Bavulları kapattım, dönüş biletimizi kontrol ettim ve Jacob'u uyandırdım. Tatilin sonuna gelmiştik. Bu da demek oluyordu ki, Claire'i bulmaya gidecektik. Alice ve Jasper dün arayıp bizi havaalanında karşılayacaklarını söylemişti. Buna memnundum çünkü Alice'in görüşünün değişmiş olmasını umuyordum. Bu konuyu fazla konuşmak istemesem de Jake'le aramızda yaşanan şey, tek bir defayla kalmamıştı. Ben düşünürken Jacob bana seslenip:
''Hazır mıyız?'' diye sordu. Evet anlamında başımı salladım, çıkış işlemlerini hallettikten sonra havaalanına gittik. Koltuğa yerleştikten sonra Jacob'a:
''Tüm güzel şeyler için teşekkür ederim. Umarım döndüğümde Claire'e ulaşmış oluruz,'' dedim.
''Olacağız.'' dedi. Yorgun hissettiğimden omzuna yanaşıp biraz uyumaya çalıştım. Birkaç saati uyuyarak geçirmiştim ancak Jacob beni uyandırıp bir şeyler yemem için ısrar etti. Portakal suyu ve sandviçi mideme indirdikten sonra önümdeki minik tvden filmlere göz attım. Çoğunu izlemiştim. Okuyacak kitabım da olmadığından saçma bir filmi izledim. Gelirken o kadar da uzun gözükmeyen yol şimdi içimdeki huzursuzluktan ya da sabırsızlıktan dolayı (ki bunun kanla beslenmememle ilgisi olduğunu da düşünmüyor değildim) çok uzun geliyordu. Jacob son kalan birkaç saati uyuyarak geçirmeyi tercih etti. Havaalanına geldiğimizde bavulları alma işini hallettikten sonra Alice ve Jasper'ı aramaya başladık. Ben Jacob'dan önce görmüştüm.Alice sarılıp:
''Renesmee, hoş geldiniz tatlım." dedi. Gülümseyerek:
"Hoşbuldum." dedim. Arabaya bindik ve Alice daha ben ağzımı açamadan:
"Arkadaşından haber aldın mı?" diye sordu. Hayır anlamında başımı salladım.
"Sorun değil, er ya da geç ulaşacaksındır." dedi Jasper beni rahatlatmak için. Gücünü kullanıp kullanmadığını gayet iyi anlayabiliyordum, yapıyordu. Faydası olmuyor değildi. Jacob onlarla biraz sohbet ederken ben telefonumdan Claire'e milyonuncu kez mesaj yolladım. Bu sefer farklıydı. Yazıyor ibaresini gördüğümde onlara belli etmemek için sakin bir ifade takındım.
"Canım, neye bakıyorsun öyle dikkatlice?" diye sordu Alice.
"Mezun olduğumuzdan dolayı gruplarda sohbet dönüyor, bilirsin işte, yirmi birinci yüzyıl liseleri." dedim. Claire mesajda iyi hissetmediğini yazmıştı. Jordan'la birlikte bir yerdelerdi ve eğer Jacob ararsa Jordan'ın ikna olabileceğini düşünüyordu. Mükemmel. Alice ve Jasper bizi eve bıraktıktan sonra Alice düğün planlaması için en kısa zamanda geri döneceğini söyledi. Düğün hayali kursam bile, Claire'in iyi olmadığını bildiğim için kafamı buna yoramayacaktım. İçeri girer girmez Jacob'a:
"Claire mesaj attı." dedim.
"Anlamıştım." diye tepki verdi.
"Biliyorum, Jordan'ı aramamız gerekiyor, eğer sen konuşursan onu ikna edebileceğini düşünüyor. İyi değilmiş ve nerede olduğunu bilmiyor. Şimdi numarasını bulacağım ve o aptala haddini bildireceğim." Dedim öfkeyle. Numarasını çevirdim ve açmasını bekledim. Hayatımın en gergin birkaç saniyesiydi.
"Vay, vay, vay. Nessie'ciğin aklına arkadaşını merak etmek gelmiş." dedi alayla Jordan. Küfür etmemeliydim.
"Neredesiniz? Konum yolla veya açık adres söyle, geleceğim!" dedim.
"Konum atıyorum yalnız, arkadaşının özel bakıma ihtiyacı var sanırım." dedi ve kapattı. Jacob'un konuşmasına gerek bile kalmamıştı. Arabanın anahtarını kapmış, kapıya yönelmiş, benim gelmemi bekliyordu.
"Ona her ne olmuş olursa olsun, çaresine bakacağız, söz veriyorum Nessie." dedi. Sarıldım. Claire'e ne olmuş olabilirdi? Eğer Jordan kanını sonuna dek emmiş olsaydı, ölmüş olurdu. Bu tuzak mıydı? Eğer Jordan'ın benimle derdi vardıysa neden benimle değil, arkadaşımla oynamayı seçmişti? Kafam yine darmadağınık olmuştu. Arabaya bindiğimizde Jacob son sürat telefonumdaki konuma yöneldi. Öfkeli değildi. Bunu hissediyordum. Ama duruma göre değişeceğini de biliyordum. Claire'e ne kadar değer verdiğimi biliyordu. Ona zarar gelmesi beni üzeceğinden, onun zarar görmesini istemezdi. Nihayet kalabalık olmayan bir mahalledeki doğru düzgün olmayan eve geldiğimizde arabadan tüm gücümü kullanarak inip kapıyı tekmeledim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Alacakaranlık: Jacob&Renesmee
FanficFarklıydım. İnsan olmama rağmen insan olmayan bir yanım, sevilmeme rağmen hala sevilmek isteyen, öfke hisseden bir yanım ve her kadının sahip olamayacağı bir adamım vardı. Ben Renesmee. Renesmee Cullen.