Hikayede geçen şarkı üst taraf da dinlemek isterseniz.
♡♡♡♡♡
"Evet baba"
"Tamam öyleyse, ama bak telefonun hep açık kalacak."
"Tamam dedim ya babacım"
"Peki öyleyse, dikkat et."
"Acaba kaçıncı tamam değişim olacak"
Sabah kahvaltısından sonra babama "Masya ile anlaşıp yarın ki planını iptal ettiğimi bugün ödevimizin hepsini bitireceğimizi" söylemiştim.
Tabi iki böyle bir şey yoktu. Tuğçe' ye kurduğum hain planları gerçekleştirebilmek için Masya ve diğerleri ile saat tam 3' de Siyah tüy kafesinde olacaktık. Daha sonra fotoğraf ve video çekerek Tuğçe' ye atacaktım. Plan böyleydi. Tabi ayrıntıları gittiğimiz zaman görmüş olacaksınız.
Babamı ikna ettik sonra anneme haber vermeye gittim. Çalışma odasında kış ayı için yeni koleksiyon tasarımları üzerine çalışıyordu. İşine o kadar dalmıştı ki geldiğimi fark bile etmemişti. Geldiğimi belli etmek için hafif bir şekilde öksürmek zorunda kaldım. Ne olursa olsun işkolik bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmeyin. Kafasını çizimlerden kaldırıp bana baktı.
Gülümseyerek "Geldiğini fark etmemişim. Bir şey mi isteyecektin bir tanem?"
"Evet, şey dünkü ödevimizi bitiremedik. O yüzden Masya bugün ki işlerini iptal etti. Yani bugün devam edeceğiz ödeve. Dün bizde olduğu için bugün de Masyanın evine gideceğim. Babama söyledim izin verdi. Sana da söylememek için geldim" dedim
Annemin izin vereceğini bildiğim için bazen ona sorma gereği bile duymazdım. Ama şu aralar annem üzerimizde fazla düşmeye başladı. O yüzden bugün haber vermek için yanına gittim.
Annem başını oflayarak geri kağıtlarına çevirdi. "Sizi fazla sıkmak istemiyorum ama şu aralar çok da dışarı çıkmıyor musun?"
"Hadi ama anne, En güzel yaşlarımdayım ve bu güzel yaşlarımı evde hapis gibi geçiremem değil mi?" dedim
Doğruydu, en güzel yaşlarımız genç olduğumuz yaşlardı. Her şeyden habersiz, dünyanın kötülüklerinden bir haber olan saf halimizdi, genç yaşlarımız. Zaten dünyayı görmüş, tanımış olan bir insanın ölüm ile tehdit edilmiş olsa bile dış dünyaya adım atacağını zannetmiyorum. Hatta tehdit eden kişilere kalmadan kendini öldürürdü herhalde.
Güzel yanı vardı tabi dünyanın fakat dünya, özgür ve mutlu olmak isteyen kişiler için oldukça bencildi. Onlara sadece felaketlerin felaketlerini gösterirdi.
"Evet sende haklısın" diyen annem beni düşüncelerimden çekip almıştı.
"Hem burası site, öyle herkesi almıyor. Güvendeyim."
"Peki, tamam başka seçeneğim yok galiba zaten" dedi annem gülümseyerek.
"Teşekkürler" diyerek annemin yanına gittim. Sımsıkı sarılıp yanağına öpücük kondurup yanından ayrıldım.
Abim de dışarı çıkacağını benden önce söylemişti. Hazırlanmak için odasına çıkmıştı. Ve hala dışarıya çıkmamıştı. Şanslıydım abim kendime özen göstereyim derken bana bolca zaman bağışlamıştı. Hemen odama çıkıp kamuflaj için gereken şeyleri aldım. Odamdan abime görünmeden dikkatli bir şekilde çıktım. Yine şans benden tarafı oldu kimseye görünmeden evden çıkabilmiştim.
Çocuklar ile kızıl denizin lavabosunun önünde buluşalım diye sözleşmiştik. Lavabonun önüne geldiğimde Alp ve Mert'in konuşuyorlardı. Beni görünce susup bana döndüler. Yanlarına vardığımda.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kızıl Deniz
Chick-Lit🍀 Bu dört yapraklı yoncaların hikayesi Ben sadece tatlı bir kızdım Pembiş hayaller dünyasında gerçeklerden uzaktım Ama kim bilebilirdi ki pembe dünyamın siyah bir acıya bulunacağını ve benim bunun altında yavaşça can çekişeceğimi Hayat dardır,ama...