Selamünaleyküm 🙋♀️ cancağızlarım nasılsınız?
Neler yapıyorsunuz?
Nasıl gidiyor? 🤷♀️
Beni soran olursa ben de iyiyim çok şükür Rabbım bu günümüzü aratmasın.
Başlangıç olarak destek olan beğeni ve yorumlarınız için çok teşekkür ederim. Ellerinize sağlık, o güzel kalbinize dert keder gam deymesin.🤗
Biliyorum sabırsızlıkla bölüm bekliyorsunuz. Sizleri beklettiğim için üzgünüm 🙈
Ben hem çalışıyorum hem eş hem anneyim, ve fırsat buldukça yazmaya çalışıyorum. O da bu kadar oluyor işte.
Her neyse hazırsanız buyurun kısa hikayenize. 😉
Günlerden bir gün, zamanın ünlü bir bilgesi hükümdarın sarayının kapısına geldi. Muhafızların hiçbirisi saygıları nedeniyle onu durdurmaya çalışmadı. Bilge, sonunda hükümdarın tahtında oturduğu odaya girdi. Ziyaretçisini hemen tanıyan kral saygıyla ayağa kalkıp sordu:
“Ne istiyorsun? Sana nasıl yardım edebilirim?”
“Bu handa uyuyacak bir yer istiyorum” cevabını verdi bilge.
“Ama burası han değil ki” dedi kral hafif kızgınlıkla, “Benim sarayım.”
“Sorabilir miyim: Senden önce bu sarayda kim yaşıyordu?”
“Babam. O öldü ama.”
“Ondan önce kim yaşıyordu?”
“Büyükbabam. O da öldü.”
“O zaman burası insanların kısa bir süreliğine gelip kaldığı, sonra da terk edip gittiği bir yer demek ki. Neden ona han demeyeyim?
Dünya han bizler yolcuyuz. 🤲
Çokta kendimizi kaptırmamak lazım.Bu bölümde bir değişiklik yapıp, bir değil üç kısa hikaye yayınlayacağım.
Umarım okur beğenirsiniz. 🤗
Hadi buyurun ikinci hikayemizeBüyük Rus yazarı Turgenyev, soğuk bir akşamüstü evine doğru yola çıkmış. Yolda bir dilenci kendisinden para istemiş. Bütün ceplerini kurcalayan Turgenyev, ne yazık ki hiç para bulamamış. Bunun üzerine kendisine uzatılan soğuk elleri kendi elleriyle ısıtarak:
'Kusura bakma kardeşim sana verecek bir şeyim yok' demiş.
Dilenci; 'Verdiniz ya efendim' demiş. 'Bana kardeşim dediniz.'
Tebessüm sadakadır. 🌹(Hadisi Şerif)Kibir şeytandandır. Ne olursanız olun ama merhametli şefkatli iyi bir insan olmaya çalışın.
Merhamet etmeyene merhamet edilmez.🌹 (Hadisi Şerif) 🌹
Buyrun üçüncü ve sonuncu hikayemize 😊
Bir genç bir zamanlar mutluluğun sırlarını öğrenmek istemiş. Bir
bilge aramış. Sormuş, soruşturmuş falanca kişidir demişler. Ayrıca kırk günlük mesafedeki bir köşkte yaşadığını da öğrenmiş. Üşenmemiş, yola çıkmış ve bilgeyi bulmuş. Bilge, onu bir güzel ziyafetle ağırlamış, isteğini sormuş:
'Mutluluğun sırrı” demiş delikanlı ” bana bunu öğret.”
Bilge bu sırrı vermeyi kabul etmiş.
Delikanlının eline bir kaşık vermiş, iki damla sıvı yağı da kaşığın içine koymuş.
“Köşkümü bir güzel gezeceksin ancak bu yağı dökmeyeceksin” demiş.
Delikanlı sarayı geziyormuş ama gözü devamlı kaşıktaymış. Dönmüş gelmiş. Bilge sormuş.
“Salondaki Acem halılarını gördün mü, kütüphanedeki şömineyi fark ettin mi, bahçedeki gülleri gördün mü?” şeklinde bir yığın ayrıntı sormuş. Utanan delikanlı, hiçbir şey görmediğini itiraf etmiş. Çünkü sadece yağa bakıyormuş.
Bilge şöyle demiş;
“Öyleyse git şimdi daha dikkatli olarak köşkümün harikalarını gör. Oturduğu evi tanımadan o insana güvenemezsin”.
İçi rahatlayan delikanlı, kaşık elinde gördüğü her şeyi hafızasına adeta kazırcasına dikkat etmiş, gördüklerini bir güzel anlatmış.
Bilge;
“Peki sana emanet ettiğim iki damla yağ nerede? diye sormuş.
Kaşığa bakan delikanlı, iki damla yağın dökülmüş olduğunu görmüş.
Bilgeler bilgesi demiş ki;
“Mutluluğun sırrı, dünyanın bütün harikalarını görmektir ama iki damla yağı unutmadan”.
Kaşıktaki iki damla yağ sorunlarımız, sıkıntılarımız. Bir sorun odaklı yaşarsak, çevremizde ki güzellikleri göremez oluruz. Size tavsiyem ;
_ hayatınız ne kadar zor olursa olsun, mutlaka bir çıkış yolu vardır. Yeter ki ederinden fazla sorunlara takılıp kalmayın. 😊 Çevrenize bakın belki sizin sorun olarak gördüğünüz başkasının arzusudur, hayalidir.
Yeni bölümde görüşmek üzere Allah c.c emanet olun yorum ve desteğinizi bekliyorum. Kendinize kendiniz için iyi bakın. 🙋♀️🌹
ŞİMDİ OKUDUĞUN
╰☆☆𝑷𝒐𝒍𝒍𝒚𝒂𝒏𝒏𝒂 𝒈𝒊𝒃𝒊 𝒅𝒖𝒔𝒖𝒏𝒎𝒆𝒌 𝒗𝒆 𝒅𝒐𝒏𝒖𝒔𝒎𝒆𝒌
Ficción Generaldüşüncen konusmana konuşman hareketine hareketin kaderine yansır güzel düşün, güzel yaşa...