Yuu elindeki topu bileğini hafifçe bükerek potaya attıktan sonra üçlük atmanın verdiği keyifi bile yorgunluktan çıkaramıyordu. Topu almadan direkt kendisini yere bıraktı ve sırt üstü yere uzanıp kollarını iki yana açtı. Diğer potada küçük gruplarla kendi aralarında maç yapan insanların ayak ve top sektirme sesleri kulağına geliyorken tepesinden yüzüne eğilen yüz ile bakışları yüzüne doğru sallanan kahverengi saçlardaydı.
"İyi atıştı Yuu-kun."
Yoichi'nin ayakları onun başucundayken onu ters göreceği bir şekilde eğilmişti. Önüne geçip elini uzattığı sırada Lacus ve Mika kendi yerlerine sinmiş, ikiliyi izliyorlardı. Sarışın oğlan aklındaki düşünceleri dağıtmak adına diğer potada maç yapan kişilere yaklaştı.
"Bir kişilik yeriniz var mı?"
Aradan geçen kısa süreli bir tartışmanın ardından Mika şu an geride olan gruba alındı. Yuu bu sırada ayağa kalkmış, sahanın çıkışına ilerliyordu. Bakışları anlığına diğer maça kaydığı sırada sarışın sayısını atıyordu. Yuu'nun adımları duraksarken arkasını döndü ve bir süre Mika'yı izledi.
"Gerçekten iyi..."
"Sonuçta kaptan, Yuu-kun. Boşuna o görev verilmemiştir herhalde."
Yoichi de sarışını izliyorken Mika'nın olduğu takım geride olmasın rağmen kısa sürede öne geçmişlerdi. Mika terden dolayı alnına yapışmış olan sarı saçlarını geriye doğru tararken bakışlarını bir anda yeşil gözlü oğlanın olduğu tarafa çevirdi. Mavi ve yeşil gözler kesiştiğinde Yuu'nun yanakları hafifçe kızardı ve bakışlarını kaçırıp boynuna astığı havluyu boynunda gezdirmeye başladı. Ardından arkasını döndü ve Yoichi'yle beraber soyunma odasına ilerlediler. Yeniden üzerlerini değiştiriyorlarken Yoichi'nin sesini duyması ile bakışları onu buldu.
"Seçmeler okul çıkışı, değil mi?"
"Evet."
"Seni beklememi ister misin?"
"Kalmak istersen kalabilirsin ama işin falan varsa git Yoichi."
"İşim yok. O halde kalabilirim değil mi?"
Yuu hafifçe gülümsedi ve başını onaylarcasına salladı. Yuu elindeki beyaz gömleği giydikten sonra düğmelerini kapamak adına başını eğdi ve birkaçını ilikledi.
"Ben bir tuvalete gidip geliyorum Yuu-kun."
"Tamam, ben buradayım."
Yoichi hızla soyunma odasının içerisindeki tuvalete girdiğinde Mika boynuna asılı olan havluyla içeriye girdi. Bakışları içeride gezdiğinde Yuu'yu yalnız görmeyi beklemiyordu. Adımlarını dolabına yöneltip üzerini çıkarttığında duyduğu ses ile omzunun üzerinden arkasına baktı.
"Lanet şey! Hiçbir zaman kolay kolay olmuyorsun değil mi?"
Yuu kendi çapında kravatıyla cebelleşirken Mika'nın dudakları yavaşça yukarı kıvrıldı. Üzerinden çıkardığı tişörtü çantasına yerleştirdikten sonra arkasına döndü ve siyah saçlı oğlanın yanına ilerledi.
"Yuu-chan?"
Yuu ismini duyduğunda duraksadı ve hızlıca arkasını döndü. Beklediği şey Mika'nın yapılı vücudunu görmek olmadığından yanakları hızla kızıl rengine geçerken gözlerini etrafta gezdirmeye başladı ve cevap verdi.
"Evet?"
"Yardımcı olayım mı?"
"Huh?"
Yuu merakla ona döndüğüne sarışının kendisine yaklaştığını fark etti ve boynuna takmaya çalıştığı kravatı unutup arkasındaki dolaplara yaslanarak ondan uzaklaştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
loveless || mikayuu
FanficUYARI: YETİŞKİN İÇERİK (+16) ve ARGO. ☘︎︎ ☘︎︎ ☘︎︎ Yuu hayatı boyunca kendisini seven ebeveynlere rağmen değersiz ve sevgisiz gibi hissetmişti. Gerçek ailesinin kendisini bıraktığı gerçeğinin verdiği acıyı yıllar boyunca içine atıyorken, bir anda ha...