6. Bölüm- Balo

31 5 1
                                    

NOT: Bölüm 2 hafta sonra olarak başlayacak demiştim fakat Bulut ile olan karşılaşmalarını ve Ece'nin sorgusunu yazmak istedim. Ayrıca bölüm biraz fazla romantizm içeriyor, bilginize. Son olarak iki şarkı var ikisi de Ed Sheeran'a ait. Ama sadece Perfect şarkısını koyabildim.

İYİ OKUMALAR:)

BÖLÜM ŞARKISI: Ed Sheeran - Perfect & Photograph

----------------------------------------------

Alışveriş Merkezinde ayrıldıktan sonra eve geçtik. Yukarı çıkarken Bulut ile karşılaştık (Bence bunu herkes bekliyordu).

"Selam." ben konuşmadan geçmeyi düşünürken o selam demişti.

"Selam." demek mecburiyetinde kaldım.

"Ahsen yukarı çıkmana yardım etmemi ister misin?" bu sorusu ile beraber birkaç dakikalık bir şok yaşadım ama hemen toparlandım.

"Sağ ol Bulut ama çıkabileceğimi düşünüyorum." diyerek reddettim. Tamam çıkmak biraz zor oluyordu ama bu ona bir kez daha kendimi taşıtacağım anlamına gelmiyordu. Benim Bulut'un bu teklifini reddetmem üzerine Görüşürüz dedik ve yine benim sayemde merdivenleri 15 dakika da çıktık. Eve girdiğimiz gibi Ece ilk başta bana baya söylendi. 'Neden izin  vermedin çıkmana yardım etseydi' falan diye. Tabii sonra aklına gelmiş olacak ki  'O çocuk seni nereden tanıyor Ahsen? Çok tatlı çocuk değil miydi Ahsen? Ben çok sevdim onu Ahsen. Hem de komşumuzmuş. Bak ne güzel tesadüf oldu.' gibi daha birçok söz. En sonunda dayanamayıp,

"Ece başımı şişirdin." dedim. O altta kalır mı? Asla!

"O zaman sorularıma cevap ver." Tamam soruların yalana başvurmadan yanıt verebilirdim. Tabii ki sırayla ve yavaş bir biçimde sorarsa.

"Tamam Ece, sorularına cevap vereceğim fakat sırayla ve anlayabileceğim hızda söylemen gerekiyor." şartlarımı belirttim. Sırf merak ettiği için kafa sallayarak onayladı. Normalde 'Nasıl istiyorsam öyle söylerim, anlayıp anlamamak sana kalmış Ahsen.' derdi. Ama o şekilde cevap vermeyeceğimi bildiği için kabul etti.

"1. soru: O çocuk seni nereden tanıyor?" diye sorarak iç sesim ile olan sohbetimi böldü. Bekletmeden cevap vermeye karar verdim.

"Tuhaf bir şekilde tanıştık. Orada öğrendi." diyerek kısaca yanıtladım.

"2. soru: Onun adı ne?"

"Bulut." gibi daha birçok soru yanıtladım. Sorularını yanıtlamaktan sıkıldığım zaman ise 'Ece bugün çok yoruldum, sonra devam edersin.' dedim ve onu başımdan savdım.

2 HAFTA SONRA

Sonunda alçım çıktı. Çok önemli bir kırık olmadığı için doktor 10 gün sonra gel bir bakalım eğer kaynamışsa alçını çıkartırız demişti. Bende bugün gittim, sonuç ortada.  Şimdi de eve dönüyorum, Ece beraber gidelim dedi ama ben kabul etmedim bu nedenle tek başıma taksideyim. Beni bu şekilde görünce çok şaşıracak çünkü ben hiç umutlu değildim kesin çıkartmayacaklar yarın ki baloya da bu şekilde geleceğim diye söylenip onun da benim için olan umutlarını söndürüyordum.

Sonunda taksi evin önünde durunca şoföre parasını verip indim ve eve yürüdüm. Ama anahtarımı unuttuğumu fark ettim. Ece'yi arayıp kapıyı açmasını isteyebilirdim ama onun sevinç çığlıkları yüzünden komşularımıza rezil olmak istemezdim. Onun yerine onların zilini çaldım ve kapının açılmasını bekledim. Kapı açılınca karşımda daha önce görmediğim biri vardı

"Pardon, kime bakmıştınız?" dedi kapıyı açan çocuk.

"Ben üst katınıza 1-2 hafta önce taşındım, anahtarımı unutmuşum, arkadaşıma da bir konuda sürpriz yapacağım sevinç çığlıklarıyla sizi rahatsız etmek istemedim. Gerçi böyle daha çok rahatsız ettim ama neyse, onun için zile basmıştım." diye saçma bir açıklama yaptım, kendimi rezil etme konusunda bir numarayım gerçekten.

Bulut'u Mutlu EtHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin