20

341 32 16
                                    

"Be-beraber yaşamak mı?! Biz- yani sen ben- ve çocuklar mı?!"

"Evet...i-istemiyorsan önemli değil ya da-"

"Dur...dur yani düşünmeme müsaade et lütfen, şu an hiçbir şey düşünemiyorum!"

Jungwoo Jaehyun'un çıkışıyla Taeyong'un tarafından Jaehyun'un tarafına geçmiş ve çekingen duran adamın koluna sarılmış, kafasını koluna dayamıştı.

"Hyung sende buraya taşın, biz çok yaramazlık yapmayız. Evi de siz öpüşmek isterseniz boşaltırız, parka gideriz, Kun hyunglara gideriz!"

Mark da hızla kafa sallamıştı.

"Hem hyung kendi evini satmazsın, isteyince karşı bina hemen gelirsin. Ben ve Jeno sen evde yokken eve bakarız!"

"O zaman ev iki gün sonra cayır cayır yanar Mark."

"Ha-hayır yanmaz bir kere." Mark gözlerini kaçırıp mırıldandığında Jaehyun da gözlerini devirmişti.

Yangyang oluşan sessizlikte yaklaşmış ve  hyungunun bacaklarına sarılmıştı. İkisinin de mutlu olmasını istiyordu.

"Zorlamayın çocuklar, düşünüp kararımı verir, sonra da size söylerim..."

Zorlanmış ve sinirle, üç gün sonra teklifi kabul etmişti.

Jaehyun zaten Taeyong ile bunu deneyebileceklerini düşünüyordu ama Jeno ve Mark o kadar çok baskı yapmışlardı ki Jaehyun onların baskılarının oluşturduğu sinirle kabul etmişti.

Ve o kendini sakinleştirmeye çalışırken Mark kıyafetlerini bavullar koymaya başlamıştı bile.

Mark sonunda sevgilisi ile yakalanma korkusu olmadan yakınlaşabilecekti, okulun tuvaletinde ya da rahatsız edici tahta sıralarında değil, Jaehyun hyungunun abisi ile düzenledikleri evde rahatça sevgilerini belli edeceklerdi.

"Hyung üzülme ya, gerilme de. Zaten Taeyong hyungun evi düzenli bir evdi, anlaşamazsınız hemen gelir seni alırım ben, söz." diye mırıldandı Mark, Jaehyun'un dolabını bavullara sıkıştırmaya çalışırken.

"Bir şey unutursan falan da getiririm."

"Boşuna seviniyorsun, sürekli kontrole geleceğim!"

"Gel hyung, yakınlaşacağınız zamanlarda da gönderebilirsin sizinkileri, hiç sorun değil canım bir tanem hyungum benim!"

Jaehyun ne yaparsa yapsın Mark'ın mutluluğunu bozamıyordu, evinden kovulmak hiç aklına gelmemişti.

"Yaşlandığımda senin evinde kalmayacağım, yine böyle atarsın falan..." Mark doldurduğu bir bavulu kapatmış ve hyungunun dediğine gülüp bavulu iteklemişti.

"Ben bunları hazırlayacağım, sende gidip özel eşyalarını falan alsana. Tıraş bıçaklarını, seks oyuncaklarını ve boxerlarını da ben almayayım bence."

Jaehyun bir gün içinde defalarca göz devirmişti, yine devirdi.

"Seks oyuncaklarım yok bir kere, hem bunu söylediğin için ağzına acı biber sürebilirim!"

"Kelepçen var ama..."

"Kelepçeyi senin salak abin bıraktı...ama alacağım, sen evi araştırır onu bulursun, yılan."

"Yerini biliyorum ki, dolabın içindeki ayakkabıları kutularının en küçüğünde spor ayakkabının içine doğru koymuşsun."

"Mark!"

Mark bavulu bırakıp odasına kaçtığında Jaehyun oflamış ve telefonu eline alıp Taeyong'u aramış, onu hoparlöre alıp kalan eşyalarını bavullara koymaya devam etmişti.

Love Lies   -Jaeyong-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin