•5•

63 5 17
                                    

Sarışın genç bir süre sonra kendine geldiğinde hâla dudakları birleşik olan büyüğüne baktı. Omuzlarından ittirerek kendinden uzaklaştırdı.
Derin nefeslerinin arasında konuşmaya başladı.

"H-hyung sen,sen ne yapıyorsun?"

"Seni seviyorum Yeosang!Artık senin hyungun olmak istemiyorum,ben senin sevgilin olmak istiyorum!O mektupları o papatyaları...O Kolye ve bilekliği sana kim aldı sanıyorsun?Sana aşığım Yeosang hem de küçüklüğümüzden beri."

Sarışın olan beklemediği bu itiraf karşısında dona kalmıştı.Ağzını bir kaç defa aralamış ama dudakları arasından bir söz bile çıkmamıştı.Mavi saçlı genç derin bir nefes verdi.

"Ben sana burada ilanı aşk ediyorum...Ve sen beni neredeyse görmezden geliyorsun."

"S-sen Seonghwa hyung ike sevgilisin..."

"Onunla çıkıyor olmam ondan hoşlandığım anlamına gelmiyor Yeosang."

"Ama seninle olamam hyung.Seonghwa hyung seni çok seviyor..."

"Son bir kez...Son bir kez dudaklarını tadabilir miyim?"

Kafasıni aşağı yukarı sallayarak onaylayan sarışının ardından ikilinin dudakları tekrar birleşti.Yeosang bu sefer karşılık da vermişti üstelik.

Tuvalet kapısı açıldığında öpüşen iki gençde hızla ayrılmıştı.Kapıda gözleri dolu bir şekilde duran Seonghwa,ikisinin de beklemediği bir şeydi.

"Seonghwa-"

"S-siz..."

"Hyung dinle yanlış anladın."

"Neyi yanlıs anladım Yeosang!Hongjoongun beni seninle aldatmasını mı ha?SÖYLESENE!"

Salondaki gençler bağırışlarla beraber ışıkları açıp seslerin olduğu yere ilerlediler.

"Gece gece bu bağırmalar neden hyung?"

En küçüklerinin sorusu ile Seonghwa burnunu çekerek diğerlerine döndü.

"Bunu hyungunuz ve Yeosanga sorsanıza. Evet Yeosang söylesene madem yanlış anladım,bizlere doğruları söyle."

"H-hyung..."

"Yeter Seonghwa.Yeosangın bunda bir suçu yok onu ben sıkıştırdım."

"Bana söz vermiştin ve sözünü de tutmadın."

"Seni sevmediğimi bildiğin hâlde beni zorla yanında tutan sensin Park!"

"Bana sesini yükseltme!"

Olaydan geri kalanları hiçbir şey anlamamıştı.

"SENI DEĞIL YEOSANGI SEVIYORUM DIYE BANA YAPMADIĞIN KALMADI SEONGHWA. ARTIK BANA KARIŞAMAZSIN!"

"Öyle mi Hongjoong,bu yaptığını yanına bırakmayacağım anlıyor musun?"

"Hyung biz hiçbir şey anlamadık."

Minginin sözleri ile tüm gözledin yeni hedefi onlar olmuştu.

"Hongjoong hyungunuz beni Yeosang ile aldattı."

4 gençde koca bir şaşkınlık sıfatları belirdi. Ciddi miydi onlar?

"Nasıl ya...Yeosang?"

Wooyoung konuştu lakin sarışın genç başını eğmiş ve ağlama başlamıştı çoktan.

"Ikinizde evimden defolun!"

"Ama hyung bu saatte nerede kalacaklar?"

"Beni ilgilendirmez.Ve sen Yeosang bu sahte gözyaşların ile kimseyi kandıramazsın."

Yeoaang daha da ağlamaya başladığında Hongjoong kaşlarını çattı.Sarışın gence sıkıca sarıldı.

"Laflarına dikkat et,çok oluyorsun."

"Hadi ya.Çok da umurumda.Defolun evimden."

"Evine kalmadık."

Hongjoong sarışın çocuğun belinden tutarak salona ilerledi.Çantalarını alıp evden çıktı. Gecenin bu saatinde ölseler bile yurda geri dönemezlerdi.Bir parka ilerleyip banka oturdular.Yeosang sıkıca hyunguna sarıldı.

"Özür dilerim Yeosang...Böyle.olsun istemedim."

"Özür dileme hyung...Dediklerini duydum onun.Peki ya şimdi ne yapacağız?"

"Ben bir şey bulacağım söz veriyorum."

Sarışın olan başını mavi saçlı gencin boynuna gömdü.

"Yani siz şuan ayrıldınız mı?"

"Evet..."

"Peki şey..."

"Ney?"

"Hyung...şimdi ne yapacağız,nerede kalacağız?"

"Bilmiyorum Yeosang..."

"Aslında...kalacağımız bir yer biliyorum."

"Neresi orası?"

"Sen sadece beni takip et."

Yeosang ayaga kalkıp gözlerini sildi.Yanındaki hyungunun elini tutup ezbere bildiği o adrese ilerledi.Kimsenin o ikisinin arkadaş olduğunu bilmemesi gerekiyordu ama şuan çok zor bir durumdaydı yani buna mecburdu.
Bir süre yürüdükten sonra lüks bir evin önüne gelmişlerdi.Yeosang kapıdaki güvenliğe ismini söyleyip içeriye girdi.Işıkların açık olduğunu gördüğünde gülümsedi.Uyanık olması onun için şuan büyük bir nimetti.
Büyük kapıya ilerleyip kapıyı çaldı.Bir kaç dakika sonra açılan kapı ile sarışın genç gülümsedi.

"Yeosang?"

"Sannie~"

PRECIOUS / HongSangWhere stories live. Discover now