- iki

636 77 94
                                    

🎸🎸🎸

Sabah üzerimi değişirken dolabımda en sevdiğim tişörtlerimi görememek beni üzmüştü.

Queen baskılı tişörtlerimin hepsi yıkanmıştı, çamaşır makinesinin sesi bana bunu gösteriyordu ama bir sorun vardı, ben başka bir şey giymek istemiyordum. Ellerimi siyah, düz saçlarımdan geçirip kısaca taradım ve en sonunda koyu yeşil bir tişört aldım. Hızlıca üzerime geçirip uçlarını siyah pantolonumun içine sıkıştırdım ve bileğimdeki tokayla saçlarımı topladım. En sevmediğim tişörtlerimden birini giyerek güne başlamıştım ve bu yüzden güne puanım eksi bin beş yüzdü.

Mutfağa girdiğimde Jiseul bir leydiymișcesine bacak bacak üzerine atmıştı, yeşil çayını yudumluyordu. "Günaydın vişne suyu." Hitabımla birlikten burnundan güler gibi bir ses çıkarttı, ağzındakini zorlukla yuttu bu sefer. "Sana da günaydın gazoz."

Gazoz dediği anda geçen ay bir bir düştü aklıma. Lee Jeno üzerime gazoz dökmüştü ve tüm kafeye rezil olmuştum. Ah, kusacak gibiydim.

"Tişörtlerimin hepsi makinede. Neden biriktirdin?"

"Geçen hafta hep evdeydim, çamaşır çıkmadı ki." O konuşurken ben de abur cubur dolabından bir çikolata aldım ve paketini açtım.

"Adam akıllı kahvaltı yap." Jiseul yerinde doğrularak konuştuğunda omuz silktim ve kapıya ilerledim. Kapının önündeki çantamı aldım ve sırtıma astım.

"Okulda görüşürüz." Ona kısaca el sallayıp kapıya ilerlerken telefonum titreșmiști. Telefonuma bakmadan önce ayakkabılarımı giyindim ve üzerimi düzeltip merdivenlerden inmeye başladım. Apartman kapısını itip çıkarken telefonumu elime aldım.

nonojeno: gnydn

nonojeno: nrdsn

joann: yeni çıktım apartmandan

nonojeno: aferin

nonojeno: başını kaldırabilirsin

Anında başımı kaldırıp etrafa bakınırken elindeki telefonu kaldırıp bana gösteren Jeno gülümsememi sağlamıştı. Adımlarımı hızlandırarak daha da hızlandım ve hemen yanına vardım.

"Erkencisin."

"Beraber yürürüz diye düşündüm." diye yanıtladı beni, çantasını düzeltirken. Kaldırıma çıkıp yürümeye başlamıştık.

Birkaç saniye konuşmadık ondan sonra. Bir anda başını bana çevirip üzerime baktığında ne olduğunu kavramak için yüzüne baktım. "Bu tişörtü giydiğini görmemiştim hiç."

"En sevmediğim tişörtüm çünkü."

"Diğerlerine ne oldu?"

"Bıcı bıcı yapıyorlar," diyerek güldüm ve çikolatamın çöpünü solumdaki geniş çöpe attım. "Üzüldüm. Ama bir fikrim var."

Başımı tekrar ona çevirdiğimde sırıttığını gördüm. Dudaklarını birbirine bastırdı ve ayağıyla yerdeki bir taşa vurdu.

"Benimle randevuya çıkarsan tişörtlerimi giymene izin veririm."

Güldüm.

Lee Jeno'nun tişörtlerini giymek? Cazip bir fikirdi.

🎸🎸🎸

GIRLFRIENDHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin