episode two, welcome to hell.

406 65 127
                                    

Dün ki haber...

İnsanların akıllarını yitirmesine neden olmuştu. Busan'da ölüsü bulunan kadının otopsi sonuçları bekleniyordu. Az sonra haberlerde ne olduğu açıklanacaktı, herkesin aklına gelen şey vampir olmalıydı. Pekala, dün neredeyse korkudan bayılacaktım. Kafede haberi gördüğüm an gözlerim büyümüştü herkese olduğu gibi aklı dengemi yitirecektim.

Vampirler... gerçek miydi yani? Eğer ki kadının ölümünün sebebi vampir ısırığı ise, tüm düşündüğüm ihtimaller çöpe gitmiş olacaktı. Gerçi belliydi, kadının yakından çekilmiş görüntüsünde boynu tamamen kandı ve kanın merkezi olan yer ısırılmıştı. Ve çizikti. Bu çok korkunçtu.

Haberler çıktığından beri dünya gündemine çığ gibi düşmüştü bu olay. Polisler ormanda bulunan şey her neyse onun neslini tüketmek için hayatlarını dahi tehlikeye atacaklarını söylüyorlardı. Sokak kısıtlamasına saatler kalmıştı, şuan herkes zaten evinden çıkmıyordu. Daha doğrusu çıkamıyorlardı, bu yaşanan şey akli dengeye zarardı.

Büyük ihtimal vampir ısırığıydı ki, ben ihtimal vermediğim her şey için pişmandım. Bende korkmaya başlamıştım, haberler yayıldığı an sokakta her kim varsa çığlık çığlığa evlerine koşuşturmuştu. Benim ise tüylerim diken diken olmuştu, bayılacak gibiydim. Direkt kafeden çıkıp bir taksi çevirmiştim.

Telefonum çalmaya başlamıştı bir anda. Arayan Lalisa idi. Çığlıklar atıyordu. "Jennie, Jungkook g-gidiyor." Bakışlarım bir anlığına yere düştü. Bu korkunçtu, nasıl ekipmanların hayatlarını bu denli tehlikeye atıyorlardı?

Biliyorum, şuan her zaman söylediklerimin tam tersini söylüyordum. Fakat dün ki haberden sonra, aklımı kaçıracaktım. Paranormal olaylara asla inanmayan ben, vampir tarafından ısırıldığına inanıyordum. Fakat aklım almıyordu, insanların şuan ki duyduğu tedirginlik ve korku yüzünden insanlar evlerinden çıkmaz olmuştu.

"Lalisa.." dedim çaresizce. Bağırmaya başladı. "Ne oldu Jennie ha, ne oldu? Hani hepsi yalandı, hani inanmıyordun, diyordun ya insanların gözlerini korkutuyorlar. Al inandın mı şimdi? Kadının boynundakiler vampir ısırığı Jennie, vampir ısırığı!"

Bir şey diyemedim, susmak zorunda kaldım. "Öyle düşünüyordum. Şimdi inanmaya başladım, beni bu yüzden mi yadırgayacaksın yani?"

"Evet bu yüzden yadırgayacağım. Jennie Jungkook gidiyor diyorum, sense gelmişsin artık inanıyorum diyorsun. Bu saatten sonra inanmanda ne bileyim yani, kafayı sıyırmışsın sen."

Kaşlarım çatıldı. "Jungkook'un gitmesi üzerine sinirini benden mi çıkarmaya çalışıyorsun? Ne kadar acınası durumda olduğunu gör. Bana ne diye atarlanıyorsun sen şimdi? Ben ne yapabilirim Jungkook gidiyorsa, söylesene bana."

Sesi yumuşadı bir anda. "Jennie sen benim arkadaşım değil misin? Bana yardım etmelisin, bir çözüm bulmalıyız." Dişlerimi sıktım sabır dilermişçesine, sinirle iç çektim. "Bundan sonra arkadaşın değilim. Ben ne yapabilirim Jungkook gidiyorsa, engel mi olacağım? Ayrıca bana ne senin sevgilinden, git kendin çözüm bul."

"Sen nasıl bir arkadaşsın Jennie? Cidden umurunda değil öyle mi? Onca yıl senin için neler yapmadım ben!"

"Bende senin için çok şey yaptım Lalisa, bencillik etme. Şuan aklın yerinde değil, Jungkook'dan başka kimseyi düşünmüyorsun. Bu yüzden bu aralar benimle konuşma."

Sinirle bağırdı. "Jennie saçmalama."

"Beni şu süreçte bir daha arama, kendine gelene kadar seninle konuşmayacağımı bil."

Telefonu sinirle yüzüne kapattığımda ellerimi saçlarıma daldırdım. Sinirle saç diplerimi çekiştirmeye başladığımda Lalisa'nın böyle olacağını hiç düşünmezdim. Sadece Jungkook'du derdi, kendisini düşünseydi bari. Biz mi engel olacaktık yani gitmesine? Her ekipman polis gibi o da gidecekti, zorunluydu. Bu bir görevdi. Belki birinin kocası gidiyordu, çocuğunun babası gidiyordu. Lalisa sadece kendisinin acı çektiğini düşünüyordu, herkes gibi Jungkook'da gidecekti.

Dangerous Forest | taennieHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin