6: "SEVGİLİM"

388 38 56
                                    

Flashback

Soobin'in bana aşkını itiraf etmesinin üstünden
bir hafta geçmişti. İlk başta nasıl tepki vermem gerektiğini bilmediğimden, hiçbir şey söylemedim ama Soobin susmadı. Bana olan sevgisini, gözlerimin içine bakarken öyle güzel anlattı ki, bunca zamandır nasıl anlamadığımı sorguladım. Cevabını şimdi vermen gerekmiyor dedi, sırasına oturucakken kolundan yakaladım.

Ve hayatımın en büyük hatasını yaptım. Dudaklarına minik bir buse kondurdum.

Gözleri şokla açılırken, tebessüm etti. Gözleri, sınıfı
hızla kontrol edip, birisinin bize bakmadığını emin olduktan sonra dudaklarımızı birleştirdi. Kalbim hızla atarken ,ellerimi yumuşak  saçlarına geçirdim. Benden ayrılıp elini kalbine götürdü ve konuştu.

"bu evet demek mi?" heyecanla sorduğunda, gülümsedim ve kafamı salladım.

***

"Ne yapıyorsun taehyuniie" yanına oturup kafamı, omzuna yasladım. Elleri titrerken, önündeki siyah defteri hızla kapattı. "hiiç, h-hiçbir şey" kaşlarımı çatıp, omzundan kafamı kaldırdım. Artık bana o siyah defterin içini göstermeliydi.

"Neden bana defterini göstermiyorsun?" konuşurken dudaklarımı dilimle ıslattım. Bakışları anlık olarak dudaklarımı bulduğunda, yutkundum.

"s-sadece abartılacak kadar iyi değil, bu yüzden göstermiyorum."

"bırakta ona ben karar veriyim taehyun, hadi göster." kafamı defterine doğru soktuğumda, eliyle kafamı geri itti. İyice dibime girip yüzüme eğildiğinde,
" Ne yapıyosun?" diye, şokla mırıldandım. Gözlerini kırpıştırıp, kendini geri çekti. Yutkundum. Kalbim, yerinden çıkıcaktı.

" saçında toz kalmış" dedi, eliyle saçımdaki tozu alıp.
Kafamı salladım. "anladım." dedim, sanki başka bir şey vardı ama üstelemedim.

"bugün bize gelsene Kai, ders çalışırız."

Omuzlarım silktim. Evde hüzünlü şarkılar dinleyip ağlamaktansa Taehyun'la ders çalışmak daha iyi olabilirdi.

"olur, gelirim."  heyecanla ellerini birbirine çarptığında, bu tatlı  haline gülümsedim.

***

Kapının önünde durmuş, beni merakla gözlerle süzen küçük kıza bakıyordum. . Taehyun'a çok benziyordu. Saçları sapsarı ve belinden aşağı dökülüyordu. Abisinin elini tutup, kulağına bir şey söylediğinde Taehyun onu onaylayıp, kafasını salladı. Ne söylemişti ki kulağına? Kaşlarımı çatıp kıza baktığımda yanıma yaklaşıp elimi tuttu.

"prensim, bebeklerle oynayalım mı?" gözlerim şokla büyürken, kulağıma Taehyun'un kıkırtısı geldi.

"O-oynayalım." daha önce  beni tanımamasına  rağmen bu kadar yakın davranması, beni şaşırtmıştı. Beni sürükleyip, pespembe olan bir odaya getirdi. Yatağının üstünde sayamayacağım kadar bebek ve peluş oyuncaklar vardı. Odanın her yerinde toka, bilezik ve kolyeler vardı. Takı takmayı sevdiği, neredeyse kolunun üst kısmına kadar olan bilekliklerden belliydi. Ben odasını seyrederken, sabırsız bir şekilde konuştu.

"doktorculuk mu oynayalım? Hımm, Yoksa kuaförcülük mü?" tatlı tatlı konuşmasıyla, burnundan sıktım.

"bilmem prenses, sen hangisini istersen onu oynayalım?"

Taehyun bize doğru gelmeye başlayınca ikimiz de susup ona baktık.

"Niye gülümseyip duruyorsun?" yine gülümsedim.
Gülümsememi mi kıskanıyordu?

"gülümsemem yasak mı?" diye sordum, gözlerine bakarak. Mutluydum ve bunu bozamazdı.

"hayır, yasak değil. Hatta çok güzel gülüyorsun."
Yaptığı itirafla, şoka girdim. Ne bir şey söyleyebildim, ne de haraket edebildim.

Elini uzatıp yanağıma dokunduğunda, şaşkınlıkla baktım ona. "Ne yapıyorsun?" diye, sordum heyecanla.

Sonra bir çığlık koptu evde. Yanımıza hızla koşan Taehyun'un kardeşiyle, ayrılmak zorunda kaldık.

"Ne oynuyacağımızııı buldumm."

"neymiş o prenses?" dedi, sonra  kardeşinin yanağına sulu bir öpücük kondurdu. Kalbimi saf bir kıskanma duygusu sardığında garipsedim. İnanmıyordum, Taehyun'u küçücük kızdan kıskanmıştım.

"şimdi siz evli çift olucaksınız. Ben de sizin çocuğunuz olucam ve okuldan gelicem tamam mı?"
Taehyun benden onay almak ister gibi yüzüme baktığında, gözüme o kadar tatlı gelmişti ki, ona  kocaman sarılma isteği doğmuştu, içimde.

Kafamı sallayıp, gülümsedim.

Ne yapacağımızı bilmez bir şekilde yan yana ayakta durduğumuzda prenses bizi yönlendirdi.

"öyle durmıcaksınız. Yatağa girin ve birbirinize sarılın."

"oha!" Taehyun'un şaşkınlıkla bağırmasıyla, kahkaha attım. Şu an çok eğleniyordum . En son ne zaman bu kadar eğlendiğimi hatırlamıyordum.

"Hadii ama üzülüyorum. Böyle oyun olmaz ki"

Kardeşinin üzgün suratına dayanamayıp, hemen onu onayladım. O çantasını alıp, odadan çıkarken Taehyun'la yatağa doğru adımladık. Zaten küçük olan yatağın en ucuna uzandım ama buna rağmen hala çok yakındık. Ve bu yakınlığımız, kalbime hiç iyi gelmiyordu. Utançtan birbirimizin yüzüne bile bakmıyorduk.

"Ben geldim okuldan. " odaya hızla girip, yanımıza doğru geldiğinde, kıkırdadım. O an Taehyun'la tekrar göz göze geldik. Gözlerimi çekmek istedim ama sanki bir itici güç beni, ona çekiyordu.

"Ben geldim diyorum. Anne babaa!" heyecanla, hızla yataktan kalktım ve çantasını elime aldım.

"nasıl geçti okul bakalım?"

"güzel geçti baba."

***

Oyunun uzun sürdüğünü, camdan baktığımda gökyüzünün kararmasıyla anlamıştım. Çok eğlenmiştim. Gülmekten gözlerimden yaş gelmişti.
En son jisso'nun bana, abimin yanağından öp demesiyle oyunumuz son bulmuştu. Çünkü jisso'nun istekleri bitmek bilmiyordu ve taehyun bundan rahatsız olabilirdi.

Taehyun'un tuvalete gitmesiyle, telefonumu elime alıp instagramda gezmeye başladım. Gördüğüm fotoğrafla bütün vücuduma yayılan kıskançlık dalgasıyla, söylememen gereken bir şeyi söyledim.

"Taehyun, sevgilim olur musun?"

"Taehyun, sevgilim olur musun?"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

İnstagramda gördüğü fotoğraf bu.

Of olaylara giriş yapmak istiyorum. Kitabın sonunu patır patır yazdım ama ortasını yazamıyorum. Neyseee umarım bu bölümü beğenirsiniz muuah :*






You Used To Call Me Baby, Now You Calling Me By Name | | ▪️SOOKAİ▪️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin