Sarışın çocuk sonunda nefret ettiği dersten çıkmış olmasının rahatlığı ile kendini sınıftan dışarıya attı.Yakın arkadaşlarıda peşinden koridora ilerlediler.Sarışın olan kendi dolabına ilerledi,kucağındaki kalın kitaplardan kurtulacağı için fazlası ile mutluydu.Haftada sadece 2 saat insan psikolojisi dersleri vardı ama fazla sıkıcı geliyordu ona.'Felsefe' adı altında aslında insan psikolojisi dersi görüyorlardı ve bu daha da karmaşıktı.
Stickerlarla dolu dolabının önüne geldiğinde şifreyi girip dolabı açtı ve saniyesinde beyaz bir kağıt ayaklarının üzerini buldu.Kucağındaki kitapları dolabına koyduktan sonra eğilip beyaz kağıdı aldı.Beyaz bir zarf olduğunu gördüğünde ne olduğunu zaten anlamıştı.
Omzuna konulan bir elle beraber arkasını döndü."Ne oldu Yeosang?"
"Yine mektup gelmiş."
"Hadi sınıfa gidelim sen de okursun orada."
"Tamam gidelim."
4 genç sınıfa girip cam kenari en arka dörtlüde bulunan sıralarına oturdu.En son sırada cam kenarında Yeosang onun yanında en yakın arkadaşı Wooyoung;önlerinde ise cam kenarı kısmında Mingi ve yanında da Yunho oturuyordu.
Bu 4'lü yetimhanede daha 5 yaşındalarken tanışmışlardı.Bir de kendilerinden bir yaş büyük olan iki hyungları ve son olarak kendilerinden bir yaş küçük olan Jongho.Hepsi birbirine aile olmuştu yani onlar küçük ama geniş bir aileydiler.Seonghwa 18 olmuştu ve kendine bizim için de olacak şekilde bir ev tutmuştu.18 olduğumuz an o eve taşınacaklardı.Hongjoong ise bu ayın 24'ünde 18'ini dolduracaktı.
Neyse gelelim Yeosang ve mektubuna.Sarışın olan güneşin gözünü almasından dolayı kendi tarafında bulunan perdeyi kapatıp mektubun zarfını yırtmadan açtı.Kafasıni kaldırıp arkadaşlarına baktı.Mingi ve Yunho bir konu hakkında tartışıyorlardı,her zamanki gibi diye geçirdi içinden Yeosang.En yakın arkadaşına baktığında çoktan uyuya kaldığını fark etti.Ceketini Wooyoungun üzerine örttü.
Içinde ki küçük kağıdı zarftan çıkardı.Ikiye katlanmış kağıdı yavaş bir biçimde açtı. Yazılan dörtlüğü içinden okudu.'Bu ne senden ilk kaçışım,
Ne de ilk düşüşümsün yüreğime.
Ne bu şerden son geçişim,
Ne de son küsüşüm kaderime.'Güzel bir el yazı ile yazılmıştı yine.O kadar özenilmişti ki çok çekici duruyordu.Her zamanki gibi zarfın içinde bir de papatya vardı. Lakin bu sefer farklı bir şey daha vardı.Zarfı ters çevirip içindekinin avcuna düşmesini sağladı.Sarışın genç avucunda gördüğü şeyle heyecanlanmıştı.Ucunda papatya olan bir kolye ve en önemlisi ise haftasonu arkadaşları ile gezerken bu kolyeyi görmüştü ve çok beğenmişti.Ama yanında yol parasından başka para olmadığı için alamamıştı.Aslında bu şey onu bir nebze de olsa korkutmuştu.Şans eseri bunu aldığını düşünmüyordu.Bu demek oluyordu ki onu izliyordu.Biraz daha ürkmüştü ama zarar verecek olsaydı verirdi şimdiye dek.
Wooyoungu dürtecekken vazgeçip ayağa kalktı ve arkasından atladı.
"Ben lavaboya gideceğim."
Arkadaşları onu onayladığında zarftaki dörtlüğü sweatinin içine koydu.Kolyeyi de avucunda tutarak lavaboya girdi.Içeride kimsenin olmadığına emin olduktan sonra gülümseyerek aynaya baktı.Yeosang eşcinseldi ve ondan hoşlanan bir erkek olduğunu öğrenmişti bir ay önce.28 gündür her sabah bir şiir ve papatya buluyordu dolabında.Bu çok hoşuna gidiyordu.Papatya Yeosangın en sevdiği şeydi bu dünyada,tabii Wooyoungdan sonra.
O sırada açılan kapı ile sıçrayarak kapıya döndü.Hyungunu gördüğünde rahatlamıştı."Bu yüzünde açan gülleri neye borçluyuz?"
"Hyung yine mektup gelmiş ve papatya da var ama başka bir şey daha var."
Avucunu açıp kolyeyi gösterdi.
"Aaaa bu geçen beğendiğin kolye değil mi?"
"Evet hyungg~Yani belli ki beni takip ediyor... Bu biraz ürpertici ama hoş bir histe."
"Belki de denk filan gelmiştir çocuğun günahını alma hemen Yeo."
"Aaa doğru o da olabilir."
"Takmamı ister misin sana?"
"Evet hyung lütfen."
Mavi saçlı genç ellerinin titremesini belli etmemeye çalışarak sarışın olanın kolyesini taktı.
"Çok yakıştı..."
"Teşekkürler hyungg~"
Sarışın olan heyecanla hyunguna sarıldı.Kısa olan içinde ki korkuyu sarışın çocuğa belli etmemeye çalıştı.
"Hadi artık sınıfına gidelim.Seni bıraktıktan sonra ben de kendi sınıfıma giderim."
"Tamam hyung."
Iki genç bulundukları yerden çıktılar.Sarışın gencin sınıfına vardıklarında kısa olan diğerinin kolundan tuttu.
"Yeosang bundan kimseye bahsetme tamam mı,çocuklar fazla panik yaparlar şimdi. Tanıyorsun onları."
"Haklısın hyung.Sen de sınıfına git istersen artık.Iyi dersler."
"Iyi dersler bebeğim."
Sarışın olan hyunguna el salladıktan sonra sınıfa girip arkadaşlarının yanına ilerledi.
Arkasında minik bir gülümseme ile onu izleyen mavi saçlı büyüğünden habersiz.