Selam. Nasılsınız? Nasıl gidiyor hayat? Bu bölümlerde hep kar diyeceksiniz belki ama değişecek. Bu bölümün güzel ve uzun olacağını düşünüyorum. Başlayalım!
...
4. Bölüm: Kar Küresi
*Ben o kızım ağlayan ve artık asla gülmeyecek kız.*
Yazarın Anlatımıyla
Elçin Soy. Sarıdan daha açık saçları , mavi gözlü , yardımsever bir kızdı. Anlattığı her şey onun görüşüydü. Kendini korumak istemiyordu. Sevdiklerinin yanında durarak onlara zarar vermek de istemiyordu. Düşündüğü her şey onun fikriydi. Biliyordu ki o cani değildi. Kendini tanıyordu. Düşündüğü her şeyi yapardı ve aklına koyduğu her şeyi de.
Yavaşça gözlerini açtı. Sabah olmuştu. Bu kadar nasıl uyudum diye düşünüyordu. Hayal dünyası çok genişti. Ama git gide daralmaya başlamıştı. Çünkü hayal dünyasını anne ve babası yaratmıştı. Onları yanında olduğunu hissetdiğinde hayal kurardı. Şimdi ise onların kendisinin yanında olduğunu hissetmiyordu. Ama onları o kadar çok hissetmek istiyordu ki.
...
"Ahmet Bey , Yusuf ve Elif öldürülmüş." dedi Ahmet'in en sadık adamı. Ahmet Beyin arkası dönüktü. Ama bu duruma şaşırmıştı. Her yerden bilgisi olurdu onun. Yavaşça öne doğru döndü. "Ne zaman?" dedi normal bir ses tonunda. "Dün öldürülmüşler." dedi ve sözünü bitirdi. Ahmet Bey yavaşça koltuğuna yürüdü. "Benim neden dün haberim olmadı?" dedi sesinde çok az öfke vardı. Adamı bu sinirini anlamıştı. "Ahmet Bey, biraz önce haber alabildik." dedi sesi biraz da olsa ince çıkmıştı. Bu cümle sinirinin daha da artmasına sebep oldu. "Herkes duyduktan sonra mı haberiniz oldu?" dedi bu cümleyi bağırarak ve büyük öfke ile söylemişti. Adamı çok az da olsa korkmuştu. "Kimse daha duymadı Ahmet Bey." dedi adamı korkusunu geri atarak. "Tek teselliniz bu mu?" dedi ve yavaşça koltuğuna oturdu. "Senden beklemezdim Barış." dedi ve arkasına yaslandı. "Çık." dedi tekdüze bir ses ile. Bu bilginin geç gelişi onu çok sinirlendirmişti. Bu onun için çok önemliydi. Onun için kızın hayatı daha önemliydi.
...
Elçin'in Anlatımıyla
Telefonum elimde bebeklik fotoğraflarıma bakıyordum. Çoğunda annem ve babamda da vardı. Orada çok masum ve temizdim. Şimdi o kadar masum ve temiz miydim? Hayır, değildim. Ben bir ölüme değil iki ölüme şahit olmuştum. Bu ben değildim. Kendimi bende bulamıyordum. Ama bulmalıydım. Zorluklar karşısında hiç bir zaman boyun eğmedim. Eğmemde. Bu benim olduğum ben gibi olmalı.
Sarıya dönük saçlarım önüme geliyordu. Yavaşça sırt çantamdan siyah tokamı çıkardım ve saçlarımı topladım. Teyzem arabayı sürüyordu, hala. "Kuzum, geldik sayılır çok az kaldı." dedi teyzem normal bir ses tonunda. Neler yapacaktım? Kaçmalı mıydım? Aaa ne diyorum ben? "Kızım, aç mısın?" dedi teyzem fısıldayarak. Aç mıydım? Hayır. Hem de hiç aç değildim. "Hayır." dedim ve arkama yaslandım. İsmimin anlamı bulmaca ve bilmece. Bu isim beni anlatıyor. Yavaşlıkla ne zaman sona gelirdim? Son... Sonum ve başlangıcım aynı değildi. Başlangıcım daha güzeldi. Sonum , berbat.
Yavaşça doğruldum. Kar , hala uyuyordu. Küçük bir bebeğe benziyordu. "Geldik." dedi teyzem. İlk defa midem bulanmamıştı. Arabanın kapısını açtım. Ayaklarım yere değer değmez dizim kara girdi. Dizimden aşağısı kardı. Bir an bir soğukluk hissetdim. Yavaş yavaş bu soğukluk geçti. Tam Kar' ı almaya yeltenirken "Küçük dostunu ben alırım." dedi ve Kar' a doğru ilerledi. İçimdeki fırtınaya bu kar neydi ki? Hiç. Apartmana yürüdüm. Teyzem elindeki eşyalarla kapıyı açtı. Birinci kata çıktıktan sonra beklemeye başladım. Kapı kuzenlerim tarafından açıldı. "Elçin abla!" dedi kuzenim Berin. Zorla da olsa gülümsedim. "Gel." dedi Berin. Yavaşça eve girdim. Teyzemin evinin dekorunu çok beğeniyorum. Sırt çantamı Berin elimden kaptı. "Ablamla seni bekliyorduk." dedi Berin. Berin siyah saçlı , ela gözlüydü. Çok şirin ve tatlıydı. "Minnoş!" dedi Eslem. Gülmeye çalışıyordu. Olayları biliyordu. Minnoş derdi bana. Ben ise ona 'Pofduk' derdim. "Pofduk!" dedim ve ona sarıldım. Ağlamak istiyordum ama Berin olayları bilmiyordu. Eslem ile çok iyi anlaşıyorduk. Kısaca dert ortağımdı. "Sen rahat bir şeyler giy. Sonra odada konuşuruz." dedi ses tonu teselli ediciydi. Teyzemin getirdiği valizi aldım ve odaya geçtim. Siyah eşofman ve siyah bir tişört giydim. Bu kadar olay çok fazlaydı. Benim için... Kim kendisini büyüten annesinin babasının ölmesi ister? Kimse.
Hayaller hayallerde kalır, hayatlarımız bizde.
Anlamlı her şeyin bir bitişi vardır. İşte bu yüzden hayatım bir bardak gibi kırıldı , dağıldı. Kolay mıydı yeni bir hayata başlamak? Asla!
Kar küreleri ne değişik aslında. Her birinde bir hayat anlatılıyor. Benim ki ise üzgün bir halde ağlayan kız çocuğu. Neler değişir? Değişen şeyler hayatın akışını bozar mı? Hıh, bozar. Hem de hayatı tepetaklak eder. Bir gün gelecek. 'En sevdiğin günler , iyi olduğun günler gelecek.' derler ya. Ama hayır. İyi olduğun günler arkanda kalıyor. Çok iyi vakit geçirdiğin günler çok geride oluyor. Bu günlerin olma sebebi yanındaki kişiler. Onlar olmadan olmuyor. Kar küreleri bunu anlatıyor. İçindeki kara benzer şeyler yukarı gelsin de kar yağsın diye kar küresini tepetaklak yapıyorlar , yapıyordum. Ama artık asla ama asla yapmayacağım. Kara benzer süsleri yukarı çıkarmak için kar küresinin içindeki hayatı mahvediyoruz , yıkıyoruz. Onları öldürüyoruz... Böyle yaptıkça gülümsüyoruz. Onların da gülümsediğini görüyoruz. Ama yalan. Hayat başlı başına bir yalan. Ben o kızım ağlayan ve artık asla gülmeyecek kız.
...
Selamm. Bu bölüm burada bitti. Biraz geç geldi ama geldii. Sorularınızı yazabilirsiniz. Seve seve cevaplarım. Nasıl bir bölüm olduğunu sormak istiyorum. Kendinize iyi bakın.
😊
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kar Bekçileri
AdventureArtık kimse yoktu yanımda. Gitmişlerdi. En sevdiklerim... Hayataydım ama yaşamıyordum. İşte benim hikayem. Yani Elçin' in hikayesi... Ama kurtarıcı istemiyordum. Zarar görmeye hazırdım. Ama onlar geldi. Biz karların bekçileriydik. Hikayeme hoş geldi...