Langa eve gittiğinde her zamanki gibi annesi ve onun eşi salonda onu bekliyordu. Umursamayıp odasına doğru yol alacağı sırada onu durduran şey annesinin sesi oldu. "Buraya gelir misin?"
İstemeyerek de olsa salona girdi, girmezse daha çok bela alacaktı başına. Annesi tekli koltukta oturmuş ona bakıyordu. Çok sevdiği kocası ise üçlü koltuktaydı. "Sen çok aşırı bir çocuk olmaya başladın. Önceden böyle değildin. Sözümü dinlerdin Langa."
Annesinin sözleri üzerine bir süre düşündü. Önceden söylediği şeylerin iyiliği için olduğunu bilirdi. Ancak sevdiğini sevmesinin yanlış olduğunu söylüyorsa bu konuda itiraz etmeye hakkı vardı. En azından Langa'ya göre.
"Bu evde yaşamak istiyorsan kendine gel. İkimiz de daha fazla dayanamayacağız."
Langa sinirlenmişti. Çocuğundan çok kocasını düşünen bu kadın annesi olamazdı. Onun annesi melek gibiydi. Bu adam annesine ne yapmıştı böyle?
"İkiniz? Ne yani, ikiniz beni babamın evinden mi kovacaksınız? Öz babamın evinden? Gitmesi gereken ben değilim anne, kocan. İstersen sen de onunla gidebilirsin."
Langa sert çıkışının üzerine annesinden bir tokat kazandığında oturduğu yerden kalkıp adımlarını sürükleyerek odasına çıktı. Elinde olsa zaten bu evde durmazdı ama hala çocuktu işte. Bir sene dayanabilir miydi bilmiyordu. Bir sene daha dayansa belki Reki ile daha mutlu uzun yılları olabilirdi. Tabii bu kadar yorgun olmasaydı.
Odasına girdiğinde kapıyı kilitleyip yatağına oturdu. Söz verdiği gibi Reki'yi araması lazımdı. Sözlerini her zaman tutan biri olmuştu. Bu nedenle bazen kendini kısıtlardı. Mesela asla Reki'ye sonsuza kadar beraberiz dememişti. Bir ay sonra bunu yaparız dememişti. Buraya seneye de gelelim dememişti. Seninle bir geleceğimiz olacak dememişti. Seni ölene kadar seveceğim demişti sadece. Bu sözünü de tutacaktı.
Telefonda ezbere bildiği numarayı tuşlayıp bir süre çalmasını dinledi. İki çalışın ardından karşı taraftan Reki'nin her zamanki gibi canlı sesi duyuldu.
"Gittin mi eve?"
"Gidince arayacağım dedim ya Reki."
"Sordum işte, bozmak zorunda mısın?"
Reki'nin gözlerini devirdiğinde emindi bu cümleyi kurarken. Öylesine tanıyordu artık onu.
"Bir şeyler yemeyi unutma. Sabah yemedin."
"Tamam annee."
Ardından iki taraftan de gelen küçük kıkırtılar doluştu kulaklarına. Reki ne zaman Langa'ya anne dese ikisi de gülüyordu.
"Uyuyacağım ben biraz. Kapatıyorum şimdi. Acil bir şey olursa ararsın."
Langa kapatacağı sırada Reki'nin isyanları yine başlamıştı.
"Uyursan nasıl açacaksın ararsam? Uyumayacaksın işte! Bir kere de ben diyince kapatalım şu telefonu. Ne gıcık adamsın!"
Langa fazla ses çıkarmamaya çalışarak yeniden güldü. Bu kadar beynini kullanmayı bilmeyen bir insanla çıktığına inanmıyordu bazen. Bu da o anlardan biriydi.
"Reki, seni seviyorum. Biraz az konuş."
Cümlesini tamamladığında telefonu kapatmasıyla Reki oflayarak telefonun ekranına bakıp dil çıkarmış, sonra da seni seviyorum gibi bir sürü şey mırıldanmıştı. Langa bunları duymuyordu orası ayrı konu.
Telefon konuşması sonlandığında Langa gergince yatağına uzanıp tavana baktı. Hayatı cidden çok güzeldi. Beyinsiz bir sevgilisi, onu evden atmaya çalışan bir annesi, kendi evini ona dar eden bir üvey babası vardı. Bu üçlemede favorisi tabii ki beyinsiz sevgilisiydi. Hayatı biraz olsun katlanılır kılıyordu.
Yorganı üzerine örttüğünde ne zaman annesinin gelip onu evden atacağını bilmeden sakin bir uykuya dalmaya çalıştı.
O uyumaya çalışırken Reki de elinden gelen tüm becerilerle onun kaykayında değişiklikler yapıyordu. Genelde Langa etrafta yokken onu olan şeylerle uğraşırdı. Bunlar bazen kaykayı, bazen ona bıraktığı bir iki tişört, bazen okulda ondan çaldığı kalemler, bazen de gizlice çektiği fotoğraflar olurdu.
Bugünün şanslısı kaykaydı. Reki, kaykayı Langa için en iyi haline getirmek istiyordu. Çok uğraşıyordu belki ama sonunda buna değeceğine emindi. O garajda kaykayla uğraşırken odasında defalarca çalan telefondan habersizdi.
⠀⠀⠀ ⠀⠀ ⠀ ⠀⠀ ⠀ ⠀⠀
⠀⠀⠀ ⠀⠀ ⠀ ⠀⠀langanin rekiye olan duygularini(?) anlamasi uzerine bolum atiyorum cunku animenin yeni bolumu cok hostu
damat geliyo sana teyze 🙂🔫
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sinful children of god | renga
Historia CortaBaşka hiçbir şey böyle yakmazken içlerini, birbirlerine dokunmak bunu yapıyorsa eğer o yüzden günah olarak nitelendirmişti insanlar onların ilişkilerini.