SELAMLAR RADIATALARIM
nasilsiniz gorusmeyeli lan
ben iyi degilim telefonum gece pencerenin onunde kalmis butun gece ustune yagmur yagmis telefonum dead canim cok yaniyo
AMA IYI HABER BUGUN ARADILAR TELEFONCUDAN EKRANIM KURTULMUS YASIYOR HALA HAHAHA
+simdi reklam yapicam: Fènix diye omegaverse benzeri 1 sey yayimladim. su an 2 bolumu yayimda, elimde hazir 3 bolum daha var falan neyse. Kurgusuna cok ozendim, cok guzel, sirf sizi kaosa bogmamak icin butun kaosu ilk 5 bolume falan sigdirdim ilk 5 bolumden sonra rahat rahat taekook okumaniz icin muthis 1 zemin hazirladim size. vampir ve buyucu melezi prens jungkook + cocuklugundan beri en yakin arkadasi olan stigma ve sovalye taehyung okumak istersiniz bence bu yuzden bu bolumden sonra sizi oraya alayim tamam mi?
ficte aradiginiz her sey var bu arada, fènix taekooka yazabilecegim her seyi yazacagim, belki cocuklari bile olur yani o kadar cok yazacagim, COK GUZEL YANI TAMAM MI AMK
su cumleyi de copy paste yapayim: omegaverse iceren, vampirli buyuculu, deniz kizli kurt adamli, tarihi kurguyla harmanlanmis fantastik benzeri hos, sakin, asiri kaos icermeyen 1 kurgu
simdi okumaya gecebilirsiniz hadi iyi okumalar size
maviliyorum sizi tamam aglamayin
miyav
"Ağzına sıçayım."
Öfke, kanımı kaynatırken önümdeki matematik ödevinin sayfalarını bir kenara fırlatmış, ağlamak üzereyken bu ve buna benzer küfürler mırıldanmıştım. Bok gibi hissediyordum, gerçek bir bok parçasıymış gibi hissediyordum. Bu hisse engel olamıyordum çünkü dünden beri aklımda söyleyemediğim onca laf dolanıyordu. Hepsinin şimdi aklıma geliyor olmasına karşı öyle büyük bir öfke besliyordum ki, eğer yapabilseydim şimdi gidip yüzüne bir tane yumruk çakardım.
Ancak ona yumruk atmak bana daha çok zarar verirdi, kollarım güçsüzdü ve yumruk atmayı bilmiyordum. Parmaklarımı yerinden çıkartabilir, hatta kırabilirdim bile. Bu yüzden sinirimi matematik ödevimden çıkartıyordum. Bir tane daha matematik sorusu görürsem eğer kusacaktım, gerçekten kusacaktım. Başım dönüyor, telefonum onu dünden beri elime almadığım için bana köşeden hüzünlü hüzünlü bakıyor gibi hissettiğimden olsa gerek suçluluk duyuyordum. "Bana gelince ağzın çok iyi laf yapıyor değil mi Jeon Jungkook?" Öfkeyle söylenirken ayağa kalkmış, neye sinirlendiğimden bile tam olarak emin olamadığım için daha da öfkelenerek toplama amacıyla yerden aldığım sayfaları yeniden fırlatmıştım.
"Sinirlendiğinde ağzından çıkanı kulağın duymuyor bile! Sonra gelip özür dilediğinde ben de ağzına sıçacağım!" Ağlayacak gibi hissetmeme rağmen gelen hıçkırma isteğini geri yutmuş, yatağıma atlayıp yüzümü Netflix yastığıma bastırarak çığlık atmıştım. Nefessiz kalana kadar kendimi yastığa gömerek çığlık attıktan sonra kalktığımda ise, gözüm tam karşımdaki dolabımın kapağında yer edinen aynaya takılmıştı. "Hah," diye mırıldanmıştım dağılmış suratımı incelerken. "Tipini sikeyim senin."
Ayaklanıp aynama doğru yaklaştığımda, yüzümün yansıması daha da netleşerek göz altlarımdaki morlukları ortaya çıkarmıştı. Dünden beri tek damla uyku uyumadığımı ele alırsak, sabah okulda yemek yememiş olmama eklenerek hayalet gibi görünmeme neden oluyordu bu uykusuzluk. "Kafanı da sikeyim." Dedim aynadaki aksime karşı. "Jungkook ile aranızı bozacak kadar geri zekâlısın sen. Hâlâ kendini suçlayacak kadar malsın da. Bir işe yaramayan hücrelerinin içindeki kromozom sayısını sikeyim." Öyle sinirliydim ki, ne dediğimin farkına varamamıştım bile.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FANTASME
Short StoryTaehyung, en yakın arkadaşının abisini sürekli rüyalarında içine davet ediyor, uykusunda ismi ile geliyor, ona baktıkça kıvranıyordu. Bu nedenle utancından yüzüne bakamadığı Jungkook'tan olabildiğince uzak durmaya çalışmıştı lakin, büyüğünün ondan u...