2. Bölüm

63 4 0
                                    

İkinci bir bölümle romanımıza kaldığımız yerden devam ediyoruz. Bir kaç arkadaşımın verdiği tavsiyeler ve desteklere teşekkür ediyorum. :) Umarım ilk bölüm sıkıcı gelmemiştir sizlere :)

Hadi gelin ikinci bölüme bir göz atalım, bakalım neler yaşanacak :)

Sabah kalktığımda bacaklarımdaki ağrının hala geçmemiş olduğunu hissettim. Yatağımın hemen yanında duran saate baktığımda her zamankinden biraz daha geç uyandığımı farkettim. Her sabah işe aynı saatte kalkmam sebebiyle vücudum buna alışmış ve beni alarm kurma zahmetinden kurtarmıştı. O cümleden sonra hayatımın değişikliğe uğrayacağını daha şimdiden hissettirdi bana. İşe geç kalmanın telaşıyla hemen duş alıp giyindim. Kahvaltı yapıp daha da gecikeceğimi düşünerek evden hiç birşey yemeden çıktım. Ailemden ayrı yaşadığım için evde sabahları kahvaltıyı hazırlayacak hiç kimse bulunmuyordu malesef. Bu yaştan sonra ailemin yanında kalmak bana pekte cazip gelmediği için kendi ayaklarımın üzerinde durma fikriyle  ayrı bir eve yerleştim. Yalnız kaldığım için çoğu konularda zorlansam da aslında rahat ve sakin bi hayatım olduğunu itiraf etmem gerekir. Kapı da duran siyah biraz eski model olsa da hala gösterişli hallerini koruyan arabama bindim. Yollar her zamankinden biraz daha sakindi. Bu sakinlik dün duyduğum o cümleyi düşünmeme neden oldu. Ne yapmam gerektipi konusunda hala bi fikir sahibi değildim. Çalıştığım iş yerindeki çocukluk srkadaşım bana aşkını ilan etmişti. O gerçekten çok iyi ve sevdiğim birisi. Onu bu yaşıma kadar sevgilim olarak düşünmemem bundan sonra da düşünmeyeceğim anlamına gelmezdi. Her ne kadar kardşçe büyüsekte, kaderin bize sunduğu armağandı bu belki de. Ona duyduğum güven ve onun iyi bir insan olması hislerime etki ediyordu. Bunları düşünürken aklıma takılan şeylerde nasıl tepki alacağım konusunda bir fikrimin olmaması ona karşılıksız kalmama neden oluyordu. Belkide ona bi karşılık vermemem onu çok üzdü ve ben bunu asla istemem. O yüzden bir an önce karar vermek en doğrusı olacaktı bizim için. İş yerine ulaştığımda Sevim'le karşılaşma korkusu sardı içimi. Onu gördüğümde yanlış bir tepki verirsem, onun karşısında sergilediğim davranış ya onu üzerse ? Bunları düşünmek istemeden heyecanlandırdı beni. 3.katta ki çalışma odama çıkmak için asansör düğmesine bastım, bir süre beklemeye başladım. İşte o korktuğum şey tam da başıma gelmişti. Şirketin kapısında beliren Sevim, biraz heyecanlı ve biraz da tebessüm içinde odasına çıkmak için karşımda bulunan asansöre doğru yöneldi, normal adımarla yaklaştı. Ne yapacktım şimdi ? ne diyecektim ? bunarı düşünürken " günaydın Kemal, nasılsın ? " dedi içindeki umuduğu gizleyemeyen bir bakışla. " günaydın Sevim, biraz uykusuzum ama iyim, sen nasılsın ? " Sevim biraz ciddi bir ses tonuyla karlılık verdi bu cevabıama:

" neden yorgunsun, dün gece bir sorun olmadı değil mi ? "

Sevim'in beni düşündüğünü belli eden bu telaşlı cevabı bana huzur vermişti, daha fazla telaş yapıp üzülmesini istemeyerek, " Yok, bi sorun olmadı endişelenme herşey yolunda, sadece biraz yürümek istemiştim kendini fazla kaptırmışım hepsi o. " bu cümle onu biraz daha rahatlatmıştı.

" istersn biraz dinlen, hem kafanı toparlar hemd de üzerindeki ağırlığı atmış olursun ? "

Sevim'in bu teklifi hiç de fena bir fikir değildi ama yine de çalıimam gerekirdi, patronumun çocukluk arkadaşım olması diğer çakışanlardan farklı olduğum anlamına gelmezdi. Herkes gibi benim de işimin başına geçmem gerekirdi. Bu nazik teklifini " Beni düşündüğün için teşekkür ederim ama benimde herkes gibi işimin başında olup bana verilen bu sorumluluğu yerine getirmem gerekir. " diyerek reddetmiştim. Beni anlayışla karşılayarak " tamam ama yine de kendini yorgun hissedersen kendine izin ver, biraz dinlen olur mu ? " dedi. Bu sözler karşısında tebessüm ederek "anlayışın için teşekkür ederim. " dememin ardından yaklaşık beş dakika önce gelmiş olan asansöre bindik. Asansörde sadece ikimiz vardık. Bu durum, duygularımın aklımın önüne geçmesine neden oluyordu. Hafif ama etkili parfümü tüm asansörü sarmıştı. Onun deniz mavisi gözlerini hiç bu şekilde bakacağım aklımın ucundan geçmezdi. Öyle derinden baktığını daha yeni farketmiştim. O kadar güzel bakıyordu ki kendimi bi plajda uzanmış gökyüzünü seyrediyormuş gibi hissediyordum. Asansörün çıkmak istediğimiz kata geldiğinde çıkan ses, daldığım düşüncelerden kurtardı beni. Çalışma masama doğru yönelirken arkadan gelen Sevim'in " iyi çalışmalar, dediğim şeyi unutma olur mu ? " sözünü duyduktan sonra arkamı dönüp biraz heyecanlı bir şekilde " olur unutmam, tekrar teşekkür ederim." cevabını verdim.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 11, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Hayaller KöşküHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin