- on dört

335 54 40
                                    

🎸🎸🎸

Jeno bagajdan aldığı örtüyü bana verirken parkın içine girip gölgelik bir yer aramaya başlamıştım. Büyük bir ağacın altı boştu ve güneş almıyordu, en iyi yer orasıydı. Elimdeki kareli mavi beyaz örtüyü yere serdim ve Jeno'ya yardım etme gereği duymadan (çünkü kendisi taşıyabilirdi) bağdaş kurup yere oturdum. Saat daha erken olduğu için hafif bir soğuk vardı ama pek etkilenmemiştim.

''Ne kadar acımasızsın.'' Jeno sağ eline aldığı büyük piknik sepetini önüme koyarken omuz silktim. ''Taşı.''

''Çok ayıp.'' O da ayakkabılarını çıkarıp sağ çaprazıma otururken sepeti açtım ve içindekilere baktım. Sandviçler, çikolata ve gazozlar; hepsi doluydu. Akşama kadar yemek yememe gerek yoktu kısaca. Başımı Jeno'ya çevirip ona baktığımda sepete uzanmış ve gazozlardan birini almıştı. ''Kedi olalı bir fare tuttun.'' diye konuştum sandviçleri çıkarırken.

''Ne sandın?'' Gazozun kapağını açıp bana uzattığında elimdeki sandviçlerden birini kucağına doğru attım. Gazozu alıp kafama dikerken gülmüştü. ''Şaka gibisin ya.''

''Neden?'' Geriye gidip sırtımı ağaca yasladığımda omuz silkmişti. Lee Jeno mükemmel bir insandı ancak bazen gerçekten de sinir bozucu oluyordu. Mesela saçlarını dağıtmama izin vermiyor ya da sorularımı çok geç cevaplıyordu.

''Bilmem.'' Peynirli sandviçimi açıp onu beklemeden yemeye başladım. Çok acıkmıştım ve onu bekleyemezdim, karnımı doyurmam lazımdı. Jeno da sandviçini yemeye başladığında birkaç dakika içinde doymuştum ve başka bir şey yememe gerek kalmamıştı. Piknik sepetini benden en uzak olan köşeye itip yere sırt üstü uzandım. 

''Joanne sen cidden--'' Gülmeye başladığında omuz silktim ve kollarımı iki yana açıp gözlerimi kapattım. ''Gel.''

Birkaç saniye sonra Jeno'nun başını kolumun üzerinde hissettiğimde gülümseyerek başımı ona, sola, çevirdim. Mavi saçları etrafa dağılmıştı ve gözleri kapalıydı. ''Jeno.'' diye mırıldandım gözlerini açmasını umarak. Bunu yapmadı, hm'ladı ve tekrar sustu.

''Seni seviyorum.'' diye mırıldandım ben de gözlerimi kapatarak. Hafifçe güldüğünü işittim. ''Bunu zaten biliyorum.'' 

''Egondan geçilmiyor.''

''Lee Jeno olsaydın sen de egolu olurdun.'' Gülerek konuşmaya devam ettiğinde gözlerimi açtım ve sola dönüp sağ elimi başına getirip saçlarını dağıttım. ''Aferin köpecik.''

Jeno bu sefer bana kızmayıp sadece homurdandığında sırıttım. Randevuda bile tatlı bir köpeciğe dönüşüyordu.

🎸🎸🎸

GIRLFRIENDHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin