ölüm iliklerimde mesela sen öyle gülünce mehtap gibi uzanıyor her hücremde o kıvrım hissediyorum ve bu bana ölümü çağrıştırıyor öyle sadece uzanıyorum arnavut kaldırımın kenarında ölümü hissetmeyi bekleyen bir müptezel gibi ölüm gelmek bilmiyor bana ölüm gitmiyor senden. ey pinhan. çorabımın delik olduğunu fark ediyorum ama titremem bu sebepten değil bunu senliğini bildiğim kadar iyi biliyorum. senliğin demişken, öyle işte, bu yolun var bir sonu ama yürüyemem artık. gelememişim sona bunun inadına benim sonum yazılmış. hikayemiz bitmesin belçin bu fırtına getirir sadece delik ve biraz da deli yüreklerimiz için. çarpıntın vardır senin. bitmesin. kalkıyorum kaldırımdan çok beklemişim o hissi ama gelmemiş, nuri bakkala uğruyorum oradan başım ağrıyor biraz dayanabilirim bir süre daha buna bu müziği sadece ben mi duyuyorum? beklemişim orada dalmış gitmişim saatlerce kimse de dememiş biliyor musun kimse bir sen olmak için uğraş göstermemiş belçin. hâlimi sormayan insanoğlu belki meraktan sorar diye oyalandım akşam saatidir gençtir sokak ıssızdır, yok, varlığımı dolaştığım kaldırımlar daha bilmez iken insanların merak edip dönüp bakmasını bekleyemem değil mi. hakkım yok buna. bir çağıl duyuyorum aklıma düşüyor anılarımız yağmurdaki saflıklarımız sonra ses yükseliyor boş veriyorum zihnimin oyunudur yine diyorum geçiyorum o sokaktan da sessizce ama şimdi düşünüyorum belki baksaydım ne olduğuna oyalansaydım az biraz orada başıma bunlar gelir miydi? bilemem bunu ama bazen deneyimleyip de bilmek olumsuzu daha iyidir bilinmezlikten.
⁶²
tumblr; kestimbileklerimi
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ey meyus
Short Storysoğuk bariyerlerin ardından zar zor gözüken dışımız, yıkık dökük harabe misâli içimizden de kötüydü aslında, biz farkına varamadık.