4. Bölüm

298 24 4
                                    

Merdivenlerden gelen ayak sesleri ile gözlerimi açarak o tarafa döndüm. Eva elini yüzünü yıkamış, kendini toparlayarak tekrardan aşağıya inmişti. Sakince tekli koltuklardan birine oturarak yüzünü mehmet babaya döndü.

"Seni dinliyorum baba" dediğinde bende mehmet babaya bakmaya başladım. Bu sırada dikkatimi çeken başka bir şeyse dikkatle bana bakan bir çift göz oldu. Mehmet baba tam konuşmaya başlayacakken Bay Daniel ayağa kalktı ve bize bakarak konuşmaya başladı.

"Mehmet Bey benim şuan gitmem lazım iki gün sonra kamp ateşi var,kızlar iki gün içerisinde hazırlıklarını yapsınlar onları almaları için size birisini yollayacağım bu sırada sizde gerekli konuşmaları yaparsınız"

Önce mehmet babaya ve eva'ya baktı ardından gözlerini bana sabitleyip bir süre dalmış gibi inceledi. Kaşlarımı çatarak ona baktığımda transtan çıkmışçasına silkelenerek kapıya doğru yürümeye başladı.

Mehmet baba da arkasından geçirmek için giderken birkaç saniyelik donuk bakışlarımla arkalarından baktım bir tuhaflık vardı bu adamda ama ne.

Mehmet baba salona girerken ikimizde ona odaklandık. O ise bize bakmadan geçip koltuğa oturdu ve kısa bir süreliğine bizden başka her yere baktı sonun da bakışları bize kayınca gözlerinde gördüğüm ifadeye anlam veremedim. Acımıydı yoksa özlemmiydi....

Sonunda anlatmaya karar vermiş olacak ki hafif bir boğaz temizleme sesinden sonra önce bana baktı, bense o an kendi özelleri diyerek** ben yukarı çıkıyorum siz konuşun**dedim. Ama anında ikisi de "hayır" diye bağırdılar. Mehmet baba "sende benim kızımsın ben asla sizi ayırmadım kalıyorsun" sert bir tonda konuştuğunda itiraz etmeden tekrar yerime yayıldım.

İlk önce biraz bekledi ,derin derin nefesler aldı ardından konuşmaya başladı. "Banu dan önceydi. Çok güzel bir kadındı, birbirimizi sevdik. Birkaç sene boyunca hiçbir sıkıntı yoktu. Sonra bir gece beraber eğlenmek için arkadaşlarla bara gitmiştik. Çok fazla içtik hatırlamıyorum ama sabah kalktıgımda bir otel odasındaydık. Uyanınca yanımda yattığını gördüm. Ben hatırlamadığım geceyi düşünürken o da uyandı ben bana bağırıp çağırmasını beklerken o sadece bana bakıp sahte bir gülümseme sundu."

Titrek bir nefes alıp kafasını hafifçe eğerek konuşmaya devam etti. "Ben o beni yanlış anlar ondan faydalanmaya çalıştığımı düşünerek benden iğrenir, nefret eder diye hemen açıklama yapmaya çalıştım. Ona onu çok sevdiğimi, gece çok içtiğimi, isteyerek yapmadığımı söyledim. O ise sadece anlayışla kafasını salladı. Ona direk evlenelim dedim ama hayır ben evlenemem dedi ve toparlanarak arkasına bakmadan gitti."

Daha sonra çaresiz bakışlarını bize döndürerek "yemin ederim çok aradım altı ay boyunca sürekli,durmadan aradım. Sonra dedimki demek ki beni sevmedi seven gitmezdi dedim ve aşkımı içime gömdüm. Bu sırada da annem benim için görücü bakmaya başlamıştı ve kesin bir dille eğer beğendiği kişiyle evlenmezsem bir daha onu göremeyeceğimi söyleyince el mecbur kabul etmek zorunda kaldım."

"Hemen bir hafta içerisinde bana banuyu buldu o bir buçuk ay içerisinde evlendik. Banuyla aramızda bir ilişki oldu çünkü o karımdı ama aramizda sevgi değilde saygı ve güven çerçevesi vardı. Evliligimizde bir sıkıntı yoktu taki bir ay sonraya kadar."

"Bir gün banuyla evde otururken kapı çaldı. Gidip kapıyı açtığımızda battaniyelere sarılmış pusette bir kız çocuğu vardı. Çok şaşırdık ilk önce, banu hemen bebeği içeri alarak koltuğa götürdü daha sonra içinde, bebeğin kafasının hemen yan kısmına sıkıştırılmış bir zarf gördük. Ilk önce birbirimize baktık ardından elimi yavaşça kâğıda uzattım."

Önündeki sehba da duran sudan bir yudum alarak konuşmaya devam etti zorlandığını anlayabiliyordum." Kâğıtta annenin gitmesi gerektiği , senin benim kızım olduğun, seni çok sevdiği vede sen 18 yaşına girince seni yanına alacağı yazıyordu."

"Banu bana hicbir şey sormadı, seni kendi öz evladı gibi büyüttü, baktı, asla kötülüğünü istemedi. Hep üzerine titrerdik senin sonra bir gün banunun anne olamayacağını öğrendik. Hiç üzülmedi biliyormusun çünkü sen onun çocuğuydun ama belki ileride kardeş istersin diye tekrar bir evlat sahibi olmak için araştırmalara başladık bu sırada ise lavinia'yı bulduk."

Mehmet babaya ifadesizce bakmaya devam ettim." Onu ilk gördüğümüzde sessizce bir köşede oturuyordu ilk önce biraz izledik daha sonra müdürle konuştuk ve onun o yetimhaneye doğduğu gün bırakıldığını öğrendik banu onun da evladımız olmasını çok istedik. Sonrada zaten evlat edindik seni."

Son cümlesini gözlerime bakarak söylediğinde orada bir duygu görmek için bir süre baktı. Ama sadece kafamı ağır hareketler ile aşağı yukarı sallamakla yetindim. Dönüp eva ya baktığımda ağlamamak için çabaladığını görünce tiksinircesine yüzümü buruşturdum. Benim yüz ifademi görmüş olmalıki daha fazla dayanamayıp ağlamaya başladı.

Mehmet baba da gözleri dolarken gidip evaya sarıldı. Bir beş dakika öyledurdular sonra ikiside aniden bana döndüler ne olduğunu anlamadığım için sadece baktım." Lavinia buraya gel "eva'nın neşeli çıkan sesi hiçte iyi durmuyordu.** Sarılmayı sevmem eva siz devam edin** dediğimde ikiside aynı anda omuz silktiler ben de göz devirdim.

Iki gün sonra sabah

Herzaman ki gibi sabaha karşı dört civarında uyandığımda soğuk yatağımdan kalkarak banyoya yöneldim. Dişlerimi fırçaladıktan sonra küveti hazırlayarak uzun bir banyo faslı gerçekleştirdim. Üzerimdeki bornozla banyodan çıktığımda gözüm saatte takılı kaldı. Saat altı olmuştu, dolabımın önüne geçerek kapaklarını araladım.

Fazla bakmaya gerek duymadan siyah bir eşofman takımı ve yine siyah bir iç çamaşırı takımı alarak giyindim. Aynanın önüne geçerek tarağı elime aldım ve uzun saçlarımı taramaya başladım. Beyaz saçlarımda gözlerim bir süre takılı kaldı. Ne çok dalga geçmişlerdi benimle küçükken hem ucube hem yaşlı nine diye.

Hiç birine aldırmamıştım çünkü saçlarımın rengi tek bana aitti ,benden başka kimsede yoktu ,bana özeldi. Bu özellik her zaman hoşuma gitmişti. Tabi kıskananlar da yok değildi. Saçlarımı taramam bitince anlımın üzerinden saçlarımın ucuna kadar kalın bir örgü yaptım.

Yüzüme de nemlendirici sürerek çıktım odadan ve doğru mutfağa gitmek üzerek merdivenlerden inmeye başladım. Mutfağa girince mehmet babayı görerek kısa bir an dursamda sonradan ne için geldiğimi hatırlayarak iki fincan alıp kahve makinasının önüne geçtim.

Mehmet baba sadece benj izliyordu. Kahveleri yaparak onun karşısındaki sandalyeye yerleştim kahvesiniönüne doğru ittiğimde hafif gülümsediğini gördüm. "Herzaman bu saatte kalkıyorsun değil mi ?" dediğinde kafamı salladım.

"Bak lavinia ben seni asla eva dan ayırmadım ikinizde benim öz ve öz evlatlarımsınız. Banu 'nun ölümünden sonra çok şey değişti sen hem dışarıya hemde bize karşı çok sert oldun bize birşey olmasına asla izin vermezsin bunu biliyorum. Eva ise senin aksine daha neşeli birisi oldu birşey olsada içinde yaşayıp dışarıya yansıtmıyor bunu biliyoruz."

"Senden bir isteğim var kızım artık bundan sonra siz ikinizsiniz biliyorsunki ben sizin dünyanızdan degilim. O yüzden eva sana sen yine kendine emanetsin birşey olursa sen her şekilde üstesinden gelirsin fakat eva çok kırılgan o yüzden ona gözün gibi bakmanı istiyorum kızım bunu bana çok görmezsin degil mi?" Diye sordu.

Kendimden emin bir şekilde söze girdim.
** Baba siz benim ailem oldunuz eva'yı asla tek bırakmam bu konuda gözün arkada kalmasın** diye kısa kestim ben uzun konuşmaları sevmezdim. Bu tavrıma kısık bir kahkaha attı." Herzaman ciddi ve kararlı bir kızdın bu özelliğini çok seviyorum kızım" zorla bir tebessüm yollamaya çalıştım ama mehmet baba suratımı görünce daha sesli gülmeye başladı.

Bunun üzerine yüzümdeki ifadeyi silip boş bakmaya başladım. Bu halimi görünce yüzündeki gülümsemeyi silmeden "daha önce hiç gülmedin mi?" Diye sordu.

Kaslarımı çatarak tavrımı korudum...

♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤

VEEE YENİ BÖLÜM GELDİ...

KÜÇÜK BİR SORUN OLDU O YÜZDEN BÖLÜMÜ PAYLAŞAMADIM...

BIR SONRAKİ BÖLÜMÜMÜZ HAFTAYA GELECEK ....

IYI OKUMALAR 👍🙃

KARANLIĞIN KIZIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin