[5] - duvarlar üzerine mi yıkıldı?

1.6K 216 257
                                    

"Seni sevmiyorum dersem?"

Langa'nın dudaklarından dökülen son cümle, Reki'nin vücuduna kalbini durduracak kadar güçlü bir şok dalgası göndermişti.

Salıncağın tuttuğu iplerini bırakıp yavaş adımlarla Langa'nın önüne geçti. Diyecek bir şeyi yoktu. Sadece gözlerine bakmak istiyordu.

"Bir daha söyle."

Langa, Reki'ye yalan söylemekten her zaman kaçınmıştı. Şimdi de söylemek istemiyordu. Kendi mavilerini, Reki'nin kehribarlarıyla buluşturduğunda dişlerini sıkmayı bırakıp burukça gülümsedi.

"Özür dilerim."

Reki, rahatlamış bir şekilde hızlıca gözlerinden akan damlaları sildi. Hayatında hiç bu kadar korktuğunu hatırlamıyordu.

"Langa." Sözüne devam etmeden önce birkaç adımda salıncaktaki Langa'ya yaklaştı. Bir elini yanağına götürüp mavilerinden süzülen bir iki damlayı sildi. Büyük ihtimalle Langa ağladığının farkında bile değildi. Gözlerini bile kırpmadan Reki'ye bakıyordu. "Seni seviyorum."

Langa'nın başı öne doğru düştüğünde Reki uzun zamandır duymadığı hıçkırıklarını duydu. Bir şeylerin canını yaktığını ifade etme şekli artık gözyaşlarına dönüşmüştü. Langa genelde ağlamazdı.

Reki, Langa'nın ağlamasına izin vererek yeniden arkasına geçip salıncağın iplerini tuttu. Oldukça yavaş bir şekilde onu sallarken kendi gözlerinden akan yaşları umursamıyordu. Hayat onlar için bu kadar zordu işte. Ayrılmaya zorlayacak kadar.

"Artık kalacak bir yerim yok sanırım."

Hıçkırıkları dindiğinde konuştu Langa. Reki zaten bunu anlamıştı annesi evden ayrıldığını söylediğinde.

"Özgürsün." Reki olaya olumlu taraftan bakmayı seçmişti.

"Ne kadar devam edebilirim böyle?"

Langa kesinlikle yıkılmıştı. Reki onu anlamaya çalışıyordu. Gidecek bir yeri yoktu, dış dünyaya karşı savunmasızdı, üstelik yalnız olmasa da yalnız hissediyordu. Bunlar on yedi yaşında bir genç için çok zordu.

"Ölecekmişsin gibi konuşuyorsun."

Langa cevap vermedi. Eğer bir cevap verecek olsa kesinlikle 'en yakın zamanda' derdi.

"Her şeyi boş verip gidelim mi?"

Evet, şimdi de anlayacağınız üzere Reki sevgilisini hayatta tutmak için bir yol arıyordu.

"Nereye?"

"Nereye istersen."

Langa anlayamıyordu. Reki'yi bırakmayı bile düşünmüş olmasına rağmen hâlâ onu düşünüyor olmasını anlayamıyordu.

"Neden?"

Reki salıncağı durdurup çenesini Langa'nın omzuna koyarak yüzüne baktı. Bu sorunun cevabı çok basitti. Bu cevap Reki'yi gülümsetiyordu.

"Seninle hayatı gerçekten yaşamak istiyorum."

Tüm olanlardan sonra bu konuşmayı yapıyor olmaları bile saçmaydı şu an Langa'ya göre. Reki'nin ağlayarak evine dönmüş olması gerekirdi. Langa'dan kurtulması gerekirdi. Onunla yaşamak istemesi değil.

"Hayatı yaşamak mı?"

Reki, gözlerini kapatması için bir elini Langa'nın gözlerine siper etti. "Karanlığa ulaştığında ne görüyorsun?"

"O an neyi düşünüyorsam onu." Langa bir süre düşündükten sonra yanıtlamıştı Reki'yi.

"Şöyle diyorum; öyle bir yere gidelim ki, gözlerimizi her kapadığımızda birbirimizden başka bir şey göremeyelim. Düşünecek başka hiçbir şeyimiz olmasın. Üstümüzde hiçbir yük olmasın. Sadece yaşayalım. Yarını düşünmeye gerek duymayalım."

Reki'nin sözleri adeta Langa'nın çakralarını açmıştı. Bedenindeki her bir hücrenin anlamlandıramadığı bir enerjiyle yandığını hissediyordu.

"Gidelim."

Langa'dan gelen olumlu cevap üzerine, Reki başını biraz daha öne uzatarak dudaklarını Langa'nın dudaklarına bastırdı. Yaklaşık bir saniye sonra geri çekildiğinde gerinerek Langa'nın önüne dolanmıştı.

"Çok yordun bugün beni."

"Sert davranmamıştım oysa ki." Langa gülerek konuştuğunda, Reki ona dil çıkarıp kucağına oturmuştu.

"Benim lafımı çalma."

Reki başını omzuna yaslayıp gözlerini kapadığında, Langa yeniden ayaklarıyla yeri ittirerek salıncağı sallamaya başladı.

"Biliyor musun, bir şey yapmalıyız. Şey gibi..." Gözleri kapalı olsa da uyumadığını belirtecek şekilde konuştu.

"Ne gibi?"

Langa gelecek cevabı merak ediyordu. Tüm değişik fikirler Reki'den çıktığından da olabilirdi bu merakın temeli.

Reki, yanıtlamak için başını kaldırıp Langa'nın gözlerine baktı. Dudaklarına doğru yaklaşıp sıcak nefesi eşliğinde sırıtarak fısıldadı.

"Bu şehri terk etmeden fena düzüşmemiz gibi."
⠀⠀⠀ ⠀⠀ ⠀ ⠀⠀
⠀⠀⠀ ⠀⠀ ⠀ ⠀⠀

sinful children of god | rengaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin