Wattpad Bir çöplük!
Wattpad; Mafyalar, badboy, badgirl, goodgirl, üvey ağabeyden tutun kadına şiddet, tecavüzcü aşkı, öğretmen-öğrenci ilişkileri ve daha niceleri ile dolu bir çöplük!
Dikkat! İçersi biraz klişe kokuyor!
Bugünkü bölümümüzde ne eleştireceğimiz başlıktan da belli aslında. Arkadaşları tarafından görünüşü yüzünden akran zorbalığına uğrayan bir kız.
Akran zorbalığı gerçekten travmatik bir olay.
Hatta size bir şey anlatmak istiyorum. Ben ilkokul yıllarımda biraz kilolu bir çocuktum. Dalga geçerlerdi ve ben şu an olmam gereken kilonun altında olmama rağmen her kilo aldığımda aklıma onlar gelir, kendimi aşırı rahatsız hissederim.
Söylediğim gibi bunlar travmatik olaylar ve ben bu "eziğin dönüşümü" kitaplarını ilk çıkaran kişinin asıl amacının buna dikkat çekmek olduğunu, daha sonra ondan kopya çekenler ile bu evrelere geldiğini düşünüyorum.
Şu an eleştireceğim kitabın yazarının amacının buna dikkat çekmek olduğunu düşünmesem de eğer bu amaç ile yazmaya başladıysa buna dikkat çektiği için tebrik ettiğimi söyleyebilirim.
Kurgunun tamamından bahsetmiyorum. Sadece akran zorbalığına uğrayan bir ergenin nasıl hissettiğini insanlara göstermek amacıyla başlandıysa bu gerçekten hoş bir şey.
WBÇ tarihinde bir ilk! Maviş ilk defa bir şeyi beğendi!
Şimdi kurgumuza geçmek istiyorum.
Kitap bizim kızın zorbalığa uğramasıyla başlıyor. Ona zorbalık yapan kıza ses çıkarıyor ve bu gerçekten çok güzel bir şey ama her zamanki gibi zorbalık eden kıza verilen sıfat "sürtük" oluyor.
Bu kişilere bu adın verilmesinin sebebi cinsel ilişkiye girmeleri. Wattpad ve her zamanki gibi cinsel ilişkiye giren kadına hakaret edilip girmeyen kadının yüceltilmesi.
Kızımız intikam yeminleri ediyor ve Amerika'ya kuzeninin ve ağabeyinin yanına gidiyor.
Ne yani, canınız isteyince "Hop!" diye Amerika'ya uçabiliyor musunuz?
Vay be.
Ben buradaki asıl problemin kızın sırf başkaları istedi diye kendini değiştirmesinde buluyorum.
Kendini daha sağlıklı, daha iyi hissetmek için yapsa cidden bir şey söylemem ama başkaları bizi bu şekilde beğenmeyince kendimizi değiştirmek zorunda değiliz.
Burada bahsettiğim şey dış görünüş.
Bence insanlara kendileriyle birlikte kimse farkında olmadan empoze ettikleri şey bu. Kurgunun devamında birkaç yanlış düşünceden daha bahsedeceğim.
Kızımız değişiyor ve okuluna gidiyor.
Fakat değiştiği andan itibaren herkese tavrı gerçekten çok terbiyesizce ve ben her şeyi yapabilirim, küçük dağları ben yarattım havasında.
Dış görünüşün kadar konuş.
Bizim kız en başta "sürtük" olarak sıfatlandırdığı o kızla kavga ediyor ve tabii ki olmazsa olmaz kolu sırta çevirme hareketini yapıyor.
Anlamıyorum ki, bundan başka hareket mi bilmiyorsunuz? Üç aylık dövüş eğitimi bu kadar oluyor galiba.
Bir de sınıfta kavga oluyor ve nöbetçi öğretmen gelmiyor.
Dingonun ahırı mı burası?
Bir sonraki ders bizim kızın değişirken ona yardım eden arkadaşları geliyor.
Bu da ayrı bir mevzu.
Kim 3 ay önce tanıştığı biri için yerini, yurdunu değiştirir?
Bizim kız yeniden aynı kız ve arkadaşıyla kavga ediyor. Ardından müdür sonunda sınıfa geliyor ve inanamayacağınız bir şey oluyor:
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Ne olursa olsun hiçbir eğitim görevlisi bunları söylememeli.
Kızın parada gözü olmasa bile müdürün parada gözü varmış gibi görünüyor.
Sonra aynı olaylar bir de bizim kızın âşık olduğu, ona zorbalık eden çocuğun ağızından anlatılıyor ve çocuk daha ilk günden kıza âşık oluyor.
Empoze edilen bir diğer düşünce: görünüşün standartlara uyuyorsa istediğin kişiyi kendine âşık edebilirsin, Görünüşün standartlara uymuyorsa avcunu yalarsın.
Toplumumuz içerisinde birçok kişinin "reddedilme" korkusu da bu düşüncenin varlığından geliyor.
Birkaç klişenin ardından şu klasik şarkı söyleme ve dans yarışmaları oluyor, tabii ki bizim kız kazanıyor.
Aslında bu da çok ilginç. Neden hep ana karakter kazanmak zorunda?
Ana karakter her şeyde mükemmel olmalı.
Sonra kızın eski aşkının ağızına geçiyoruz ve onun düşünceleri de çok garip.
"Bana bomboş bakıyor. Hâlâ beni seviyor, sadece ona yaptıklarımdan dolayı kızgın ve bana o şekilde bakmaya çalışıyor. Onun benim olmasını istiyorum ve öyle de olacak."
Bana aşktan çok saplantılı bir bireyin düşünceleri gibi geldi bunlar.
Onunla birlikte olmak zorunda, erkeğin düşüncelerine göre.
Aslında bu günümüz Türkiye'sindeki kadınların kendinden vazgeçmesini kabullenenemeyen saplantılı erkek düşünceleri.
Bu sırada bazı klişe olaylar gerçekleşiyor ve maksimum 19 yaşında olan düşman kolejinin sahibinin oğlu, kampa giden okulu otobüsün içerisinde kaçırmaya kalkıyor.
Düşman okul nereden çıktı falan söylemeyin, o konuyu ne siz sorun ne ben söyleyeyim.
nasıl oluyorsa bir tek bizim kız yanlış yoldan gittiklerini fark ediyor ve bütün okulu kurtarıyor.
Kamptan sonra okulu bizim kızın ağabeyinin düşmanları basıyor. Bizim kızı vuracaklarken sevgilisi öne atlıyor ve o vuruluyor.
Tabii şu klasik kalbi durup sonra bir mucize ile yeniden hayata dönme olayları da ekleniyor buna.
Sonuç olarak sevgilisi kurtuluyor. Kızımız intikamını alıyor ve bizim kız tam on sekizine girdiği gün sevgilisinden evlenme teklifi geliyor. Kurgu burada bitiyor.
Bu arada dikkatimi çeken bir şey daha var. Bizim kız on sekizine girmeden önce bir sahnede şirkete gidip dosya imzalıyor fakat on sekizine girene kadar imza yetkisi yok.
Doğrusu bolca mantık hatalarıyla, klişelerle ve diğer bazı saçma şeylerle dolu bir kurguydu.