Medya da uzak dur kurgusuna gelen öneri bir parça var. Ben bana gelen bütün yorumları okuyorum ve inanın bu şarkıyı ilk dinlediğimde çok hoşuma gitmişti. Başka bir kurgu yazarsam mutlaka kullanırım demiştim. Sözümü tuttum. Sevgiler. Kalpler. TueAltnbaak***************************
"-L..lunar?"
Dilini yanağının içinde gezdirdi. Ve başıyla onayladı beni. Yanan ateşten yüzüne yansıyan turuncu ışıklar bedenine yaklaşmaya çalışır gibiydi. Uzun kemikli parmaklarını ne tarafa oynatsa o yöne uçuşuyorlardı.
Harika! muhtemelen artık gerçekten şizofren olmuştum. Fakat her şeye rağmen çok güzel görünüyordu karşımdaki adam.
"-Gerçek değilsin.. değil mi? Değilsin."
Sol elinin işaret parmağını kaldırdı ve havada öylesine bir daire çizdi. Ateş yükseldi. Ve ben rüyalarımdan kesitler gösteren alevlere baktım öylece. Sessizdim. Fakat gözlerimden yaşların akmaya devam ettiğinin de bilincindeydim. Demek bu denli çıldırmıştım.
"-En az senin kadar sanrıyım. Bizzat senin kadar gerçeğim. Buradayım. Seni izliyorum. Varlığımı sorgulama cüretin neden?"
"-B-ben. Ben.."
"-Korkuyor musun?"
Arkamı döndüm ve fırladım mağaradan. Sikeyim kafayı iyice çizmiştim. Bu-bu kötü haberdi işte. Acilen tedavi olmalıydım. Ya da zaman kaybetmeden en acısız ölüm metotlarını denemeli huzura ulaşmaya odaklanmalıydım.
Yağmur daha çıkar çıkmaz beni bir köpek yavrusuna çevirmişti. Elbette oraya geri dönmeyecektim. Dönemezdim. Ben bir mağarada kendisine vahiy inecek o adam değildim. Ben mağarada kendi kendine şizofreni tanısı koyan lanet bir adamdım. Arada büyük fark vardı.
Onca yolu çıldırmış olmalıyım ki durmadan geri dönmüş dişlerim soğuktan bir birine çarpmaya ve titremelerim durduramayacağım o malum seviyeye gelmişti. Donarak ölmeliydim belki de.
Evime vardığım gibi ıslak kıyafetlerimi kapı eşiğinde bedenimden ayırıp savurdum. Çırılçıplak banyomda aynanın karşısında durmuş kendi gözlerimin içine bakıyordum. Kulaklarım ve dudaklarım morarmıştı. Hala titriyordum.
Sıcak su küvete boşaldıkça buhar aynayı bulanıklaştırdı. Ben öylece durmaya devam ettim. Taşan su çıplak ayaklarıma değene kadar bekledim durdum. Sonunda suyu kapattım ve sıcaklığını umursamadan girdim suya. Kesinlikle donmuş bedenimde derin bir sızı bıraktı. Ensemi yasladım ve gözlerimi kapattım. Kısacık, çok kısacık bir huzura ihtiyacım vardı.
Uykuya dalacak kadar sakinleşmiştim. Onca yolu yürürken kalbim ağzımdaydı. Bastığım her noktaya benden saniyeler sonra basan biri vardı arkamda. Nefesi ensemdeydi. Fakat bir yandan da süzülüyor gibiydi. Arkamdan geldi biliyor kanıtlayamıyordum. Takip edilme hissi berbat ötesiydi.
Tam olarak uyanıklıkla aramda bir uçurum oluşmak üzereyken, kirpiklerimde dolaşan parmakları hissettim. Islak yüzümde ki ferah, ılık, hafif soluklar.
O soluklar yanağımın üzerinde dinlendi. Şakaklarıma, kulağıma ardından boynuma süzüldü burnu.
"-Sakın.. sakın açma gözlerini."
Öyle sessiz fısıldadı ki. Kulaklarım bunu bir lütuf olarak algıladı. Fakat biliyordum ki bu bir rica değildi. Zorladığım halde aralanmayan gözlerim çoktan emrine itaat etmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ESCAPE (BXB)
Fantasy🏳️🌈 "-Kabuslarına girip öğrettim sana. Hatırladın. Ne istersem o olacak. Usulca kanına işleyeceğim. Dibinde durduğumu göremeyeceksin. Hayal sanacaksın. Seni korkutacağım. Aklını alacak oyunlar oynayacağım. Tıpkı...Tıpkı senin yaptığın gibi. Kalb...