-3-

1.1K 120 141
                                    

Daha çok yorum yapın TwT
-
-
Tam okulun çıkışındayız--
Biri seslendi. "Nereye gidiyorsunuz?" Haha haha. Bugün daha mükemmel olamazdı. Midnight senseinin seslenmesiyle ikimizde yere sabitlendik. Denkinin koluna bir tane vurup midnight senseiye döndüm. "Hehe-- ya midnight sensei beni tanıyorsunuz. Hayatımda bir kere bile okuldan kaçmadım.ama bi değişiklik olsun didiydim." "İnanim mi?" Dedi. E haklı ama. Kendim diyorum beni en iyi tanıyan sizsiniz diye. Kafamı iki yana salladım. "Hadi gelde anlat." Dedi. Senseiyle dertleşiyoruz çeeğk. "Neys. Denki plan suya düştü ben gelirm. Sen sınıfa git." Diye fısıldayarak midnight senseinin peşine düştüm.

Senseinin odasına gelmiştim. Oturduğum koltuktan etrafı biraz inceledim. Buraya daha önce birkaç defa gelmiştim. Midnight sensei ile aramız cidden iyiydi. Rehber hocası olduğu içinde, sevdiğim içinde onunla sık sık konuşuruz. "Hadi anlat bakalım izuku" -sinirden ayaklandı yeşil saçlı çocuk- "şu yeni gelen sözde öğretmen sinir etti beni! Geçmişte yaşadığı şeyleri bahane ederek büyünün herhangi bir amacı olmayan insan saçma bir araç olduğunu söylüyor. İNSANLARA YARDIM ETMEK SAÇMA MI YANİ?! Ayrıca çok ukala! Ders anlatmak yerine gidin kendiniz öğrenin diyor! Haa aldığın maaşı bize vericeksen. Aptal adam. Ayrıca aynı yaşta gibi duruyoruz. Nasıl bir öğretmen olarak alınabiliyor." Dedim ve derin bir nefes verdim. "Bağırdığım için özür dilerim sensei." Diyip yerime oturdum.

Her zamanki gibi anlayışlıydı sensei. "Katsuki bakugou. Aizawa'nın isteği ile kısa bir süreliğine alındı bu okula. Geçmişte yaşadığı olayları duymuştum. Kraliyet büyücülüğünden, Şovalyede diyebiliriz Kovulan ve o senesinde kız kardeşini kaybeden biri. Büyüdende bu şekilde vazgeçmiş Aizawanın dediğine göre. Ayrıca yaşı yaşınıza yakın bile olsa, büyük büyücülerden bile daha iyi büyü biliyormuş. Kovulsa bile bir zamanlar kraliyet büyücülüğündeymiş sonuç olarak." Bu hiç mantıklı değil. Aizawanın isteği ile gelmiş olsa bile katlanılabilir değil. "Hadi sınıfa çık. Bir daha yakalarsam ceza veririm ona göre!" Hâlâ şaka yapamıyorsunuz sensei. Oturduğum yerden kalkıp senseinin odasından çıktım. İstemeye istemeyede olsa sınıfa girdim. Hoca daha gelmemişti. Gene o salak adamın dersi var. Sonra cursy senseinin. Gerçi muhtemelen ders boyu denkiyi azarlamasını dinlicez. Denkinin yanına oturdum. "Ne güzel kaçıyorduk ya.-" dedi. "Hm" demekle yetindim.

...

"Izuku... izuku! Kalk hadi bakugpu sensei geldi!" Uykulu olduğum için çok duymuyordum. "Siktir et. Siktiğimin ukâlasının anlatmayacağı dersi dinlemeyeceğim." Dedim. Sonra yüzümde çok yakın bir nefes hissettim. "Benimle ilgili böyle düşüncelerinin olması ne hoş." O adamın sesini duyduğum gibi gözlerimi açmam bir oldu. NE. "Kinden besleniyorsun herhalde manyak herif!" Sırıttı. "Hayatımdaki ilk disiplinimi mi almamak için ne yapmalıyım." Dedim. "Kölem ol." "ASLA! DİSİPLİN YEMEYE RAZIYIM!"biz böyle konuşurken sınıf hiçbir tepki vermeden bize bakıyor. "FİLM İZLİYORSUNUZ SANKİ AMK ÖNÜNÜZE DÖNÜN!"dedim. "O zaman disiplin is the camining yapıcak birşey yok."

"Tm. Ya tm. Hemen şeyetme şimdi. Doru düzgün bişe iste yapim." Dedim. Neden bu adam benimle dalga geçerken bu kadar eğleniyor. "Saçına şekil vermeme izin ver." Öğretmenlinten kuaförlüğe atama yaptı herhalde. Bu ne biçim istek. Var bu işin içinde bi iş ama bekle sen. "Ve saçın gün boyu öyle kalsın." Dedi. Yani disiplin yemekten iyidir bence. Şu müdürümüzden azar yemektense. Zaten adam fareye benziyor.

"Kabul. Birşey yaparsan sana çiçek alırım... mezarına" 40 yıllık arkadaş gibi konuşuyorum adamla amk. Ben bu adamla düşman bile olmam. Denki kalkıp arka sıraya geçti. Adamda denkinin oturdugun yere. "Ders anlatman gereken yerde saçımı yapıosun." Dedim. Adam sınıfa dönüp. "Tokası olan var mı?" Diye sordu. Tsuyu hemen atılıp. "Ben veririm!" Dedi ve bi avuç tokayı masaya bırakıp yerine geçti.

Vay be tsu. O konuyu hallettik sanıyordum. "Alayınız adi şerefsizlersiniz." Dedim.  "Eyw" dedi todoroki. Ya sabır ya. "Saçım acıo!" dedim saçımın ön kısmını toplamaya çalışırken. "Yoksa siz sevgilisinizde bizden bi saklıyorsunu~z" dedi adını dahi bilmediğim random bi kız. - iki gençte aynı anda o tarafa bakarak "nE?!" Dediler.- "lan hayatımda ilk defa görüyorum ben bu adamı. AYRICA ONUN GİBİ BİRİYLE ÇIKMAM BEN. EE İMKÂNSIZ. Denkininin düşündüğü gibi herşey tip değil." Dedim. Adam hâlâ saçımla uğraşırken. "Yerden bitme brokoli bir tavşanla çıkıcak kadar düşmedim." NEY NEY NEY?! "LAN. BEN KISA DEİLİM."

"Takıldığın tek şey bu mu?" Dedi sero. "EVET! Kendisi uzun olabilir. Ama şuana kadar herhangi beyin dürtüsüyle karşılaşmadık." Kıkırdayıp. "O yüzden mi sana istediğim şeyi yaptırabiliyorum." Dedi. Ne âlâkâ ln. "Tamamen rütbe farkı. Ben örtmen olsam hâlin iyi değildi." Çok kötü yapardım seni. Zaten gıcık kapıyom sana. "Küçük bir tavşan bana ne yapabilir ki?" Dedi. Gıcık piç. "LAN tavşan olmayı ben seçmedim!" Birsey demeden saçımla uğraşmaya devam etti.

...

"Bitti." Dedi adam. Ve oturduğu yerden kalkıp karşıma geçti. "Şaheser, şaheser" dedi. LN. Telefonumu çıkarıp ön kamerasını açtım. AMK. Saçımın önünü bebeklerin saçını toplarlar ya hani. Öyle üç tane toplamış. Saçının arkasını ikiye ayırıp toplayabildiği kadar yukarıda toplamış ve 2 tane kurdale takmış. LAN BEN BÜTÜN GÜN BÖYLE GEZEMEM. Sınıf gülme krizine girdi. Ağlicam ya. Of. "LAN ÇEKMEYİN FOTOĞRAFIMI!!!"

...
Gün boyu dalga gecildim. Aptal adam, Aptal!

Soulmate?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin