2

2.4K 116 10
                                    


ASENA RÜYANIN AĞZINDAN

Tam 2 saattir aralıksız yürüyordum . Güvenli bir yerde durup yemek yemem gerekiyordu. İlerde mağara gibi bir oyuk görünce oraya doğru ilerledim . Ayakkabılarımı çıkarıp kenara koydum, ayaklarım artık yürümekten su toplamıştı , bazı yerleride kanıyordu. İlk önce ayaklarıma pansuman yapmak için biraz tendiriyot (inşallah böyle yazılıyodur) sürdüm ama ayaklarım feci şekilde yanıyodu. Dişlerimi sıkıp pansumanı bitirdiğimde çantamdan bir konserve çıkarıp yemeğe başladım. Bir yandanda 3 ay önce öldürdüğüm ele başı teröristi düşünüyodum teröristi sağ getirmem konusunda kesin emir vardı . Ama çatışma sırasında adamın kaçtığını görünce ayağına nişan alıp tam vuracakken biraz ilerimde bir el bombası patlamasıyla geriye doğru savrulmuştum . Ama artık çok geçti çünkü tetiğe basmıştım , ayağına gelecek kurşun teröristin başına saplanmış ve şerefsiz ölmüştü. Bunun için büyük bir ceza alacaktım ama tam olarak ne olacağını kestiremiyodum o adam bizim için önemliyken bir anlık dikkatsizliğim yüzünden adam ölmüştü. Sıkıntıyla yüzümü sıvazlayıp bitmiş konservemi kenara doğru attım. O arada ayak sesleri gelmesiyle iyice yerime sinip kimin geldiğini anlamaya çalıştım kulaklarım iyi duyduğu için konuşulan sesleri duyabiliyorum.

"  Şahin timi dur. Burda mola verelim herkes konservesini çıkarıp yiyebilir "

Şahin timi..... bir dakika Şahin timi abimin timi değilmiydi. İşte şimdi sıçmıştım . Burada ya onlar gidene kadar saklanmam gerekiyordu ya da onlara farkettirmeden kaçmam gerekiyordu,ki bu hiç kolay değildi 8 kişilerdi ve beni görme ihtimalleri çok yüksekti. Ama bu akşama kadar mit binasına varıp rapor vermem gerekiyordu. 1 gün dinlenmenin ardından acil olarak görev için  Ankaraya gitmem söylenmişti . Görev hakkında detayları bilmesemde görevden döndükten hemen bir gün sonra yeni göreve gönderiliyorsam gerçekten önemli olmalıydı . Düşüncelerimden sıyrılıp ne yapacağımı bulmaya çalıştım. O anda aklıma gelen fikirle yüzümde sinsi bir sırıtış belirdi hem burdan hızlı ve zahmetsiz bir şekilde mit binasına gitmemi sağlayacak hemde abimleri kısa da olsa görmemi sağlayacaktı. Çantama doğru eğilip maskemi ve lens kutumu aldım . Abimlerin beni tanımaması gerekiyordu .

İşimi bitirince sadece onlara kendimi fark ettirmek kalıyodu yediğim konserve çöpünü alıp yanımdaki taşa çok hafif bir şekilde vurdum. Sanki yanlışlıkla olmuş gibi yerimden hafifçe çıkıp time baktım o an içinde kaybolacağım derinlikte iki çift kahve gözlerle kesişmişti gözlerim. sanki paniklemiş gibi hareketler yapıp yerimden tamamiyle çıktım mağaranın arkasın doğru koşmaya başladım. Arkamdan gelen sesleri duyabiliyorum

" siktir, abi orada biri var "

" yiğit yakala şunu kim bilir ne zamandır oradaydı Allah kahretsin nasıl farketmedik. Tim sizde mevzilenin başkalarıda olabilir " 

Kaya abim , anladığım kadarıyla kahve gözleri olan adının yiğit olduğunu anladığım adama benim peşime takıp diğerlerine emir veriyordu.  O an hafifçe sırıttım planım tıkır tıkır işliyordu. Kolumda hissettiğim acıyla içimden koca bir siktir çektim. Kolumdan vurmuştu beni . Hemen kendimi yere atıp acıdan kıvranıyomuş gibi yaptım. Kolum üzerindeki yaraya bir baskı hissettiğimde gözlerimi açtım. Yiğit "artık adını öğrenmiştim" ayağıyla kolumdaki yaraya basıyordu . Ahhh hadi ama kolumun hasar almasını falanmı istiyodu . O an gıcık iç sesim ,

" yok bide önüne kırmızı halı serip karşılasın seni düşmanı olarak görüyo salak .  Tabiki de böyle davranacak "

Dediğinde haklı olmasına karşın gözlerimi devirdim. O an gözüm kahvelerine takılmıştı , kaşları çatık bir şekilde bana bakıyordu.

" kimsin ve neden bizi dinliyordun. "

Kulağıma melodi gibi sesi gelmesiyle hem ürktüm çünkü resmen kükremişti , hem de sesi karşısında hayran kalmıştım. Hemen düşüncelerimden çıkıp kendime geldim . Sesimi ifadesiz tutup

KASIRGAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin