Multimedia da Deniz 6. Bölümün sonunda öyküye yaklaştığında.
Öykü
Su sanarak tek yudumda içtiğim şarabın kanımda hızla ilerlediğini hissedebiliyordum. Denizin sinirle bugünlük bu kadar yeterden sonra hemen gözden kaybolmak istemiştim , çünkü evde hep böyle bir cümleden sonra canım yanardı , ve ben açıkçası korkmuştum. Dengemi kaybettiğimde artık kesin sonum geldi kaçınılmaz diyordum ama onun beni kendine çekmesi ve benim üstüne düşmemle sanki dünyam değişti. Ve şimdi burun burunaydık , öne doğru hareket edince vücudum panik dalgası verdi. Deniz kafasını başımın yanına sabitleyip bir anda ayağa kalktı , ben hiç beklemediğim için minik bir çığlık attım "Ssst sakin ol , belli yürüyemeyeceksin sen en iyisi ben işimi sağlama alayım." Diyerek merdivenlere doğru harekete geçti. Ben acaba hangi odada kalacağım diye düşünürken Deniz kendi kaldığı kata kadar çıktığında hala neden burda olduğumu anlayamamıştım. Kapıdan içeri girip beni yatağa oturttuktan sonra dolaba yöneldi , elinde beyaz bir tişört ile döndüğünde içimden 'lütfen onu bana giy diye vermesin' diyerek dua ediyordum neden üstündeki o pis kıyafet olarak adlandırdığın şeylerle mi kalmayi planlıyorsun lütfen ama yaa şuan sen benim en son ihtiyacım olan şeysin dıd şey denilmez ayıp "Öykü" önümde sallanan elle dünyamıza döndüm "hii?" Diye ağzımdan bir ses çıktı ama sonra kim olduğunu kavrayınca hemen "ya...yani efendim" bir daha şarap yok sana iç çekip başımı eğdim " dudak büzme" dudak mı büzüyorum ki? Gözlerine bakıp " ben dudak büzmem ki" " demek ki kendini tanımıyorsun" bak adam seni bir günde çözdü " neyse hadi giy bunu üstündekilerle yatarsan yatak kirlenir" kısık sesle söylemesine rağmen duymuştum. Nefesimi tuttum ve elindeki tişörtü yavaşça aldım "banyonu kullanabilir miyim?" "Kullan". Banyoda yavaşça islerimi hallettim çünkü eşyalar çok pahalı görünüyordu hem de burdan çıkıp onunla yüzleşmek istemiyordum ama başka şansım yoktu , çıkmazsam kapıyı kırar yine de çıkarır. Odaya geri döndüğümde yatakta bilgisayarı ile uğraşıyordu , beni görünce " iyi misin?" Diye sordu , "evet , neden? " başını iki yana salladı " kıyafetlerini değiştirmemişsin" başımı aşağı eğip üzerime baktım "değiştirecek miydim ki? " yüzüme şaşkınca baktı "tamam. Banyoya neden gittiğini hatırlıyor musun? " başımı olumlu anlamda sallayarak " evet , elimi yüzümü yıkamak için " suratıma garip garip baktı " başın ağrıyormu?" " evet biraz , ama büyük ihtimalle şaraptand...." bir an dengemi kaybettim , Deniz bunu farkedip hemen atağa geçip beni omuzlarımdan tuttu ama bacaklarım tutmuyordu , aslına bakarsanız şuan hiçbir yerim tutmuyordu. Deniz benim durumumu anlayıp beni kucakladı ve yatağa taşıdı " öykü beni duyuyor musun? " cevap vermek için agzimi açtim ama hiçbir ses çikmadi , basimi sallamak istedim ama parmagimi oynatacak gücüm yoktu " konusamiyor musun?" Hiçbir şekilde cevap veremiyordum "başını kullan?" Sadece durdum " ufff" diyerek eliyle saçını karıştırdı " peki . Peki ya kirpiklerin onlari kırpabiliyor musun? "Denedim ve evet elbette kıpırdatabiliyordum " tamam o zaman sorduğum sorulara evet diyorsan bir kere göz kırp hayır ise iki kere anlaştık mı? " bir kere göz kırptım, ve öyle bir gülümsedi ki kalbim yerinden çıkacak sandım. " aferim. Öyleyse iyi hissediyor musun?" Iki kere göz kırptım " off öykü off" bana kızdığını görmemek için gözlerimi kapattım " öykü , öykü iyi misin? beni duyuyor musun?" Gözlerimi açmadım bana yine kızacaktı. Bir az sonra vücudum da eller hissetim gözümü açmak istedim ama açılmıyordu of lanet ! Oturtturuldum , tişörtüm bedenimden sıyrıdı. Direnmek istedim ama vücudum verdiğim komutları kabul etmiyordu. Ve pantolonumun da bacaklarımdan ayrıldığını hissettim. Bir dakika sonra vücudum da parmak ya da parmaklar hissettim, ama sanki vücuduma soğuk bir şey temas ediyordu sanırım bir şey sürüyordu ve o zaman hatırladım vücudum da ki yaraları " bunu yapanı yaşatmayacağım" tıslarmış gibi söylenen bu cümleyi zar zor anladim, yine oturtturuldum ama bu sefer ana karşı daha nazik davranıyordu. Başımdan aşağı , denizin olduğunu tahmin ettiğim bir tişört giydirdi nerden biliyorsun onun tişörtü olduğunu söyle lütfen (!) Ben kendimi zor hissediyorum sen nasıl burdasın gerçek dost kötü zamanda belli olur seni ben var.... " iyi geceler saka kuşum" anlımdaki hafif dokunuş ve duyduklarımla uyku halindeki bedenim şok içerisine girdi. Daha şoku atlatamadan yatağın sol tarafı çöktü , sol kolum havaya kalktı ve deniz başını sol göğsümün üstüne koydu ve kolunu belime sarıp kendine çekti. Kontrolü kaybettiğim bedenime , aklımı ve kalbimi de ekcleyerek uykuya teslim oldum.
Uyandığımda yatakta tek başımaydım , bir acaba dün gecekiler rüyamı diye düşünsemde üstüme baktığım da beyaz çok bol bir erkek tişörtü vardı tamam üstünü giydirme partı doğru olabilir ama geri kalanı senin hayal ürünün olabilir o zaman her iki şekilde de unutalım nasıl olsa ikisinin de sonunda bir şey yok.
Aşşağı indiğimde Deniz telefonla konuşuyordu , bende onu rahatsız etmemek için mutfağa kahvaltı hazırlamaya geçtim. Dolaba bakarak omlet ve sosis yapma kararı aldım , malzemeleri çıkartıp tezgaha dizdim aşşağı dolablardan birinde deerin bir kase buldum , yumurtaları onun içine kırıp çırparken ddün geceyi düşünmeye başladım ve ondan öncesini bir günde ne kadar olay olmuştu , ocağı açıp yağlı tavayı üstüne yerleştirdim , acaba bana çok kötü davranır mı iyi olması için bir neden söyle haklısın , yurta pişerken sosisleri kesip kızarmaya bıraktım , acaba beni neden kaçırd... arkamı döndüğümde Denizi kapı pervazında beni izlerken buldum , kafamı önüme eğdim sonra konuşmak için kaldırdım " şey afedersin sana sormadan bişeyler yaptım ama bıra..." " sormana gerek yok rahat ol nasılsa burda yaşayacaksın " bu iyi bir şey dimi? " tamam " diyerek yekrar işime döndüm ama artık eskisi gibi rahat değildim onun burda olduğunu biliyordum ve beni izlediğini bak sen nerden biliyorsun gözlerini üzerimde hissedebiliyorum belki gözüne vücudundaki herhangi rahatsız edici noktadan biri takıldı ve oraya bakıyor , bilemezsin " ne yapıyorsun " Deniz'in sorusuyla gerçeğe döndüm " omlet ve sosis , ama eğer sevmiyorsan istediğin bir şey yapabilirim? " çekinerek gözüne baktım artık tezgaha yaslanmış bir şekilde yanımda duruyordu " gerek yok bunlar gayet iyi görünüyor " tezgahtan ayrıldı dolaplara uzanarak tabakları ve bardakları aldıktan sonra çatalları çıkararak masayı kurdu. Sosis ve omlet hazır olunca tabakları masanın ortasına koyup dolaptan kahvaltılıkları da çıkardım ve masaya koydum , Deniz çayları doldurduktan sonra sofraya oturdu , bende tezgahı toplamaya döndüm " otursana " kafamı çevirerek ona baktım " ben ilk tezgah..." sözümü kesmeyi iyice alışkanlık haline getirdi ama " olmaz , otur ve kahvaltını yap , iş kaçmıyor " sessizce mırıldanarak " yemekte öyle " dedim. Tabağıma iki ince dilim kaşar , iki yeşil zeytin, bir sosis , birazcık omlet ve iki domates dilimi aldım yine doldurdun az ye az sanki kendi malın iç sesimin uyarısında sonra hevesim kaçtı ve omleti didiklemeye başladım. Doğru söylüyordu hemen kendimi koyvermiştim burdaki hiçbir şey benim değildi ki onun için dokunmamalıydım aferim bak aklın başına gelmeye başladı " daha ne kadar işkence etmeyi düşünüyorsun?" Şaşkınlıkla Deniz'e bakarak " efendim?" Tabağımı işaret ederek " omletten bahsediyorum artık daha fazla küçüleceğini zannetmiyorum " tabağıma baktım , evet gerçektende omleti haşat etmiştim " dalmışım " " o zaman ayıl ve yemeğini ye zaten kuş kadar şey aldın tabağına bari onu bitir " kuş? Ne demek istiyor ki? " aç değilim " " evet açsın fün akşam aldığın bir kaç çatal salata ve tavukla duruyorsun ve ondan öncede hiçbir şey yemediğini hesaba katarsak " ama yiyemem " lütfen zorlama aç hissedersem yiyeceğim söz " diyerek yalvarırcasına gözlerine baktım başını salladı tamam o zaman hazırlan çıkalım " hemen " nereye ?" Diyerek merakıma yenik düştüm , dudağının kenarı kıvrıldı " dün bahsetmiştim , alışverişe " alışveriş. En son ne zaman bakkal ve kafe dışında bir yere uğradığımı hatırlamıyorum , Deniz tabağını tezgaha koydu bende arkasindan gidip koydum , arkamı dönüp kapıya doğru adım atıyordum ki kulağımdaki ses ve belim ve kalçamın birleştiği çukurdaki elle dondum " bundan sonra evde hep benim tişörtlerim ile dolaşmalısın , sana benden daha çok yakışıyor ".....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAVI
Teen Fiction...şimdi bir kolu belimde beni kendine çekerken, diğer eli yüzüm de başparmağı ile çenemi okşuyordu , yakınlığından , bakışlarından ve sözlerinden dolayı nefeslerim hızlanmıştı ve yüzümün kızardığına emindim "b..b..be..Ben yani şey ben.. " utançla g...