Hongjoong dudaklarını dişleyerek başka bir yöne çevirdi başını.Ona San'ın öldüğünü nasıl söyleyebilirdi ki?
"Yeo biraz dinlen,eğer uyursan sen uyandıktan sonra sani San'a götüreceğim."
"Ger-gerçekten mi?"
"Evet bebeğim hadi uyu ve dinlen."
Yeosang yüzündeki gülümseme ile minik gözlerini kapatı.Rahat bir uykuya dalarken Seonghwa ve diğerleri garip bir şekilde mavi saçlı çocuğa bakıyordu.Hongjoong sessizce onlara dönüp konuşmaya başladı.
"Ne bakıyorsunuz öyle?"
"Hyung San denilen çocuğun öldüğünü bilmiyor musun?Yeosang'ı onun yanına götüreceksin?"
Mingi'nin dedikleri ile herkes susmuş ve mavi saçlı gence bakmıştı.
"Onu yaşayan San'a götüreceğimi söylemedim...Ölü olsa bile o hala San.Onu öyle görünce yıkılacağını biliyorum ama başka şansım yok."
Herkes susmaya devam etmişti.Başlarıyla onaylayıp odadan çıktılar.Seonghwa dışında...
"Hongjoong sana söylemem gereken başa bir şey daha var ve...bunu kesinlikle bilmen gerek."
"Söyle Hwa seni dinliyorum?"
"Hongjoong...ailen.Onlar yaşıyorlar."
kitapları daha kısa yazmaya başladım bunu biliyorum ama cidden uzun yazmaya üşeniorum ve resmen tüm drama queenliğim gitti.Puff eski beni özlemedim değil.Neys bb.