Multi : Buse
Aynur susmakta kararlıydı. Onu birşeye ikna ettirene kadar hep canım çıkardı. Tam başardım diyeceğim sırada zil çaldı. Bendeki şans da şans olsa zaten. Bide akrabalar "Ne kadar şanslısınız,sizin kadar şanslı bir kızınız da var" diyorlar. Abicim müsait bir yerde yağcılarda inecek var.
Aynurla birlikte ön tarafa doğru yürüdük. Bahçede bütün öğrenciler sıra olmuştu. Biz de mecburen sıraya geçip müdürün her dönem konuştuğu şeyleri dinledik. Biz dinlemekten bıktık ama o senelerdir aynı şeyleri ötmekten bıkmadı.
Yukarı çıktığımızda okulun biraz da olsa değiştiğini farkettik. İki haftada yıkıp tekrar yapacak halleri yoktu sonuçta. Ama bu değişikliği hiç sevmedim. Alışmıştım eski haline,fuşya rengi okul duvarı mı olur.
Sıkıcı ve boş geçen bir dersten sonra bahçeye indik. Derste Aynur'un üstüne gitmemiştim çünkü hala o anı düşünüyor gibiydi. Belli ki üzülmüştü de. Onu üzmek istemiyorum. Ama kaçamaz eninde sonunda anlatıcak.
Karşıdan bize doğru gelen kişiyle durup ona bakmaya başladım. Bu tanıdıktı. Evet evet,Berk'ten başkası olamazdı. Sinirli ve egosu bulutlarda bi şekilde geliyordu. Gel gel. Geleceği varsa göreceği de var.
"Sen ne diyosun be kimin altında gördün onu gerizekalı kimden ego takviyesi aldın gudubet!"
Bora ve Aynur başta olmak üzere okulun diğer bazı öğrencileri de bizi ayırmaya çalışıyordu. İzleyenlerden birisi iki adım öne geçip "Bırakın arkadaşlar bu kız bir erkeğe neler yapabilir ki" dedi alayla gülerek. O sırada Berk bitchide ona bakıyordu onu desteklercesine. Ona baktım ve erkekliğine dizimi geçirdim. O acıyla yerde inlerken arkadakine "İstersen senin üzerinde de gösterebilirim" dedim ve yerde kıvranan salağa geri döndüm. "Ayağını denk al,yoksa ilerde çocuğun olamayabilir."
*****
"Ya Aynur bırak istemiyorum gezmek falan off bırakın uyicam ben rüyalarımda beyaz atlı prensimi beklicem okulda atı olan bir erkek yok bikere." O ana kadar gözümü acmamistim tek hedefim yorganımı Aynurun elinden alıp içine girebilmekti. Gözümü açtığım da Aynur'un yalnız olmadığını farkettim. Utku ile Fuat da oradaydı. Onlar için ileride ilkokullular için kitap çıkaracaktım. Tam olarak komedilerdi ve bizim en yakın arkadaşımızdılar. Biz bir dörtlüydük yani. Ama şu an tam anlamıyla rezil olmuştum. Beni onların öyle pijamamla depresyona girmiş gibi görmelerini istemiyordum. Tamam yakın arkadaştık ama ne bileyim işte.
"Haydi Aynur başarabilirsinn!"
"Haydi Aynur haydi aynur haydiiiiii tam zamanı tam zamanı şimdiiiii"
Elleriyle alkışlayarak ritim tutan UF ikilisine dönüp "Kesin sesinizi yoksa hiç üşenmem yarım saat kovalarım he." Anında sustular. Hehehee korkun benden. Her türlü içecek ile itinayla kafa güzelleşilir. "Buse hadi geç kalmak istemezsin heralde." dediler. Tam bişey söylicekken arkadan Fuat "Tabi o melek yüzlü hocamız Nazlı'cığımızı özlediys-" "Tamam Fuat sus Fuat kalktım Fuat gidin Fuat hazırlanıcam Fuat" dedim. Galip bir şekilde hepsi çıktı odadan. Bende hazırlanmaya başladım. O sırada o melek yüzlü şeytan Tarihçi Nazlı'yı düşünüyordum. Birbirimizden nefret ediyorduk. Beni 2 senedir bırakıyordu dersten. Ondan kurtulmak için ne planlar kurduk BUFA dörtlümüzle. Ama hepsi suya düştü o iblis yüzünden. Utku'nun "Hadi Buseeeğğ" diye bağırmasıyla düşüncelerim dağıldı. "Tamam be iki dakika bekleyemediniz" dedim. O sırada aklıma Utku takıldı. Yıllardır onu seviyordum ama o bunu bilmiyordu. İlk başlarda hoşlantıydı aslında ama sonra ona çok bağlanmıştım. Neyse,bunu düşünmenin sırası değildi. Odamdan çıktım. Onların yanına sessizce gidip korkutmayı planlıyordum. E hakettiler. Ama gördüğüm manzara karşısında olduğum yerde kaldım. Bu kadarı da olmazdı,olamazdı,olmamalıydı...