaten Jin-ri iyi bir dönemden geçmiyordu. Birden Jin'in telefonuna gelen aramayla düşüncelerinden ayrılmıştı.

'Alo bayan Choi?'

'Jin...'

------



Bay Yüce Kim Seok Jin;

Bay Yüce Kim Seok Jin;

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Who am I?  - NamJinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin