31.12.2019

227 49 44
                                    

Dün, bu tasarılarımın bir kısmını eski danışmanım şimdiki arkadaşımla paylaştım. Niye yaptım bunu bilmiyorum. İçimde cılız bir ses hep "Zeynep dur artık sağlıklı düşünemiyorsun. Dışarıdan birinin görüşlerine başvur." diyordu. Kararımdan vazgeçmeyeceğimden emindim ama yine de yazdım. Tahmin ettiğim gibi sağlıklı olmadığımı anlattı. Sağlıklı olmadığımı biliyorum aslında. Mesele asla sağlıklı ve normal bir birey olamayacağıma inanmam. Zaten böyle yaşayacağıma ölme kararı verdim. Ama arkadaşım bunun böyle olmadığını, terapiyle danışmayla her şeyin düzelebileceğini söylüyor. Haliyle buna da inanmıyorum. Ama yine içimdeki o lanet ses bu inançsızlığımın da normal olmadığını söylüyor.

Dün beklemediğim kadar yol kat ettik ama. Terapiye inanmama sebebim hiçbir zaman danışmana yaşadıklarımı ve hissettiklerimi tam ve doğru olarak anlatmayacağımı bilmem olduğunu keşfettim. Her insanın kimseye açmadığı özel alanı vardır. Benim olayımda bu alanın içindekiler tedavide kritik rol oynuyor. Mesele bu 'mahremimi' kimseye açıp açmayacağıma geldi. Arkadaşım uzun ve mantıklı sebeplerle neden paylaşmam gerektiğini ve paylaşırsam sürecin az çok nasıl işleyeceğini, biraz zorlanacağımı ama sonra sağlıklı ve mutlu bir hayat yaşayabileceğimi söyledi. O süreçten çok korkuyorum. Tedavimin yapılabilmesi için hastanede yatmam gerekecek. Haliyle tüm ailem durumumdan haberdar olacak. Sonrası tamamen bebek bakıcılığı. İrademe güvenmeyecekler. Yetişkin değilmişim gibi davranacaklar. İlaçlar zaten aptallaştıracak. Ayık olduğum zamanlarda da gönlümce yalnız kalamayacağım. Bunlar yetmiyor gibi danışmanların can sıkıcı sorularına cevap vermek zorunda kalacağım. Üstüne de çevrenin deli damgasını koyduk mu tadından yenmez. Bütün bunları ne için çekeceğim ki? Saçma sapan bir hayat için. Şu dünyada yapınca mutlu olduğum bir iki şey var. Onları da adamakıllı yapamıyorum bile. Hem artık onlar da sarmıyor. Uzay temalı kitap aldım daha kapağını bile açmadım. Geriye tek bir şey kalıyor: Arkada bırakacaklarım üzülmesin diye yaşamak. Onlar için inanılmaz üzülüyorum ama gerçekten artık bu sebeple yaşayamıyorum. Sonuç olarak yine de ölme kararım değişmedi. En azından deneyeceğim. Şunu biliyorum ki o, ölmek üzere olduğum durumu yaşamadan geri kalan hayatımı sağlıklı geçiremem. En ufak bir problemde, sıkıntıda aklıma intihar seçeneği gelecek. Planladığım şeyi yapacağım. O son anda yaşamak istersem zaten yardım talep edebilirim. Yaşamaya karar verirsem ondan sonraki iyileşme sürecinde olacaklara da razı olacağım. İçimdekileri paylaşacağım. Ve büyük olasılıkla bir daha intihar seçeneğini düşünmeyeceğim. Ama ölme kararımda sebat edersem yapacak bir şey yok. Diğerlerinden farklı olarak sadece yerini, zamanını, şeklini bilmiş yani belirlemiş olacağım.

Bugün 2019'un son günü. Büyük ihtimalle yaşadığım son yılbaşı olacak. Off çok karmaşık duygular içindeyim. Şimdiye kadar yaşadığım yılbaşları aklıma geliyor. Her zaman yeni ve daha güçlü bir bene ulaşmak için hedefler koyardım. Geçen yıl mesela Zinciri Kırma metoduyla Fransızca öğrenmeye başlamıştım. Heyecanlıydım, mutluydum. Şimdi boşluktayım.

Yeğenim kucağımda beraber Gravity izliyoruz. Kadın, ölmek üzere olduğunu düşününce "Herkes öleceğini bilir ama bunun şimdi olacağını bilmek tuhaf hissettiriyor" diyor.

NEVROTİĞİN NOTLARI (Kitap Olacak)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin