Gülümseyerek aynada ki kendime baktım. Gözlerim yakamda takılı olan karta çarptı "Adel Salvatore Mystic Falls Hastanesi" o kadar mutlu ediyordu ki beni yıllardır bunun için yalvarıyordum abimlere. Artık hayallerime ulaşmıştım.
"Biraz daha kendine bakarsan ilk gününe geç kalacaksın." dedi Stefan bana bakarak. Kapıya dayanmış gülerek beni izliyordu.
Gülerek yanına gittim ve yanağına öpücük kondurdum.
"Eee bırakırsın o zaman abicim."
gülmeme devam ettim."Aslında seni ben bırakacağım hem Elena'yı da görmüş olurum." dedi Damon Stefan'ın arkasından bana bakarak.
"Farketmez." dedim ve odadan çıktım. Yine Elena için benle vakit geçiriyordu. Artık bunu pek takmıyordum. Yavaşça koluna girdim ve merdivenleri indik.
Damon bir süre bana baktı "Bak şimdi Adel hastanenin deposunda bir sürü kan torbaları var. Eğer acil durum olursa oraya gidersin." kapıyı açtı.
Dudaklarımı büzdüm
"Aslında abi ben dayanabiliyorum." gülerek evden çıktım.O da peşimden geldi ve arabaya bindi hemen yanındaki koltuğa oturdum.
Yol gittikçe içimde ki heyecan daha çok artıyordu. Uzun süre sonra hedeflerime ulaşmıştım. Doktor olmuştum artık. Tamam biraz doğama ters. Bir vampirin doktor olması garip. Ama Elena olduysa ben de olabilirdim çünkü benim hakimiyetim daha fazla. Artık abimlerin gözünde başarısız biri olarakta gözükmeyeceğim hem.
Damon birden gülmeye başladı "Kalp atışların kulaklarımı sağır ediyor." bana döndü.
"İlk defa sizden yardım almadan bir şey başardım abicim." dedim imalı bir şekilde.
Önüne döndü ve yavaşça arabayı park etti "Adel bak Stef ve ben senin iyiliğin için çabaladık her zaman." derin nefes aldı.
"Evet biliyorum ama kendi hayatımda yardım almadan ilk defa bir şey başardım. 140 sene sonra ilk." arabanın kapısını açtım hızlıca indim çünkü uzun abi nutkunu hiç dinleyemezdim.
Karşımda duran binaya baktım. O kadar güzeldi ki. Yavaş adımlarla ilerlemeye başladım.
Elena bana doğru gelmeye başladı "Hoşgeldin Adel." sıkıca sarıldı. Beni çok severdi Elena. Her zaman yanımda olurdu.
Gülümsedim ve sarıldım "Hoşbuldum." dedim yavaşça ayrılarak.
"Sana önlüğünü verecekler. Danışmaya gir bekliyorlar seni." elimi tuttu ve desteklercesine elimi okşadı.
Damon yanımıza gelip kolunu Elena'nın omzuna attı "Bol şans küçük Salvatore." göz kırptı ve elenanın yanağını öptü.
"Teşekkür ederim her ikinize de." gülümseyerek hastaneye girdim.
Yavaş ama heyecanlı adımlarım sanki beni taşıyamıyordu. Danışma kapısının önünde durdum ve derin nefes aldım kapıyı açtıktan sonra oldukça yaşlı ve tatlı bir kadın bana bakmaya başladı.
"Merhaba ben Adel. Adel Salvatore. Önlüğüm olacaktı." dedim gülümseyerek.
Kadın bir süre önündeki eşyaları karıştırdı ve eline bir önlüğü aldı "Evet Adel hanım Damon bey haber vermişti." önlüğü hızlıca bana uzattı.
Önlüğü ellerinden aldım ve kadının kolunu tuttum "Nasıl bahsetmişti?".
Kadın cevap vermeden hızlı adımlarla yürümeye başladı arkasından bakakaldım.
Birden arkamda birini hissettim "Sen Adel olmalısın."
Arkamı döndüm orta boylu kumral saçlı mavi gözlü oldukça güzel bir kadındı. Yakasında olan karta baktım Doktor Jo Laughlin yazıyordu.
"Elena geleceğinden bahsetmişti gel istersen görevler dağıtılacak." hastane koridorunda ilerlemeye başladı.
Hızlıca önlüğümü giydim ve onu takip etmeye başladım.
Yavaşça bana döndü "Bugün acilde çalışacağız." gülümseyerek kartını acilin kapısına okuttu.
"Siz Elena'nın neyi oluyorsunuz?" dedim birden. Ah adel tanışır tanışmaz kadına ne soruyorsun. O an kendime bir tane çakasım geldi.
"Onunla burada tanıştık. Ayrıca aynı evde yaşadıkları adam çok yakışıklı." gülerek göz kırptı ve yakamda ki kartımı gösterdi.
Kartı kapıya okuttum "Alaric mi?" gülmeye başladım.
"Adını öğrenmiş oldum." diye mırıldandı hastaları teker teker gezmeye başladı.
"Ben tam olarak ne yapacağım?" hastalara baktım.
Bir adamın serumunu tuttu ve bana baktı "Bugün ilk günün çok yorulma iğne vurulmaya gelenler var onlarla ilgilen." acilin arka kısmını gösterdi.
Başımı salladım ve masada ki dosyayı alıp dediği yere doğru ilerledim.
"Hoşgeldiniz." kadının adını öğrenmek için dosyayı inceledim "Sara hanım uzanın şöyle." dosyayı masaya bıraktım ve kadının reçetesinde yazan iğneyi çekmeceden çıkardım.
Kadın uzanmış ve çoktan bacağını açmıştı pamuğu dezenfekte ettikten sonra yavaşça bacağını sildim ve iğneyi sokacağım yeri belirledim.
İğneyi tam soktum ki birden dehşet şekilde kan kokusu beni kendine çekti. Başımı kaldırıp etrafta gözlerimi gezdirdim. İğneyi hızlıca yapıp çıkarttım ve pamukla kapattım.
Kadına "Geçmiş olsun." dileklerimi diledikten sonra hızlıca odadan çıktım.
Koku acilin kapısının tam yanından geliyordu önümde ki insanları iterek oraya yöneldim. Genç bir kız bağırarak eli karnında acile girdi hemen yanına koştum ve yarasını masadan aldığım gazlı bezle kapattım. Kanıyordu. Hem de aşırı şekilde.
Gözlerimi kapattım ve derin nefes aldım kızı hızlıca sedyeye yatırdım "Hemen doktor Jo'yu çağırın." diye bağırdım.
"Doktor Jo hiç bir yerde yok." diye bir ses yükseldi arkalardan.
Karşımda duran hemşireye baktım "Başka bir bezle baskı uygulamaya devam et geliyorum." bezi bıraktım ve hızlıca acilden çıktım.
"Jo?" diye bağırarak etrafa bakmaya başladım.
Elena beni gördü ve yanıma yaklaştı.
"Noluyor Adel?" diyerek kolumu tuttu."Tanrıya şükür Elena bir hasta geldi çok kan kaybetmiş napacağımı bilmiyorum ona bakar mısın?" telaşla kolumu çektim.
Elena başını salladı ve acile doğru koşmaya başladı.
Tam hastaneden çıkıyordum ki bir adama çarptım.
Yüzü kıyafetleri kan içerisindeydi. Onda bir şey yoktu. Yüzünden kanlar damlıyordu bir kaçı ellerime düştü. Ayrıca kan acilde ki kızın kanıyla aynı kokuyordu.
"Jo nerede?" adam başını bana çevirdi ve kaşlarını çattı.
Bir süre yüzüne baktım "Siz kimsiniz?" hafif geri çekildim yüzünü inceledim.
Adam gülmeye başladı durmadan gülüyordu "Jo nerede?" diye tekrarladı.
"Polisi arayacağım." dedim ve telefonumu çıkardım.
Adam birden kollarımdan tuttu kollarıma değdiği an acı çekmeye başladım. Sanki vücudumdan tüm damarlarım çekiliyordu. O an yaşadığım acı 140 sene önce ölürken yaşadığım acıyla aynıydı neredeyse. Bağırarak yere çöktüm ve gözlerimi kapattım.
Adam gülmeye başladı "Bir vampirin hastanede çalışması." ellerini yavaşça kollarımdan çekti.
Acıyla kendimi yere bıraktım ve ellerimi yere dayadım. Bilincim kapanıyordu gitgide. Gözlerimi adama diktim ve adam geldiği gibi hızlıca hastaneden çıktı.
Jo yavaşça asansörden indi "Beni mi arıyordun-" beni görünce sesi yükseldi "Adel?" yanıma koştu.
Şuan hiç bir şey hissetmiyordum. Gücüm sanki bedenimi terk etmişti. Kalbimi çevreleyen damarlar erimişti sanki. O acıyla beraber kendimi iyice yere bıraktım ve gözlerimin kapanmasına izin verdim...
![](https://img.wattpad.com/cover/256916664-288-k535161.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sen canavar değilsin/Kai Parker\
FanfictionElinin arkasından çıkardığı sivri bıçağı kalbimin tam üstüne yerleştirdi. Derin nefes aldım ve elini tuttum "Kai...yapmak istemiyorsun." diye mırıldandım. Bıçağı kalbime doğru yavaşça itti o an anladım ki bıçağın etrafı mineliydi. Elini tutan elim t...