²⁴/çaresiz.

863 90 166
                                    


1 ay sonra,

naruto;

kendimi iyi hissetmiyordum.

bugünlerde kafede her zamankinden daha fazla mesaiye kalıyordum.
üstüne üstlük kafeyi de temizliyordum.

gaara her akşam üstü temizliği bana bırakıp, kafeden erken çıkmaya başlamıstı.
bu yüzden hem kendimi yoruyor, hem sasuke'yi az görüyordum.

zaten sasuke'nin durumu beni çok üzüyordu.
önceden sahip olduğu rahatlık yoktu.  sürekli hastaneye gidiyordu.
hatta geceleri orada kaldığı oluyordu.

kafeden çıkar çıkmaz onların evine gitsem de içim rahat değildi.
onun üstüne düşmeliydim. çünkü sasuke bir ay öncesine kadar çocuksu muamele gördüğüne inandığından bunu istemese de, şimdi beni daha çok görmek istediğini söyleyip şikayet ediyordu.

sasuke'yi anlıyorum. annesini -en büyük destekçilerinden birini- kaybettikten sonra bütün dayanağı fugaku bey ve ben kalmıştım.

okulumu dondurdum.
artık okul parası biriktirmiyordum.

biriktirdiğim parayı da, sasukelerin evine hızlı varabilmek için taksilere harcayacağım gibi duruyor.

(y.n: sasuke para vermeyi teklif ediyor tabii ki ama naruto her zaman kabul etmiyor.)

kafenin kapısını kilitledim.
ardından kontrol ederek, kapının kilitlendiğinden emin oldum.

telefonumdan saate baktım.

3 saat fazla kaldığımı saatin 22.00 olmasından anladım.
aynı zamanda sasuke'nin çektiği mesajları, cevapsız aramalarını yeni gördüm.

hey nerdesin?
18.53

yazdıklarımı okumuyorsun. gelmiş olman gerekti.
18.58

kafede değil misin?
19.00

beni endişelendiriyorsun.
20.48

off.
20.48

2 cevapsız arama 'sevgilim' kişisinden.

(y.n: sasuke telefonu alıp, ismini değiştirdi.  yoksa naruto onu sasuke diye kaydetmişti.)

naruto işten geç mi çıkacaksın bugün de...
20.50

5 cevapsız arama 'sevgilim' kişisinden.

yok ben kafayı yiyeceğim.
21.30

bu sefer bittim.

telefonla hızlıca sasuke'yi aradım.
telefon sesi arkamdan geliyordu.

arkama döndüğüm gibi sasuke'yle karşılaşmam bir oldu.

saçlarını kazıdığımızdan beri hem şapka takıyor, şapkanın üstüne de kapşonun şapkasını geçiriyordu dışarıya çıkarken.

sinirli adımlarla üzerime yürüdü.

kolumu sertçe tuttu, kendine çekti.

ben ne olduğunu anlayamadan, sasuke sıkıca sarıldı bana.

s: beni ne kadar endişelendirdin biliyor musun sen?

karşılık verdim, kollarımı sasuke'nin sırtına doladım.

n:üzgünüm... işteyken bakamıyorum telefona.

s: kendini çok yoruyorsun bu siktiğimin kafesinde başka çalışan yok mu!?

𝒾𝓃 𝒶 𝒻𝒸𝓀𝓃' 𝓂𝒾𝓃𝓊𝓉ℯ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin