15-"Günün Kahramanı"

591 59 29
                                    

Multimedia tam istediğim gibi :D

İyi okumalar...

Arkamdan gelen adım sesleriyle daha da hızlanacakken, omzuma atılan kolla olduğum yerde kalakaldım. Kalbim, morotona koşar gibiydi. "Hayatım," sözüyle dizlerim korkudan birbirine çarpmaya başlamıştı bile. Şimdi ne olucakta kaçıcaktım ben?

Kafamı kaldırmaya, korkuyordum. O adamlardan birinin kolunu omzuma atıp, beni durdurması kanımı dondurucak derecede korkutuyordu. Kafamı korka korka kolunu omzuma atan, kişiye çevirdim.

"Çı-Çınar,"dedim kekeleyerek. O ise kafasını kulağıma eğerek"Elini belime atıp, sarıl bana. Adamlar, benimle olduğunu anlarlarsa bir şey yapamazlar." dedi fısıldayarak.

Korkudan, dediğini hemen yerine getirdim. Mantıklı düşünemiyordum. Titreyen elim, belini sarıp sıkıca sarıp sarıldı."Tamam... İşte böyle. Hadi çıkalım, şu lanet sokaktan." kulağıma fısıldayıp beni yürütmeye başladı.

"Birader!"sokakta yankılan sesle, Çınar durunca, bende durmak zorunda kaldım. Kalbim, korkudan hiç olmadığı kadar hızlı atıyordu. Çınar dönerek,benide omzunda ki koluyla ona seslenen kişiye çevirdi. "Efendim, birader?"dedi. Birader kelimesine dişlerinin arasında baskı uygulayarak.

"Kız seninle mi?" On sekizli yaşlarında kirli sakallı şapkalı birisiydi. Çınar"Belli olmuyor mu?"diyerek sinirle derin bir nefes aldı. Adam, imalı ve pis bakışlarını yüzüme çevirince rahatsız olduğum için, yerimde hafifçe kıpırdandım.

Çınar, bunu farketmiş olucak ki "Rahatsız olduysan, yüzünü bana gizle." dedi kulağıma fısıldayarak. Başını kafamın üstüne koyduğu için söylediklerinin hepsi fısıldama olsa bile, kulağıma net bir şekilde geliyordu.Onun dediğini yaparak yüzümü, Çınar'ın göğsüne doğru sakladım. Kokusu,huzurluydu. Buranın aksine...

"Belli oluyor, olmaz mı?"dedi bakışlarını üstümüzde gezdirirken. "Ama... Bu ara sokakta akşam karanlığında, böyle tek başına dolaşırsa sahipsiz sanarlar, yengeyi." dedi iğrenç bir şekilde sırıtarak. Sigara içmekten sararmış dişlerini, gururla gösteriyordu. İğrençti.

"Sahipsiz değil." dedi dişleriyle cümleye baskı yaparak. "Hadi hayatım, burası sıktı artık gidelim."dedi bana bakıp gülümseyerek. Gülümsemesi karşımızdaki adamı inandırmak içindi, gözleri hala sinirden dolayı parlıyor ve dişlerini sıkmaktan çenesi kasılmıştı.

"İyi akşamlar, demek yok mu birader?"dedi sırıtarak adam. Adam sarhoşluğunda ötesindeydi sanki, başka bir şey içmişti.Ve her halta sırıtması hayra alamet değildi.

"İyi akşamlar, birader." dedi Çınar omzundaki koluyla beni daha çok kendine çekti. Çınar'ın da artık gerildiğini anladım. Adamın arkadaşları, arkasında onu çağırıyorlardı."Sanada, iyi akşamlar birader.Artık bu saate yengeyi tek başına bırakmazsın." dedi sırıtarak.

Şu an Çınar'ın neden alttan aldığını, daha iyi anlayabiliyordum. Adam, göz dağı vermek için elindeki bıçağı oyuncak gibi elinde döndürmesiyle, bir daha bu ara sokağa girmeyeceğime yemin ettim.

Çınar, benide kendisiyle beraber döndürdükten sonra durağa gitmek için yürümeye başladık. Kolum hala belinde olduğunu fark edince rahatsız olmuştur düşüncesiyle kolumu çekecekken diğer eliyle belinde olan kolumu tuttu.

"Adam, arkamızdan bakabilir. Biraz daha böyle kalalım, durakta ayrılırız. Emin ol, adam ona oyun oynadığımızı anlarsa, o elindeki bıçakla oynadığı gibi bizimle oynar. Ve bıçak yarası alıcak günümde, hiç değilim."dedi beni uyarırak.

Ben ise hala şoku atlatamamış gibi konuşamadım, sadece kafamla onaylayarak kolumu çekmeyip, biraz daha sıkı sarıldım.

Ya Çınar gelmeseydi? Ne olucaktı?

İKİ FARKLI MAVİNİN HİKAYESİ #WATTYS2015 (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin