Pembe saçlı oğlan kapının açılmasıyla beraber kulağındaki kulaklıkları çıkardı ve kapıya döndü. Yeşil gözlü oğlanı gördüğünde gözleri şaşkınlıkla büyürken Yuu sakin kalmak istercesine bir nefes verdi.
"Sanırım gidip intihar edeceğim. Görüşmemek üzere."
Çantasını bırakmadan direkt odadan çıktı ve kapıyı arkasından çarparak yurdun çıkışına ilerledi.
"Keşke Mika olsaydı, daha az çekilir olurdu kesin. Bu çok bilmişle aynı oda da kalmam ben! Lanet olsun ya..."
☘︎︎ ☘︎︎ ☘︎︎
Ve tabii ki eninde sonunda odaya dönmek zorunda kalmıştı Yuu. Garip olan ise eşyalarının çoktan burada olmasıydı.
"Resmen haberim olmadan taşınmışım ben..."
Yuu bıkkın bir nefes verip kendi yatağına ilerledi ve çantasını bir kenara koyup direkt kendini attı.
"Duydum ki seçilememişsin takıma, beklendiği gibi. O değil bir de kıza yenilmişsin."
"Kafa tutmak çok hoşunuza gidiyor değil mi?"
Yuu histerik bir şekilde gülüp doğruldu ve pembe saçlı oğlana yaklaştı. Yatağında uzanan genç siyah saçlının kendisine yaklaştığını gördüğüne şaşırırken kollarından destek alarak doğruldu ve Yuu'nun karşısına oturuşunu izledi.
"Yarın, sadece sen ve ben. Akşam dokuzda bahçedeki sahada. Tamam mı?"
Yuu yüzündeki alaycı gülümsemeyle konuştuğunda Kimizuki onun özgüvenine sinir olmuştu. Altta kalamazdı.
"Yenilmeye doyamıyorsun sanırım."
"Göreceğiz."
Yuu kalkıp yeniden kendi yatağına geçti ve üzerine siyah, bol bir eşofman ile siyah bir tişört giydi. Kendisini yatağına attı ve direkt uyumaya geçti.
☘︎︎ ☘︎︎ ☘︎︎
"Sen bir aptalsın Kimizuki."
Mika antrenmanda aldığı haberle pembe saçlı oğlana sövüyordu.
"Ne demek o? Mitsuba'yı aldığında göre kendisini iyi sanan aptalın teki olmalı."
"İyi sanmıyor, gerçekten iyi. Teke tek bir kapışmada beni bile yenebilir, sadece takım çalışması yapamıyor ve bu yüzden seçilmedi. Akşam seni rahatlıkla yenebilir. Gerçekten çok iyi oynuyor Kimizuki. Eğer seçmelere gelseydin buna kalkışmazdın."
Mika elindeki topu potaya attı ve bakışlarını pembe saçlı oğlana çevirdi. Kimizuki kuşkulansa bile sadece omuz silkti ve yalancıktan dudak büzerek konuştu.
"Bana ne kadar da çok güveniyorsun kaptan?"
Mika onun şapşal yüzüne güldü ve gözlerini devirip antrenmana devam etti.
Bu sırada Yuu bahçede kendi kendine elindeki topla çalışıyor, akşam kaybetmemeyi garantiliyordu. Akşamki maçtan çoğu kişinin haberi vardı ve neredeyse bütün liseliler orada olacaktı. Hatta bazı ortaokullular bile. Şimdi ise Yuu yalnızdı, en azından o öyle sanıyordu.
"Seçmelerde kaybedip basketbol takımında kaptanı saymazsak en iyi oyuncuya kafa tutmak mantıklı mı sence?"
Yuu duyduğu tanıdık ses ile beraber arkasını döndüğünde beklediği gibi Ferid'le karşılaştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
loveless || mikayuu
FanficUYARI: YETİŞKİN İÇERİK (+16) ve ARGO. ☘︎︎ ☘︎︎ ☘︎︎ Yuu hayatı boyunca kendisini seven ebeveynlere rağmen değersiz ve sevgisiz gibi hissetmişti. Gerçek ailesinin kendisini bıraktığı gerçeğinin verdiği acıyı yıllar boyunca içine atıyorken, bir anda ha...