13. Bölüm- Gezinti

7 1 0
                                    

İYİ OKUMALAR =)

BÖLÜM ŞARKISI: Grace VanderWall- Moonlight

----------------------------------------------

Üzerimdeki ağırlığın sebebini o akşam öğrenmiştim. Suyun altında bayılmıştım ve vücudum hiçbir tepki vermemişti. Vermesi bir yandan garip olurdu aslında ama hassas bir bedenim var...

En az 2 dakika orada kalmıştım ve kaçıncı dakikada bayıldığımı dahi bilmiyorum haliyle hatırladığım tek şey nefesimin yetmemesi ve bayılmam, gözümü açtığımda kıyıdaydım zaten. Bayıldığım gibi sudan çıkmadığımı tahmin ediyorum, Ece'de bunu kanıtlıyor zaten. O gün benden milyon kere özür diledi, ben sorun olmadığını söylüyorum o daha çok özür diliyor. Çıldırttı beni bütün akşam. Bayıldıktan sonra uzun süre daha çıkmayınca vücudum kendinde savunma mekanizması oluşturmuş ve bende bu sebeple yorgun düştüm. 

O gün denize falan girdikten sonra çok kalamadan odaya geri döndüm çünkü gerçekten ayakta duramıyordum. Odaya girer girmez kendimi duşa attım ondan sonra da bütün gün uyumuşum. Ertesi gün çok enerjik uyandım ki bu o kadar normal ki, yaklaşık 12-13 saat uyuyan herkes fazla enerjik olur..

Şu an akşam ve biz kaleye gideceğiz. Normalde sabah saatlerinde dolaşmak daha güzel ama araştırmamız ve Ece'nin Miraç ve Meriç'e sorduğu sorular sayesinde kalenin ve seyir tepesinin akşamları çok daha güzel olduğunu öğrendik. Seyir tepesi mi kale mi çok arada kaldık ama sonra daha burada olduğumuza her yeri gezebileceğimize karar verdik ve ilk kaleyi görmek istedik. Hem manzarayı akşam daha görmek için hem de hava o kadar sıcaktı ki belki akşam bir nebze bile olsa eser diye düşünerek akşam gitmeye karar verdik. Yoksa okuduğumuz ya da duyduğumuz şeyler fikirlerimizi etkilemez. En azından benim etkilemiyor ama Ece için aynı şeyi söyleyemeyeceğim.

Üzerime bir kot şort ve uzun kısa kollu tişört giymiştim. Uzun tişört giyerek şortun altta kalmasını seviyorum. Altımda bir şey yokmuş gibi görünse de benim için sorun olmuyor. Haberlerde ne kadar taciz/tecavüz haberi görsek de ben kendimi kısıtlamam. İstediğimi giyerim buna kimse karışamaz. Bakacak olan bakar diye düşünmüyorum, bakmamayı öğrenecekler diyorum. O insanların iğrenç düşünceleri yüzünden ben neden istediğimi giymeyeyim ki? Kimse için kendimden ödün veremem. Ben istediğimi giyerim, onlar da bakmamayı öğrenir bu kadar. Olası bir durumda da kendimi korumayı bildiğimi düşünüyorum...

Taksi sonunda bizi kaleye çıkarmıştı, ciddi anlamda fazla yükseğe çıkmıştık. Aslında daha aşağılarda da inebilirdik ama buradan manzara vs. daha güzelmiş. Ücreti ödeyip taksiden indik, indiğimiz gibi karşımda gördüğüm şey ile büyülendim.

Sanki kocaman denizin ortasında bir ada vardı ve adayı ışıklarla süslemişlerdi. Bakışlarımı gökyüzüne çıkardığımda bir çok yıldız gördüm. Yaşadığımız şehir, hava kirliliği falan derken yıldız görmek gerçekten çok zor oluyordu ama sanırım şu an bulunduğumuz yükseklik gereği ile yıldızları çok rahat görebiliyorduk. Bu kadar güzel bir görüntü hayal etmiyordum, bu gördüklerim beni büyülemeye yetmişti...

Zaman geçtikçe o büyünün etkisi hala üzerimdeydi. Buraya ne kadar gelirsem geleyim, bu manzarayı ne kadar görürsem göreyim büyülenmekten asla vazgeçmeyecektim. Ece'de büyülenmiş olmalı ki geldiğimizden beri ağzından çıkan tek kelime "Çok güzel." oldu. Belki bir başkası için o kadar güzel bir görüntü değil. Ama biz küçüklüğümüzden beri yurttayız ve tek başımıza tabii ki okul hariç bir yerlere gidemiyorduk. Kimse de götürmüyordu, bu nedenle görmediğimiz yerlerin sayısı fazlaydı.

Bizim gibi burada oturup manzarayı izleyen insanlardan biri telefonundan şarkı açmıştı. Ve şansıma bildiğim bir şarkıydı.

"Remember last year when you told me, 

to always stay here and never leave me.

The light from your eyes made it feel like,

We-e-e were dancing in the moonlight.

Remember last year when you told me,

that this will be lifelong stories."

Şarkıya kendi içimde eşlik etmek her zaman çok güzel gelmişti.

Saatler akıp gitti biz oturduğumuz yerden kalkmadık. Telefonumu çıkartıp saate baktığımda on ikiye yaklaştığını gördüm. Normalde olsa bu kadar geç oldu diye belki biraz tedirgin olurdum ama Alanya geceleri bile sakin olmuyor. Saat kaç olursa olsun yollarda insan görmek mümkün. Millet eğlenmeyi seviyor, böyle düşününce kendimi 70 yaşında gelmiş yaşlı teyzeler gibi hissettim. Bunları ancak onlar söylüyordu sanırım. Kim 18 yaşındayken 'Millet eğlenmeyi seviyor.' derdi ki? Ben derdim işte.

"Ece hadi kalkalım otele gidene kadar saat on iki buçuk falan olur zaten." evet o kadar uzaktı. Kaleye çıkmak ve inmek bile 10-15 dakika sürüyor. Otele gidişimizde 25-30 dakika. Aslında o kadar uzak bir yerde değil taksi şoförü çok yavaş kullanıyor.

"Tamam." ayağa kalktım ve onun da kalkmasına yardımcı oldum.

"Ahsen." bakışlarım anında onu bulmuştu.

"Efendim?"

"Seyir tepesine yarın mı gidiyoruz?"

"Yok ya, yarın gitmeyelim. Ben bugün manzaraya doydum, bir iki gün sonra gideriz ne dersin? Hem daha gezecek çok yer var."

"Olur, bir iki gün sonra gideriz." beni uğraştırmadığı için memnundum..

Kaleden aşağı inerken bile denize ve gökyüzüne bakmaya devam ediyordum. Bir kaç dakika sonunda kaleden resmen ayrılmıştık, eğer buradan ayrılmadan önce istediğimiz her yeri gezmiş olursak buraya tekrar gelmeyi düşünebilirim. Tabi bunu Ece'ye de danışmam lazım ama hayır diyeceğini sanmıyorum.

Yarım saatin sonunda otele gelebilmiştik ve ben pert olmuştum. Ama Ece hala zımba gibiydi, kız asla ama asla yorulmuyor. Belki de yorulmak nedir bilmiyordu, kim bilir?

-------------------------------------------------------

BÖLÜM SONU!

Selam. Bölümü nasıl buldunuz? En son bölümde size kesin olarak duygusal bir bölüm yazacağım hazırlanın demiştim ama fark ettim ki yazacak duygusal bir şey yok. Bu nedenle az çok eğlenceli olsun dedim. Diğer bölümde yine eğlenceli olacak buna eminim, ama çok mu eğlenirsiniz yoksa bu bölümdeki gibi mi onu şu an kestiremiyorum.

Şarkı bu sefer slow değil bence, ne dersiniz? Ahsen'in tacizi ya da tecavüzcü pislik insanlara karşı olan düşüncesini nasıl buldunuz? Kalenin manzarasını size de göstermek isterdim, bakacağım eğer bulabilirsem medyaya koymaya çalışacağım. Belki o kadar güzel değil ama benim hoşuma giden ve huzur bulduğum bir manzara diyebilirim. Manzarayı betimleme şeklini nasıl buldunuz peki? Ahsen'in üzerinde bulunan durgunluğun sebebi saçma olabilir ama çok düşündüm sonuç bu...

Bu arada neden Alanya derseniz bildiğim ve güzel bir şekilde anlatabileceğim bir yer seçmek istedim ki size daha güzel yansıtabileyim. Bilmediğim bir yer olsa bile uzun uzun araştırır yine bir şeyler yapardım buna emin olabilirsiniz. Ayrıca tatil kısımları sizi sıkıyorsa bunu belirtmekten çekinmeyin, ben sizin isteklerinizi göz önünde bulundurarak hareket ederim.

Lütfen bölüm hakkındaki fikirlerinizi belirtin.

Oy vermeyi ve yorum bırakmayı unutmayın. Sonraki bölümde görüşmek üzere =)

Bulut'u Mutlu EtHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin