8.Bölüm

361 13 1
                                    

SİKTİR!!! Gözlerim yaşlar yüzünden bulanıklaşmış şekilde son hızla giden plakasız arabayı izliyodum. Tam ayak ucumda Lara baygın kanlar içinde yatıyodu ve ben şok olmuştum hareket bile edemiyodum. Laranın abisi yüksek sesle küfürler ediyodu sadece bi kaç tanesini anlayabilmiştim sonradan sesi uğultu gibi gelmeye başlamıştı. Ayaklarım titremeye ve beni taşıyamayacak hale gelmişlerdi daha fazla dayanamayıp kendimi yere bıraktım ve gözlerimi kapadım.

***

Gözlerimi açmaya çalıştım ama çok acıyolardı kendimi zorladım çünkü seslere bakılırsa büyük bir kalabalığın ortasındaydım ve elimi birisi sımsıkı tutmuştu. Bi kaç dakika sonra sonunda gözlerimi açabilmiştim ve bulanık görmüyordum. Hemen elimi tutanın kim olduğuna bakmak için biraz hareket edip kafamı yukarı kaldırdım. Bu Timuçindi ve ben hareket edince hemen kafasını çevirip bana baktı ve sıcak bir gülümseme verdi

"Prenses günaydın"

Dalga geçtiğini anlamıştım çünkü heryer karanlıktı sadece lambaların loş ışıkları yanıyodu. Konuşmakta zorlandığım için ona içte bir gülümseme verdim. Biraz kalkmaya çalıştım çünkü etraftan birsürü ses geliyodu ve nedenini bilmek istiyodum. Yattığım yerde dikleşmeye çalışırken Timuçinde bana yardım etti. Gözlerim büyüdü. Bizim çeteden herkes burdaydı ve karşımdaki koltukta Lara gazlı bezler , yara bantları ve hala kan akan yerleriyle etrafı izliyodu abisi hala ona pansuman yapıyordu ve Cenk Laranın elini tutmuş ona destek veriyodu. Eylül Öyküyle ilgileniyodu. Öykü ayılmışa benziyodu ve Zac ile yan yana oturmuş bişiler konuşuyorlardı. Ben etrefı izlerken duvarın köşesinde duran Semihle göz göze geldik

"Hey! Sena uyanmış millet"


Bu söylediklerinden sonra herkes bana döndü ve gülümsemeye başladılar. Bende onlara gülümsemeye çalıştım. Laranın abisi elindeki ilk yardım malzemelerini masanın üstüne koydu ve bana doğru yürümeye başladı. Kalp ritmim hızlanmıştı kalbimin atışalrını hissedebiliyordum. Kesin Lara ile ilgili cevabını bilmediğim sorular sorucaktı. Gözlerini gözlerimden ayırmıyodu ve bende gözlerimi kırpmadan ona bakıyordum. Ayağımın yanına oturdu ve yüzümdeki saçları okşayar çekerken gözlerim fal taşı gibi açıldı. Ahh hadi ama kalbim sakinleş. Bu yaptıklarından sonra daha delice atmaya başamışlardı. Göğüsümden koparak ona gidicekmiş gibi hissediyordum. Kesinlikle yanaklarım kızarmıştı her bahsine girebilirim.

"İyimisin"

Nee! Laranın abisi bana iyimisin diye sormuştu. Neden benle ilgileniyomuş gibi yapıyoduki ben sadece kardeşinin lanet olası bir arkadaşıydım. Onu kaybeden ve dövülmesini sağlayan cehennemlik bir arkadaş.

"Şey... ben iyiyim teşekkürler"

"Senin ismin şeyy...?"

"Sena"

"Ahh evet Sena üzgünüm"

Mahçup bir gülümseme takıldı. Bende ona karşılık vererek gülümsedim. Timuçin elimi bıraktı ve ayağı kalkıp kulağıma lavaboya gidiceğini ve hemen dönüceğini söyledi. Bende ona karşılık olarak gülümsedim. Bu günlerde çok fazla gülümsüyodum herneyse.

"Ahh üzgün olmanıza gerek yok nasıl olsa ismimi bilmenizi gerektiren birşey yok" diyip gülümsedim.

"Hayır bence var. Bu arada ben Kuzey. Tanıştığımıza memnun oldum Sena "

"Bende memnun oldum fakat neden ismimi bilmenizi gerektiren birşey olsunki?"

"Sen benim kız kardeşimin arkadaşısın ve ismini öğrenmem doğal bir şey"

"Üzgünüm haklısınız. Bütün arkadaşlarının isimlerini biliyor musunuz?

"Hayır sadece senin ismini öğrendim. Diyerleri bilmemi gerektirecek bir şey yapmadılar"

Bunları duymamla boğazıma koca bir yumru oturdu. Kesinlikle bugünkü olaydan bahsediyordu ve öldürceği kişinin ismini bilmesi doğal bir şey olurdu. Kesinlikle sıçtım sıvadım.

"Nasıl yani ben ne yaptım ki?"

"Sen Larayı o şekilde görünce ağladın ve bayıldın demekki ona değer veriyorsun yoksa böyle bir şey olmazdı. O yüzden senin ismini öğrenmek istedim"

Bu dedikleri içimi rahatlatmıştı. Demekki öldürme konusunu biraz erteleyebiliriz. Hala Kuzey'in gözlerinin içine bakıyodum. Bi anda gözlerim dudaklarına kaydı. Dolgun ve koyu kırmızıydılar. İçimden onları öpmek geldi heralde bayılırken başımı çok sıkı çarptım çünkü şuan saçmalıyordum benim bir sevgilim var ve onu çok seviyorum böyle düşünmem bile ona ihanet etmiş gibi hissetmeme neden oluyor.

"Hadi ama bana öyle bakma öyle çok baştan çıkarıcı oluyorsun"

Kuzey'in bu dediklerini beynimde sindirirken gözlerimi gözlerine çevirdim ve azım açık bir şekilde algılayamamış gibi garip bir ses çıkardım. Tam bu sırada Timuçin yanımıza geldi. Tanrıya şükür işte benim kurtarıcı prensim. Kuzey Timuçine yan gözle baktı ve bana döndü.

"Lara'yla ilgilenmeliyim senle tanıştığıma memnun oldum tekrar görüşürüz umarım"

Bu çok imalı bir laftı. Tekrar görüşmekmi hiç sanmıyorum.

"Bende memnun oldum"

Sesim kısık ve çatallıydı hala o az önceki cümlenin etkisindeydim. Kuzeyin bunu anlamamasını umarak yanımdan kalkmasını izledim. Timuçin beni izliyodu bense etrafa bakınıyodum hiç konuşucak halim yoktu. Bu adama beni acayip etkilemişti. Neler oluyordu bana?
Bu evden derhal çıkmalıydım. Timuçine gitmek istediğimi söyledim. O da kabul etti çünkü o da yanlız kalmamızı ve bu bütün olayları baştan sona anlatmamı istiyordu.
Timuçin yavaşça beni kaldırdı ve kapıya doğru yavaş adımlarla ilerletmeye çalıştı. Bütün ağırlığımı Timuçine veriyordum hiç yüricek halim yoktu. Tam salonun kapısından çıkıyodukki arkamızdan birisi seslendi.

"Nereye gidiyorsunuz?"

Sesin sahibini tanımıştım bu Kuzeydi. O an ayaklarım dahada ağırlaşmaya başladı kendimi daha çok Timuçine yasladım. Timuçin hemen anlayarak beni daha sıkı kavradı ve kendine yapıştırdı. Kuzeye cevap vermek için arkasına döndü.

"Sena kendini kötü hissediyo ve eve gitmek istedi. Onu evine götürüyorum."

"Bence sen arkadaşlarınla kal onu ben götürürüm."

"Senin kardeşinle ilgilenmen gerek. Benimde sevgilimle ilgilenmem gerek. Şimdi biz gidiyoruz herkese iyi geceler"

Timuçin Kuzeyin benle ilgilenmesinden rahatsız olmuştu bu yüz hatlarından belli oluyordu. Açıkçası bende Kuzeyin benle ilgilenmesinden rahatsız olmuştum ve korkuyordum.
Kuzey alaycı bakışlarla Timuçine bakıyodu. Timuçin aldırmadan arkasını döndü ve beni kucağına aldı. Çıkış kapısından geçtik ve otoparka doğru yürüyorduk. Aslında o yürüyordu. Timuçin hemen sinirle bağırmaya başladı.

"O adamın sana nasıl baktığını gördünmü!"

Bu bi soru değildi öfkesini kusuryodu.

"Hadi ama sadece endişelendi ve kibarlık yaptı abartılıcak bişi yok. Lütfen bu konu hakkında konuşmayalım çok yorgunum."

"Haklısın özür dilerim sevgilim fazla tepki verdim."

Arabanın kapısını açtı ve beni ön koltuğa yerleştirdi. Emniyet kemerini taktıktan sonra dudağıma küçük bir öpücük kondurdu ve gülümsedi. Bende ona karşılık verdim. Timuçinin bu huyuna bayılıyorum bena değer veriyo ve üzülmemem için elinden gelen herşeyi yapıyordu. O da sürücü koltuğuna geçti ve bana sevimli bir bakış attıktan sonra arabayı çalıştırarak otoparktan çıktı.

Kuzeyden

Sena resmen beni benden almıştı. Onu bana çeken birşey vardı ve bunu bulucaktım.
Sena benim olmalıydı ve bu yüzden ilk Timuçini ortadan kaldırmalıydım. Zaten bana olan tavrı hiç hoşuma gitmemişti. Bunları ödicekti onu yaşadığına pişman edicem beni terslemek neymiş öğrenicek.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 12, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ÇETEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin