KARANLIĞIN KIZI

8.Bölüm

Alan  da oluşan uğuldamaya bakılırsa kamp ateşinin sönmesi herkeste bir  şaşkınlık yarattı. Fakat ortada benlik bir sorun göremiyorum. Herneyse ihtiyar koca toynaklarının üzerinde dikilip ses karmaşasını bastıracak bir şekilde kükredi diyebiliriz.

"KESİN SESİNİZİ !!!"

Tam bu esnada ateşin yandığı yerden beyaz alevler yükseldi ve içerisinde yüzü ruh gibi bembeyaz olan, başını pelerin başlığı  kapatan yarı saydam bir silüet belirdi. Başlığı nedeniyle kemikli yüzünün sadece ağız kısmı görünüyordu. Sanırım ağızı da dikilmişti. Evet bildiğimiz siyah iple dikilmiş.

( medya- kafanızda canlansın diye isterseniz farklı hayal edebilirsiniz ;)

Ağzı dikilmiş olmasına rağmen bazılarına ürkütücü gelen bir sesle konuşmaya başladı.

-  Στην πραγματικότητα ήρθε, ακριβώς μεταξύ σας. Πάει ένα ταξίδι, με επτά άτομα.
  - Θα περιμένεις τον πραγματικό σου εαυτό.                  
  - Όταν έρθει, θα υπάρχει ένα τρομερό θέαμα.                -Διαθήκη με τη μοίρα, για χάρη ενός σώματος.   -Τα πράγματα που έμειναν ημιτελή, για να σου αφαιρεθούν.
- Όταν έρθει η μέρα που θα υπακούσετε.
- ΘΥΜΑΣΤΕ !!! Η ΜΟΙΡΑ ΣΟΥ ΕΙΝΑΙ ΣΤΑ ΧΕΡΙΑ ΤΟΥ

~ Okunuşu ~

- Geldi aslında, hemen aranızda.
- Bir yolculuğa çıkacak, yedi kişiyle.
- Bekleyeceksiniz gerçek benliğini.
- O geldiginde çıkacak ortaya, korkunç manzara.
- Kaderle yapacak antlaşma,bir beden uğruna.
- Alınacak elinden,yarım kalan şeyleri.
- İtaat edeceksiniz günü geldiginde.
- UNUTMAYIN!!!
KADERİNİZ ONUN ELİNDE.

Bu kelimeleri söyledikten sonra ortadan kayboldu ve  etraf tekrar karanlığa gömüldü. Meşaleler tekrar yakılırken, ihtiyar uğultuyu bastırmaya çalışıyordu. "Sessiz olun, sessiz olun. Bugünlük yeter yarın sabahki kahvaltıya kadar herkes evlerine kimse dışarı çıkmayacak. Dağılın."

Kalabalığı aşarak eva'nın yanına gittim. Athena çocuklarının yanındaydı. **Geliyor musun?** hepsinin üzerinde göz gezdirdim** Yoksa kalıyor musun?**  aralarında ki kızlardan birisi atlayarak
" O artık bizimle kalacak" dediğinde tek  kaşımı kaldırarak ona bakmaya başladım .

Nasıl desem çok itici bir tipi vardı ve üstten üstten konuşmaları da bu gözlemimi doğrular nitelikteydi. Gözlerimi tekrar eva'ya çevirdiğim de  kalmak istediğini belli ediyordu. Bir şey söylemeden itici kıza bakarak **Dikkatli ol Eva ** bastırarak söylediğim sözler karşısında kız bir adım geri gitsede herhangibi bir girişimde bulunmadı.

Kampı arkama alarak kulübeme dogru yurumeye başladım. Kapıyı açarak içeri girdiğimde yatakta siyah saçlı, siyah gözlü, beyaz tenli ve siyah giyimiyle  iri yapılı bir adam oturuyordu. Kim olduğunu tahmin edebiliyordum, fakat sorun şu ki
bu adam beni andırıyordu.

Yüz şeklim ve gözlerimiz neredeyse aynıydı. Ah hadi ama bu adam babam mıydı yoksa!

Yüce Tanrı !Hades benim babam mı? Nerden anladığıma gelirsek eğer her tanrının bir rengi olur. Lâcivert Zeus, açık mavi Poseidon, siyah Hades . Herneyse göz temasımızı kesmeden yatağın hemen karşısında ki sandalyeye oturdum ve konuşmadan ona bakmaya devam ettim .

Göz temasımız bir on dakika sürmüştü taki o söze başlayana kadar.

"Kimsin sen ?" Ha! Bana mı sordu o ? Önce ciddi mi diye anlamak için suratına baktım.  Ama ciddiydi.  Ifadesiz bir surat ile dinlemeye devam ettim.