ama sevgilim, sadece beni yavaşça öp, kalbin benim tüm benliğim,
ve gözlerinde benimkileri göreyim.
sen kollarımın arasındayken karanlıkta dans ediyoruz.
çimlerde yalın ayak, şarkımızı dinliyoruz.ed sheeran, perfect
🌸
Namsan Kulesi'nin tepesinde dururken Taehyung kollarını belime dolamış halde hemen arkamdaydı, başımı geriye atarak boynuna yaslanmasını sağlayarak gözlerimi kapadım. Soğuk hava tenime değerken saçlarım rüzgârın etkisi ile yüzüme çarpıyordu.
Parmakları karnımda hareketlenerek kazağımıj içine girdiğinde soğuk ten ürpermeme sebep oldu, üç gündür Kore'deydik ve yaptığımız her şey bana sadece onu hayırlatıyordu, başka bir şeyi değil.
Şu an bile annemlerin bizi durdurmaya çabalarken koşuşturmalarımızı görebiliyordum, "Üşüdün mü?" diye sorduğunda iç geçirdim, ona ilk aşık olduğumu fark ettiğimde on beş yaşındaydım, bu gerçek beni ezmişti ama devam edebilmiştim, onun arkadaşı olarak yaşamaya kendimi kaptırmak tek elimde olan şeydi.
Banka bıraktığı kabanını almak için benden uzaklaştığında ürperdim, sıcak teninin terk ettiği yerler üşüyordu şimdi. Omuzlarıma bıraktı kabanını, arkasını manzaraya vererek tüm bedenini bana çevirdi. Kollarım beline dolandığında parmakları saçlarımda yer ederek yeni kesilmiş tutamlarda gezdirdi parmaklarını.
Bugün neden bu kadsr duygusal bir ruh halinin üzerimde olduğunu bilmiyordum, ağlamamak için dayanmak çok zordu. Başımı boynuna gömerek daha sıkı sarıldığımda bir şey olduğunu anlamasına rağmen sormadı, sadece bana sarılmaya devam etti.
Kuleden indiğimizde Taehyung'un babasının arabasına yerleştik, canım araba sürmek istemediği için ön koltuğa kuruldum ve sürücü koltuğunu ona bıraktım. Sıcak araba biraz olsun içimin ısınmasını sağladığında uzanarak elimi tuttu, parmaklarımızı birbirine geçirdikten sonra sıktı.
"Benim yaramaz sevgilim neden bugün böyle duygusal?"
Ses tonu istemeden gülmeme sebep oldu, "Seni özledim sanırım." Bakışları kafa karışıklığı ile bana döndüğünde tatlı yüz ifadesi gülümsememin genişlemesine sebep oldu. "Yan yanayız, bebeğim." Beni inandırmaya çabalaması hoşuma gitmişti, "Taehyung ben seninle uyuyordum, seninle uyanıyordum. Her an yanımdaydın, şimdi sanki boşluğa düştüm." Arabayı kenara çekerek bedenini bana çevirdi, kolları bana sıkı bir şekilde dolanmadan önce emniyet kemerini çözdü.
Kollarım beline dolanırken saçlarımı okşadı, arada durup sürekli olarak kestirdiğim için beni azarlıyor olsa da buna alışmıştı artık. "Sabah uyandığımda seni görememek, beni de kötü yapıyor. Uyumadan önce sürekli öptüğüm tavşanım yok mesela." dedi burnumu öpmeden önce, parmakları yüzüme çıkmış halde orada gezinirken süzülen bir damla yaşı sildi yavaş bir şekilde.
O yeniden emniyet kemerini takarken arkama yasladım, keşke bu gece onunla uyumanın bir yolu olsaydı. Ailelerimiz aramızdaki ilişkiyi kötü bir şekilde karşılamamış olsalar da geceleri birbirimizden ayrı kalmak zorunda kalmıştık. İç geçirerek başımı cama çevirdim, annem akşam yemeğine misafir çağırmıştı ve geç olmadan gitmem gerekiyordu.
Geceyarısı neredeyse olmak üzereyken yorgun hissediyordum, hem de çok fazla, annemin misafirinin beş yaşındaki kızı durmadan benimle oynamak istemişti ve Edinburgh'teki küçük arkadaşımı özlememe sebep olmuştu. Odama çekildiğimde birinin canıma taş attığını fark etmek oraya ilerlememe sebep oldu. Camı açtığımı fark etmeyen Taehyung bir taş daha attığında alnıma gelen taş ile bağırdım.
"Üzgünüm bebeğim."
Üzerinde pijamaları ile evimizin arka bahçesinde dikilirken oldukça sevimli görünüyordu, "Sevgilim!" Bağırdığında kıkırdamadan duramadım, "Seni kaçırmaya geldim." dedi sesini alçatarak, dışarı gelmemi söylediğinde telefonumu alarak pijamalarım ile gittim yanına. Anne ve babam uyumak istemiyorlarmış gibi hala televizyon izlerlerken mutfak kapısında kendimi dışarı attım.
Taehyung'un kolları belime dolanırken beni bahçenin dışına çekiştirdiğinde ağaçların arkasındaki karavanı gördüm. "Beraber uyuyabiliriz." dedi beni arabaya götürürken. "Bu nereden çıktı?" diye sordum, karavanın kapısını açarak içeri girdiğimde peşimden gelen Taehyung ışıkları açtı, kapıyı arkamızdan kapatarak kilitledi.
Tam olarak ikimizin evlerinin ortasında bulunan karavanda oturuyorduk, içinde yere atılmış geniş bir yatağın üzerine kat kat battaniyeler konmuştu sadece. Küçük bir dolabın üzerinde bir dünya haritası asılıydı, Taehyung bir termostan iki küçük fincana çay doldururken gülümsedim, sırtımı yastıklara vererek yatakta oturuyordum, yanıma gelerek benim fincanımı avuçlarımın içine bıraktı. Isıtıcıyı da açmanın ardından yanıma gelerek boştaki kolunu belime dolayarak kendine çekti beni.
Sırtımı onun göğsüne yaslayarak daha çok sokuldum, gözlerim yavaş bir şekilde kapanırken kokusu ve sıcaklığı içimi ışıttı. Tatlı çaydan büyük bir yudum alarak boştaki kalın battaniyeyi üzerimize çektim. "Karavanı nereden buldun?" diye sordum, biraz önce heyecandan sorumu yanıtlamamıştı, "Bir arkadaşım karavanla dünya turu yapıyordu ve bir süreliğine geldi buraya ve ben de bu fırsatı kaçırmadım." Dünya haritasındaki Asya kıtasında işaretli alanların sebebini şimdi çok daha iyi anlıyordum, buna benzer bir şeyi lisedeki Jeongguk da çok fazla istemişti.
Lisedeki Jeongguk, yanında Taehyung olduğu sürece her şeyi isterdi, şimdiki Jeongguk'un da ondan pek bir farkı yoktu.
Sıcak çay gittikçe mayışmamı sağlarken Taehyung'un pijamamdan içeri giren eli tenimi okşuyordu. Mutluydum, o kadar fazla mutluydum ki ağlayacak gibiydim, fincanımı kenara bırakarak bedenimi ona çevirdim. Kollarım bedenine dolandığında tamamen battaniyeyi üzerime çekti, "Uyu sevgilim." diye mırıldandı, "Seni seviyorum, Taehyung. Seni çok fazla seviyorum. İçimdekileri anlatamıyorum, çok fazlalar." Daha sıkı sarıldı bana, "Ben de seni çok seviyorum, Jeongguk. Hayatımda olmasaydın ne yapardım bilmiyorum ama çok seviyorum seni." Gülümseyerek başımı boynuna soktum, parmakları saçlarımı okşarken gözlerimi kapadım sıcak karavanda.
Karavanın içinde uyandığımda Taehyung hala uyuyordu, saçları yastığa dağılmış, bir bacağı üzerimde ve kolları bedenime sarılı haldeydi. Burnunu öptüğümde yüzünü buruşturdu yanağını öptüm bu kez, alnını, dudaklarını, çenesini... Dudaklarımı teninde gezdirmeye devam ettim, gözkapakları aralanmadan önce onları da öptüm. "Günaydın sevgilim. Seninle uyanmak o kadar güzelmiş ki, nasıl üç gün ayrı kalabilmişim bundan." Taehyung söylediklerime gülümseyerek cevap verdi, dudakları yanağımı buldu, "Ben de ayrı kalabildiğimize inanamıyorum." Kolları arasından çıkmak istediğimde izin vermedi buna, ben göğsüne düşerken kahkahalarımız birbirine karıştı.
Onu seviyordum, içimden taşan bu sevgi ile nasıl başa çıkacağımı bilmiyordum ama çok seviyordum.
🌸
merhaba,
35K olmuşuz,
çok teşekkür ederim 💖 👉🏻👈🏻
ŞİMDİ OKUDUĞUN
fuck it i love you' taekook
Fanfictionjeon jeongguk'un tek istediği, kim taehyung'un ilgisiydi. 'baby wish that you would hold me or just say that you were mine'