Sakin ve yavaş hareketler ile arkamı döndüğümde
benim boyuma kıyasla iki metre daha uzun, beyaz parlak uçuşan yelesi, bembeyaz iki boşluğu andıran gözleri, sivri pençeleri, anlında beyaz parlak bir kalemle çizilmiş gibi duran hilal ve tüm bu beyazlığına tezat duran siyah zift gibi teniyle kelimelerimin yetmeyeceği kadar mükemmel bir varlık duruyordu.Aslanı andıran bir görüntüsü vardı .
Fakat hiçbir aslana benzeyemeyecek kadar mükemmeldi.
Benim karşımda duran varlıkla bakışmamızı bozan ise seth'in zack'e yönelttiği soruydu.
" O ses de neydi?" ne yani benim gördüğüm mükemmel varlığı göremiyorlarmı.Aklımdaki soru işaretini cevaplayan ise daha önce hiç duymadığım kalın ve gür bir sesti.
^ Hayır evlat beni senden başka kimse göremez tabii ben istemediğim sürece^.
Girdiğim kısa bir şoktan sonra daha önce hiç duymadığım sesin sahibinin karşımdaki varlık olduğunu beynim çözmüştü.
Beni duyduğunu varsayarak içimden ona bir soru yönelttim. **Nesin sen?**
Beynimdeki hafif uğultulu sesiyle bana cevap verdi.
^ Akşam kampın içinde ki gölün,arkasındaki ormana gel evlat orda tüm sorularının cevaplarını öğreneceksin^.
Son bir kez gözlerime baktıktan sonra arkasını dönerek uzaklaştı. O gidince bende çocuklara döndüm. Ikisi de hala tetikte bekliyorlardı. **Isterseniz burda kalın ben gidiyorum** dedim ve elimden bıraktığım bavulu alarak yeniden geçidin önüne geldim.
Yarım bıraktığım işi tamamlayarak bu sefer geçitten geçtim. Gözlerimi etrafta gezdirirken bana doğru gelen eva'ya dikkat kesildim. " Lavinia gelmeniz neden bu kadar uzun sürdü?"
**Geldim işte ** biz eva ile konuşmaya devam ederken yanımıza kısa boylu bir kadın geldi.
"Merhaba kızlar ben bu kampın danışmanı Ella gördüğünüz üzere bir elfim " sivri kulaklarını o söylemese fark edeceğimi sanmıyordum."Size kalacak yer ayarladıktan sonra isterseniz kampı gezdirebilirim yada siz keşfedersiniz orası size kalmış ve herhangi bir sıkıntınızda bana gelebilirsiniz, size seve seve yardım ederim. Başka bir sorunuz yoksa eğer size kalacak bir yer bulalım. "
Sormanın tam zamanıydı ** Burda herhangibi bir göl var mı? ** sorumla o afallarken eva bana bakıp kafasını olumsuz anlamda salladı. Tamam biraz kaba olabilirim fakat bu kimin umrunda. Ben hala Ella'ya bakarken o kısa şokundan çıkarak bana cevap vermek üzere ağzını açtı.
"Evet canım bir göl var ,patika yolu takip edersen tabelalar sana gösterecektir. Ayrıca kampın içindeki taşlı yol sizi kampın içinde bulunan heryere götürebilir. Dediğim gibi tabelaları izlemeniz yeterli. Aklınızda bulunsun kaybolmayın."
Ben dediklerini beynime not ederek göle nasıl gideceğimi de öğrenmiş oldum. Elf yürümeye başladığında bizde takip etmeye başladık.
" normalde hangi tanrı çocuğuysanız o kulübe de kalırsınız fakat siz yeni gelenler için ayrılan kulübelerden birinde kalacaksınız. Ayrıca merak etmeyin gece yarısı kamp ateşi var orada mutlaka hangi tanrı çocuğuysanız o sizi sahiplenecektir."
**Bu kamp ateşi saçmalığına katılmak şart mı?.** Birşeyler yapmaya mecbur bırakılmak dan nefret ederim.
Elf sorumla biraz duraklasa da cevabı çok geçmeden verebildi. " Evet özelliklede yeni gelenlerin katılması şart ,fazla durmayabilirsin ama yinede gelmek zorundasın."
Sinirlensem de ifadesiz durmaya devam ettim. Elf bizi kalmamız için küçük , ahşap bir kulübenin önüne getirdi.
" Alın bu kulübenin anahtarı siz yerleşin iki saat sonra da yolu takip ederek yuvarlak alana gelirsiniz. " diyerek bizi yanlız bıraktı .
Eva'nın eli dolu olduğu için anahtarı ben aldım ve kapıyı açarak önden içeri girdim. Sade fazla eşyası olmayan küçük bir yerdi. Sağda ve solda birer yatak , birer dolap ve ortada da bir tane masa vardı.
Sağda ki yatağın hemen kenarına elimdeki bavulu bırakarak kendimi yatağa attım. ** Bavulunu hemen yerleştirme kamp zımbırtısından sonra burada kalmaya devam edersek yerlestirirsin. Elf iki saat dedi. Tam iki saat sonra beni uyandır ve beni uyandırmadan hazır ol yoksa seni beklemem .**
Eva dan birkaç homurtu sesi gelse de hiç takmadan kolumu başımın altına yastık şeklinde yerleştirip gözlerimi kapattım.
**************************************************
Kendi kendime uyandığımda eva yatakta uyuya kalmış, iki saate uyanmamız gerekirken iki buçuk saat uyumuşuz. Ah eva ah yaktım kızım seni.Hemen kalkıp eva'yı uyandırdım. ** Ben sana ne dedim iki saat dedim,uyandır dedim. Sen naptın geçip yatmışsın. Hazırlanmak için on dakikan var bir saniye bile beklemem giderim süren başladı.**
Sesimi yükselterek konuşmam ile hemen dolabının önüne geçti. Ben ise saçlarımı elimle hafif düzelterek, yatmadan önce çıkardığım ayakkabılarımı giydim ve çıkardığım bıçaklarımı geri yerine sıkıştırdım. Kapıyı açarak kulübeden çıktım ve eva'yı beklemeye başladım. On dakika dolmuştu.
Arkamı dönüp henüz üç adım atmıştım ki kulübenin kapısı açıldı ve içeriden ayakkabısının bir tekini giyememiş eva " dur ,dur geldim " diyerek nefes nefese bana yetişti. Ayakkabısının diğer tekini de giydikten sonra yürümeye devam ettik .
Yirmi dakikalık bir yürüme mesafesinin ardından tabelada 'KAMP ATEŞİ' yazısı çıktı. Herkes oturmuş bir şeyler konuşurken bir andan ortaya çıkmamız ile herkes konuşmayı kesip bize bakmaya başladı.
Benim gözlerim ise ihtiyarı arıyordu. Karşılaşmayı bekledigim görüntü elbetteki dört ayaklı, yarısı at yarısı bay daniel olan varlık değildi. Ah mitolojide geçiyordu neydi adı. Hah hatırladım SENTOR...
Biraz şaşırsam da yüzüme yansıtmadım. Ama eva benim kadar başarılı değildi. Biraz ağzı açık beklesede sonradan attığı çığlıkla kulaklarım iflâs bayrağını çektiler. O benim aksime çok meraklıdır böyle şeylere e tabi gerçeğini de görünce bayağı normal tepki verdi aslında.
Ihtiyar bizi görünce oturduğu yerden kalkarak konuşmaya başladı " gelin böyle " diyerek yanındaki kütükleri gösterdi. Kütükleri görene kadar burayı hiç incelemediğim aklıma geldi.
Çok dikkat çekmeyecek şekilde gözlerime bir dakikalığına etrafta gezdirdim. Alan bayağı geniş ve küçüklü büyüklü birsürü kütük vardı. Çember şeklindeydi . Ortada büyük sayılabilecek bir ateş vardı fakat sabit boyuttaydı. Sanırım büyü ile sabitlenmiştir.
Göz gezdirmeyi bırakarak yarı at ihtiyarın gösterdiği yere geçtik. Ihtiyar etraftaki yarı tanrılar a bizi göstererek konuşmaya devam etti.
" Lavinya ve Eva aramıza yeni katılan tanrı-tanrıça çocukları daha sonra tanışırsınız. Şimdi kızlar gidin ve sizde yemeklerinizi alın unutmayın! birazını ateşe atarak ebeveynlerinize adayacaksınız eğer anne veya babanız sizi seçtiyse ateşin üzerinde ismi yazacaktır."
Öncelikle eva giderek yemeğini aldı ve tabaktan birazını ateşe attı birkaç dakika bekledikten sonra ateşin üzerinde mor ve mavi karışımı bir renkle 'ATHENA' yazısı belirdi. Eva athena çocuklarının olduğu masaya giderken sıra bendeydi.
Yemeğimi aldım ve ateşe doğru yürümeye başladım . Ateşin önüne geldiğimde eğildim ve ** annem veya babam artık herkimsen bu adağı haketmeyecek kadar hiçsin gözümde ** dedim ve yemeğin çok azını ateşe attım.
Etraftakiler benim yaptıklarımı şaşkınlıkla izlerken ateş sadece siyahlaştı ve ardından söndü.
***************************************************
Tatatadam yeni bölüm geldi evet coooook uzun sürdü farkındayım.
Herneyse artık sınır koyacağım.
20 OY ... 20 YORUM= YENI BÖLÜM
IYI OKUMALAR👻
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIĞIN KIZI
FantasyBu kimsesiz olduğunu sanan bir kızın aslında tanrı-tanrıça çocuğu olduğunu öğrenmesinin ve ilerde yaşayacağı zorlukların anlatıldığı bir hikaye... Bence bir şansı hakkediyor..♤