And darling, you had turned my bed into a sacred oasis
People started talking, putting us through our paces
I knew there was no one in the world who could take it
I had a bad feelingHarry sabahtan beri Draco'yu ortalıklarda görememişti. Peşinde koşturup balo için ısrar etmesini bile geçmişti. Derslerde de yoktu, bahçede de yoktu. Harry artık sıkılmaya başlamıştı.
Pansy ve Blaise'i görüp onu görememek kendisini biraz da endişelendirmişti. Sonuçta o her zaman etrafta dolanıp herkesle alay eden birisiydi. Daha önceden hiç böyle olmamıştı.
Harry zaten bu senenin başından beri rahat bir nefes bile alamamıştı. Adı Ateş Kadehi'nin içinden çıktığından beri herkes ona farklı davranıyordu. Çoğu insan onun yalan söylediğini düşünüyordu. Balo için birini davet edeceği sırada insanlar ondan uzaklaşıyordu. Herkes onun kendi isteğiyle adını koyduğunu düşünüyordu. Başlarda arkadaşları bile ona inanmamıştı zaten, diğerlerinden ne bekleyebilirdi ki?
Bu yüzden Draco'nun şu an onunla uğraşması kendisini eğlendirebilen tek şeydi. Bir tek onunla uğraşınca gülebiliyordu. Ona laf ederken diğer şeyleri unutabiliyordu. Bunları düşünüp dalgın bir şekilde bahçeye doğru ilerlediğinde Hufflepuff olan birine çarpıp sendeledi.
Kafasını kaldırıp karşısındakilere baktığı an çarptığı kişi ona üzerindeki rozeti gösterip arkadaşlarıyla beraber gülmeye başladı. Harry ise "Kokuşmuş Potter!" yazısını okuduğunda göz devirip arkasını dönecekti ki Draco'nun sesini duydu.
"Kendi binanızın şampiyonunu böyle iğrençliklerle mi yüceltmeyi düşünüyorsunuz? Kendi okulunuzdan başka bir şampiyon ile dalga geçerek mi?" Draco sinirle konuşup kızın cübbesinin üstüne takılmış olan rozeti kopartınca Harry ister istemez gülümsemeye başlamıştı.
"Normalde sen de bizim tarafımızda olurdun Draco, şimdi sevgilin olduğu için mi böyle davranıyorsun?" Arkadan bir çocuk alayla konuşunca Draco gülmeye başladı. "Hayır. Sizin kadar aptal olmadığım için böyle davranıyorum. İğrenç porsuklar."
Draco yüzünü buruşturup konuşunca Harry gülmemek için başını öne eğdi. Asla Draco'nun onu savunacağını düşünmezdi. Hatta bunları normalde o yapmalıydı. Sonra tekrardan kavga etmeleri gerekirdi. Eskiden yaptıkları gibi.
Draco bir süre daha onlarla tartıştıktan sonra Harry'nin yanına gelince Harry'nin çenesinden tutup nazikçe yüzünü yukarı kaldırarak kendisine bakmasını sağladı. "Neden sana bir şey söylemelerine izin veriyorsun?"
"Bunu bana sen mi söylüyorsun? Bu zamana kadar her konuda bana laf edip aşağılayan sendin. Unuttun mu?" Harry onun sinirle parlayan gözlerine baktığında Draco'nun hala elini kendisinin yüzünden çekmediğini farketmişti.
"Benim yaptıklarım farklı Potter. Bu konu farklı. Seni aşağılamaya hakları yok. Özellikle okulumuzda rakip iki okul varken sana bir şeyler söyleyemezler. Sen böyle karşılık vermeden dönüp gidersen de devam edecekler."
Harry onun ciddi olduğunu anlayınca yutkundu. Söyledikleri doğruydu o yüzden cevap verip konuyu çok da uzatmak istemiyordu. "Teşekkür ederim, beni savunduğun için."
"Rica ederim Potter. Hatta bak aklıma ne geldi şimdi? Hazır sen teşekkür etmişken benimle baloya mı gelsen acaba?" Draco'nun sorusundan sonra Harry gülmeye başlayınca Draco'nun dudaklarında birkaç saniyelik bir tebessüm oluştu. Sonra o görmeden hemen ciddi bir surat ifadesi takınmaya çalıştı. Tabii Harry bunu görmüştü.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐃𝐚𝐧𝐜𝐢𝐧𝐠 𝐖𝐢𝐭𝐡 𝐎𝐮𝐫 𝐇𝐚𝐧𝐝𝐬 𝐓𝐢𝐞𝐝 | 𝐃𝐫𝐚𝐫𝐫𝐲
Fanfic"Potter balo için eş bulamamış diye duydum. Onun balo eşi sen olacaksın." | Dancing With Our Hands Tied - Taylor Swift |