5-"Kırmızı Bir Domates"

668 76 12
                                    

Multimedia ilk bakışmadaki göz kırpma şekli.

İlk saat kimya testleriyle derse başlamıştık.Kafam hiç de normal değildi, kazan gibi olmuştu. O rüya tam olarak kafamın içinde dönüyordu, tekrar tekrar. Hadi rüya saçmaydı,bilinçaltımın bana oynadığı bir oyundu diye kabul ediyorum ve kurtuluyorum.Ama onu burda görmek bütün dengemi alt üst etmişti.Hem de birkaç dakika içinde bunu bana yapabilmesi sinir bozucuydu.

Ya da ben tam anlamıyla bir paronayak olmuştum.Bu ihtimalin daha yüksek olduğu gerçeğiyle en sonunda yüzleşebilmiştim hiç değilse.Paronayaklaşıyordum.

Tenefüs zilinin sesi duyulunca derin bir nefes aldım.Beynimin artık daha fazla kimya dersi alamayacağını, kafama saplanan ağrılar belli ediyordu.

Sınıfta bir tuhaflık vardı sanki.Bizim sınıf zil çaldığında asla içeride durmazdı ama şimdi sınıf diğer sınıftan gelen öğrencilerle iyice kalabalıklaşıyordu.

İki yıldır bu dershanedeyim ve ilk defa böyle bir olay oluyordu. İdil'i dürtüklemek için sağıma dönünce İdil'i yanımda bulamamamla saf saf etrafa bakınmam bir olmuştu.

İdil yanımdan kalkmıştı bile.Biz asla dershanede ayrılmazdık ki,kantine beraber iner sınıfta da beraber otururduk.İdil'i görmek amacıyla sınıfta gözümü gezdirdim. İdil'i en arka taraftaki kalabalığın arasına girmeye çalışırken gördüm.Kalabalığın başını görebildiğim kadarıyla Hande baştaydı.

Hande de bizim sınıftaysa tamamdır,şimdi izleyin cümbüşü.Hande sarışın-Her ne kadar sarı saçları boya olsa da pek fark eden olmuyordu.Zaten bana da İdil söylemişti saçlarını boyattığını.-

Uzun boylu,mavi gözlü,sarışın.Bu üçü oldu mu zaten,bir kız ister istemez güzel oluyordu erkekler için.

Rededilemeyen kız saçmalıklarının başını çeken kızlardan,anlıyacağınız.Bu kızı günahım kadar sevmiyorum desem yalan olmazdı. İnsanları kusurlarıyla küçük gören, sürekli laf sokarak iyi bir halt yediğini sanan,her önüne gelenle oynaşan bir yelloz diyebiliriz.

Yelloz mu? Dedim kendi kendime hala bu kelimeleri kullanan var mıydı? İnsanlar yelloz yerine daha kaba tabirleri kullanırdı ama ben bunu kullanıyordum.Bu kelimeyi kullanan insanların var olduğunu umuyordum.

Hande'nin hareketleri dikkatimi çekince ona bakmaya başladım.Çınar'ın-hoca yoklama alırken adını en sonunda öğrenebilmiştim.-önündeki sıralardan birine oturup ona döndü.Elini uzatıp adını söyledi.Tanışmak istiyordu onunla.

Şu an aklıma geliyor da biz o çocukla hiç tanışmamıştık.Teknik olarak o beni ilk önce arabanın önünden kurtardı ve daha sonra da ben ona çarparak-evet kabul ediyorum ben çarpmıştım ona,biraz mantıklı düşenecek olursak koşan bendim.Ve önüne bakmayan da.Suçluyum kabul ediyorum.-bir nevi bir tesadüf veya karşılaşma yaşamıştık.

Ama biz bunları yaşadığımıza rağmen tanışmamışken Hande onunla tanışacaktı.

Beni düşüncelerimden ayıran şey ise Çınar'ın Hande'nin eline bir bakış attıktan sonra adını söyleyip cam kenarına tekrar dönmesi oldu.Elini sıkmamıştı,Hande'nin eli havada kalmıştı.Hande, havada ki elini hafif yumruk yapıp geri çekerek yerinden kalktı.

Hande rededilmişti,resmen.Hande'yi tanıdığımdan beri kiminle yakınlık kurmak istiyorsa kuruyor ve istediğini alıyordu.Hande gözünü hırs bürümüş insanlardandı.Bu özelliği onu kötü biri yapıyordu.Onun bu huyları beni delirtiyordu.Şu an ki durum beni mutlu etmiş desem yalan olmazdı.Ama yine de içimdeki insancıl yanım benim bundan mutlu olamamı pislikçe buldu.

Bir kızın rededilmesinin,ona verdiği sızıyı unutamayacağını hatırlattı.Rededilmek,kalbinizde bir sızı oluşturuyordu.Ruhunuza çizilen bir çizik de denilebilirdi aslında.Bu durum kişiden kişiye göre de değişiyordu.Herkes de aynı sonucu doğurmazdı ama bende böyle hissetiriyordu.

İKİ FARKLI MAVİNİN HİKAYESİ #WATTYS2015 (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin