Bir kaç saattir hastane koridorunda bekliyorlardı.Tüm grup birbirine destek oluyordu,buna Seonghwa ile Hongjoong da dahil.Hongjoong o kadar çok ağlamıştı ki bir ara nefessizlikten bayılmıştı.Seonghwa ise hemşire çağırarak bir odaya almışlardı.Şimdi ise Hongjoong uyanmıştı ama kimse yataktan kalkmasına izin vermiyordu.
Aniden açılan kapı ile Hongjoong kapıya bakmıştı,kapıda gördüğü kişi işe merakla kaşlarını kaldırdı.
"Yeosanga bir şey mi oldu?"
"Hyung o uyanmış!"
Wooyoung heyecanla konuştuğunda Hongjoong yataktan kalkmaya çalışmıştı ama kolundaki serum ve Seonghwa buna oek izin vermemişlerdi.
"ONU GÖRMEK İSTİYORUM."
Seonghwa sakince Hongjoong'un elinden tuttu.
"Hongjoong serumun bitmeden yerinden kalkamazsın hem de ameliyattan çıkar çıkmaz Yeosang'ı sana göstermezler...Biraz sabret ütfen."
Hongjoongun yüzü düşerken derin bir nefes verdi.
"Tamam bekleyeceğim..."
Seonghwa gülümseyerek odadan çıktı.Diğerlerinin yanına geldiğinde uzun olanlardan biri konuşmaya başladı.
"Hong hyung nasıl?"
"İyi iyi merak etme Mingi."
Uzun olan sessizce geri yerine oturdu o sırada ise Jongho konuşmaya başladı.
"Aranızın düzelmesi için birinizin yaralanması mı gerekiyordu..."
Jongho'nun dedikleri ile herkes bakışlarını kaçırmıştı.
"Ben biraz fazla abarttım galiba...Onlardan özür dileyeceğim,sevgilerine veya duygularına karışamam.Ne ara bu kadar aptal ve cani oldum bilmiyorum."
Seonghwa yüzündeki acı gülümseme ile yerdeki taşlara baktı.
"Hyung cani değilsin..."
"İtiraz etmeyin...Kendimi tanıyorum ben."
Seonghwa yerinden kalkıp yürümeye başladı.
"Hyung nereye?"
"Biraz hava alacağım."
Büyük olan koridorda kaybolduktan sonra dört gençte birbirine baktı o sırada ameliyathanenin kapısı açıldı.Sedyede uzanan sarışın çocuk ile dört gençte ayağa kalktı.Sonunda normal odaya alınacaktı.
Hongjoong üfleyerek serumu izliyordu.Bittiği an heyecanla hemireyi çağırdı.Hemşire odaya girdiğinde ve serumu çıkarırken çekingence ona baktı mavi saçlı olan.
"Bir sorunuz mu var efendim?"
"Kang Yeosang,ameliyattaydı o iyi mi?"
"Evet efendim hatta normal odaya alındı.31. oda."
"Ben artık çıkabilir miyim peki?"
"Tabii ki efendim."
"Teşekkürler."
Hongjoong ayağa kalkıp odadan çıktı ve direkt karşısındaki bedenle korkarak bir kaç adım geriledi.
"Seonghwa...tanrım korkuttun beni.Ne yapıyorsun burada?"
"Ben özür dilerim Hong.Senin duygularına karışmak istememiştim o gün dediğim her şey sinirle olmuştu.Lütfen affet."
Seonghwa'nın dedikleri ile şoka girmişti mavi saçlı genç.Ne diyeceğini bilmiyordu.Tuttuğu nefesi verdi ve hafifçe öksürdü.
"Yeosang'dan da özür dilemen gerek...Eğer o kabul eder ise ben de kabul ederim.Şimdi izin verirsen onun yanına gideceğim."