Büyücü

5 bölüm

Fırtına öncesi sessizlik gibiydi... Hikayem daha yeni başlıyordu. Nerden bile bilirdim ki gelişim büyük bir savaşa yol açıcaktı. Benim kraliçe olmam büyük savaşın başlama sebebiydi.

Evrende hiç bir şey boşuna değil. Dolunayın bile yanımda olmasının bir sebebi vardı. Sıradan bir insan neden büyücüler dünyasında olsun ki... Ama bana sorarsan bunlar bir tesadüf. Hiç bir şeyin farkında bile değildim.

Emma bize karşı büyük bir savaş açmak üzereydi. Kazanmamız nerdeyse imkansızdı. Onun istediği benim tahtımı ele geçirmek değildi. O tüm dünyayı ele geçirmek istiyordu. Bu yüzden tüm varlıkları; kurtadamları, karanlık tarafı ve vampirleri yanına alması gerekiyordu.

Kurtadamlarla ve vampirlerle konuşma.

+Merhaba canlarım. Buraya neden geldiğimi henüz bilmiyorsunuz. Hepinizin buraya toplanmasını istiyorum. Sizinle çok önemli bir konuşma yapıcam. Hazırsanız başlayalım...

+... Bildiğiniz üzere hepimiz her zaman insanlardan saklanarak yaşamışız. Hep onlardan korkmuşuz. Onlar bizim gibi değiller. Ama asıl korkması gereken onlar. Bizler diğerlerinden daha güçlüyüz. Şimdiye kadar saklandık lakin... bence artık onlara patronun kim olduğunu öğretmemiz lazım. Ancak... bir sorunumuz var. Bize karşı koyacaklar. Planımlarımızı bozmak isteyecekler. Kimlerden bahsettiğimi biliyorsunuz. Tabii ki de aydınlık taraf. Duyduğunuz üzere yeni bir kraliçe gelmiş. Bu aradığımız bir fırsat. Bence bu fırsatı değerlendirmemiz lazım. Bizimle misiniz?

Her kes aynı anda "sizinleyiz efendim" diye bağırmaya başladı. Emma'nın planının ilk aşaması başarılı olmuştu. Tüm vampirler, kurtadamlar ve karanlık taraf onun arkasındaydı. Yakında savaş başlayacaktı...

Günlerce hazırlık sürüldü ve tam bir ay sonra savaş başlayacaktı. Bu sürede Emma kendi sevgilisi - Akay'ın aydınlık tarafa geçib casusluk yapmasını istedi.

Savaştan 2 hafta önce aydınlık taraf.

+Efendim... Sarayın önünde biri var. Buraya nasıl geldiği hakkında hiç bir fikrim yok. Ancak sizinle konuşmak istediğini söyledi. Onu buralarda hiç görmedik. Kötü bir niyeti ola bilir. Önceden söylemek istedim. Yine de siz daha iyisini bilirsiniz kraliçem.

-Çağırın gelsin.

İçeri benimle aynı yaşlarda. Uzunboylu, yakışıklı, kıvırcık bir çocuk girdi. Dolunay bu çocuğu görseydi kesin aşık olurdu. Her halde onu daha görmemişti bile. Eğer görmüş olsaydı çocuk içeriye daha ilk adımını atmadan yanıma fırlar kesin düştüm falan derdi.

+Merhaba. Sizi rahatsız etdiğim için çok özür dilerim. Ben buraya nasıl geldiğimi bilmiyorum. Yani kötü bir niyetim yok. En son karanlık taraftan kaçıyordum...

(Karanlık taraftan kaçıyorsa kesinlikle bizlerdendi. Sıradan bir insan olsa portaldan geçmesi lazım. Bu portalı sadece, büyücü, vampir ve kurtadamlar
biliyor.)

+... kaçacak bir yerim yoktu. Lütfen burada sizinle kalmama izin verin. Ne size ne de şatodakılara hiç bir zarar vermeyeceğime dair söz veriyorum.

Haraketleri, görünümü, konuşma şekli o kadar masum geliyorduki ki, insana 100 yıl düşünsen bu çocuğun ajan olduğu aklına gelmez.

-Tabii ki... Sadece bir kaç soru soracağım. Ondan sonra arkadaşlara söyle sana ne yapman gerektiğinin öğretirler.

+Çok teşekkür ederim efendim. Beni ne kadar sevindirdiğinizi bilemezsiniz. Elbette soru sora bilirsiniz, buyurun.

-Adın ne? Ve nesin?

+Benim adım Akay Kılıç. Ve ben bir kurtadamım.

- Bu sarayda sadece büyücüler yaşar ama eminim senin de burada yaşaman bir soruna yol açmayacak.