Herkese merhabaaa 😊💛 Yeni bir hikayede daha sizlerle buluşmak benim için ayrı heyecan verici. Umarım beğenirsiniz canlarım. Yorumlarınızı ve beğenilerinizi eksik etmezseniz çok mutlu edersiniz beni 💛 Ben yine yaşayamayacaklarımı yazarken, sizlere keyifli okumalar diliyorum efendim.Bütün umutsuz aşklara ithafen...
Asansöre bindiğimde birinin uzaktan eliyle işaret yaptığını fark ettim. Kapı tam kapanacakken araya girdim ve tekrar açılmasını sağladım. İki valizli bir kız karşımda koşmaya çalışıyordu. Yanımda duran siyah valizimi köşeye çekip ona yer açtım. En sonunda büyük bir kısmını kapladığı asansöre yerleşti ve on bire bastıktan sonra bal rengi gözleriyle nefes nefese bana baktı. Ah be vicdansız, nasıl güzelsin sen öyle?
"Çok teşekkür ederim," deyip gülümsedi.
"Rica ederim," deyip önüme döndüm. İnsan biraz tebessüm eder değil mi? Kendimden bahsediyorum bu arada. Çok gülen ya da gülümseyen bir tip değilimdir de. Her neyse. Uzun süren bekleyişin ardından asansör on birinci katta durdu. Yandan bir bakış attığımda güçlükle asansörden çıkmaya çalıştığını gördüm. Büyük valizinin üzerinde duran çanta yere düştü. Eğilip çantayı aldım ve ona uzattım. Bu kadar eşyaya gerçekten ihtiyaç duyacak mıydı bu kız?
"Komple evi taşıdın sanırım?"
Kız bana anlamsızca bakmaya başladı.
"Pardon?"
Gözlerimi devirip hala elimde duran çantasını asansörün dışına çıkarak valizinin üzerine bıraktım. O sırada kapanan asansör kapısı için tekrar düğmeye basmaya çalışsam da yetişemedim. Valizim gitti lan! Elimi alnıma vurduktan sonra kıza döndüm. Bana aldırmadan valizlerini sürüklemeye başlamıştı. Neyse, valizimi sonra alırdım. Hemen yanına gidip bir tane valizini elinden aldım ve sürüklemeye başladım.
"Bunların çoğuna ihtiyacın olmayacak emin ol."
"Sen nereden biliyorsun?"
Bana attığı yandan bakışa karşılık tekrar gözlerimi devirdim.
"Birinci sınıf olduğun çok belli. Ben de ikinci sınıf olarak sana fikrimi söylüyorum."
"Ha anladım. Sen bana çömez demek istiyorsun," dedi alayla. Uzun koridorun sonuna gelmiştik.
"Hayır. Öyle demek istesem direkt çömez derdim," dedim ciddi bir şekilde. Odasının kapısını açmadan önce tek kaşını kaldırıp bana baktı. Ah be... kadınlar ne kadar güzel varlıklar böyle...
"Tuhaf birisin ama sevdim seni. Teşekkür ederim yardımın için."
"Bu kadar erken konuşma derim," deyip göz kırptım. Sonra da arkamı dönüp tekrar asansörlerin önüne yürümeye başladım.
"Sen hangi kattasın?" diye bağırdı arkamdan.
"Bir üst katta," derken işaret parmağımla tavanı gösterdim ve ona bakmadan yoluma devam ettim.
İki tane asansörün olduğu yurtta az önce bindiğim asansörün tekrar gelmesi on beş dakika sürmüştü. En sonunda valizimi alıp odamın olduğu katta indim. Burayı özlemiştim be. Hem de çok... Geçen yıl ne maceralarım olmuştu burada. Karıştığım kavgalar, odaya attığım kızlar falan... Bu yıl biraz daha sakin durmaya çalışacaktım ama. Başarabilirsem tabii. Pek fazla arkadaşım yoktur ama genel olarak bu kız yurdunda tanınan biriyim.
İki kişilik odama geldiğimde içeride birinin olduğunu fark ettim. Oda arkadaşımın geçen yıl son senesiydi ve bu yeni oda arkadaşım olmalıydı. Yurt odamızın yatak ve çalışma odaları ayrıydı. Yani küçük bir daire veya bir otel odası gibi düşünebilirsiniz. Yatak odasına girdiğimde kız elindeki kıyafetini dolaba koyup bana döndü ve gülümsedi. Benimse sinirlerim çoktan tavan yapmıştı.