Selamlar radiatalarim.
Nasilsiniz? Nasil gidiyor? Kotu gidiyorsa bunu okurken az da olsa guzellesir umarim. 💛
Fantasme tam 20 bolum olacak, her bolum ne olacagini planladim, insallah 1 an once yazip final yapacagim. Sonrasinda belki ozel bolum falan atarim.
Bolum mottomuz neydi ne kadar cok yorum o kadar hizli bolum tsklr. 🙂
İyi okumalar
Maviliyorum sizi ✌️
Miyav
Jungkook'un içki içmememizi şiddetle tembihlemesi sayesinde kabul ettiği yaklaşık yarım saatlik bir yalvarma sonucunda arabanın ön koltuğunda oturuyordum. Üstümdeki kıyafetler ise parlaktı. Beyaz ancak tüylü gibi görünmesini sağlayan pembeli uzun pulları olan garip bir ceket giyiniyordum. Böyle bir ceketin neden dolabımda olduğuna anlam veremesem bile görünce hoşuma gitmişti.
Ceketin içinde ise düğmelerini ilikleme gereği duymadığım hoş bir kumaşı olan gömleğim vardı. Belime kadar çıkan yüksek bel pantolonumun içine sıkıştırmam sayesinde pek fazla açılmıyor, sadece aşağı doğru bağrımı gösterecek şekilde iniyordu. Altımda ise beyaz bir pantolon vardı, krep pantolon dedikleri şekildeydi sanırım. Pek emin değildim. Kemeri uzun olduğundan hoş bir şekilde bağlamıştım ve bacaklarımdan aşağı beyaz bir kumaş sarkıyordu. Ve muhtemelen kombinimin en sevdiğim kısmı boynumu çepeçevre saran gerdanlığımdı. Taşları parlıyor ve aynadan kendime baktığımda ilk dikkatimi çeken şey oluyordu. Bu gece gerçekten oldukça göz alıcıydım.
Yanımda arabayı süren Jungkook ise pek mutlu görünmüyordu. Kemerinin sardığı göğsü sıkıntıyla kalkıp iniyor, kırmızı ışığın değişmesini bekliyordu. Asla böyle partilerden hoşlanan birisi olmamıştı ancak hepimiz onun üniversitedeyken nasıl da deli olduğunu bilirdik. Mingyu Hyung, Chanyeol Hyung ve diğerleri ile birlikte öyle çok dağıtırlardı ki bazen eve gelmediği bile olurdu. Bu yüzden üstüne biraz gittiğimizde ikna olmuştu. Ancak eğer içersek bizi döveceğini de belirtmişti.
Partide alkol olmadığı yazıyordu hepimize gelen mesajda. Bunu ona gösterdiğimizde biraz rahatlamıştı ancak kendi deneyimlerine dayanarak partiye içki sokanlar olacağına emin olduğunu söylemiş ve içeceklerden uzak durmamızı da eklemişti. Lisa bu durumdan oldukça şikayetçi olsa da benim hoşuma gidiyordu. Gerçekten seviyordum, bana kurallar koymasını ve beni yönetmesini seviyordum.
Bunu farkında olmadan yapıyordu lâkin üstümde sahip olduğu otorite öyle tahrik ediciydi ki itiraz bile edemiyordum.
O gün masada olanların üstünden üç güne yakın bir zaman geçmişti ve ben hâlâ hangi cesaretle onunla konuşmaya devam ettiğimi sürekli sorguluyordum. Her şeyin farkında olması beni geriyordu, Lisa'nın hâlâ bir şey söylememiş olması da beni korkutuyordu. Lalisa'nın tepkisinden gerçekten korkuyordum çünkü sonuçta ben onun en yakın arkadaşıydım, Jungkook ise abisiydi.
"Taehyung, Lisa'yı erkeklerden uzak tut, anlaştık mı ciklet?" Diye sessiz ortama ani bir giriş yaptı Jungkook. Kaşlarımı kaldırarak ona döndüm. Yan profili çok çekiciydi, dağınık sarı saçları ve kırmızıya çalan dudakları sokak lambaları ile aydınlanıyordu. Çok güzeldi. "Kendisi erkeklerden uzak durabilirse beni de tutar tabii abi." Lisa birden bire ortadan kafasını çıkartarak abisine alaylı bir yanıt verdiğinde gözlerimi devirmiştim. Benimle uğraşmaya bayılıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FANTASME
Short StoryTaehyung, en yakın arkadaşının abisini sürekli rüyalarında içine davet ediyor, uykusunda ismi ile geliyor, ona baktıkça kıvranıyordu. Bu nedenle utancından yüzüne bakamadığı Jungkook'tan olabildiğince uzak durmaya çalışmıştı lakin, büyüğünün ondan u...