geoul soge naneun nega anilkka

728 80 499
                                    

Sungchan söz verdiği gibi Yangyang ileydi, beraber televizyonda buldukları korku filmini -yani Doktor Uyku'yu- izliyorlardı. Hatta Taeil onlar için mısır bile patlatmıştı, ardından Haechan'dan kaçmak için yurttan ayrılmıştı- gerçi tüm NCT 127 üyeleri bir programa gitmişti, bu yüzden Taeil'in bir şansı yoktu.

Haechan her fırsat bulduğunda Taeil'in poposuna yapışmasını biliyordu.

Neyse, biz gelelim ana çiftimiz olan Sungchan-Yangyang ikilisine.

Filmin ilk yarım saati masum dokunuşlar, sessiz flörtleşmeler ve yan gözle bakıp gülüşmelerle geçmişti onlar için.

Ama...

"AĞAĞA ANNECİĞİM! ADAMIN DAMARI KESİLDİ! SUNGCHAN KAPA ŞU TELEVİZYONU!"

Ana karakterin, kötüyle saç baş girdiği kavgada dizinin arkasındaki damarın kesilmesi ve ortalığı kanın kaplamasıyla Yangyang yaygarayı koparmıştı.

"HER YERDE KAN VAR!"

"Bir dur da televizyonu kapatay-"

Yangyang, filmin en korkunç sahnelerini içeren son dakikalarda çığlık çığlığa bağırmaya başladığında elindeki mısır kasesini Sungchan'ın kafasına geçirdi farkında olmadan.

"ANNECİĞİM!"

"Tamam Liu, geçti-"

Zaten yaralı olan başına ikinci ağır darbeyi kaldırabileceğini zannetmeyen Sungchan, mısır kasesini sağlam bir yere bıraktıktan sonra koltukta deli gibi tepinen Yangyang'ın elinden kumandayı almak için çırpınmaya başlamıştı.

"YANGYANG DUR BİRAZ!"

Sonunda kumandayı alıp televizyonu hızla kapattığında Yangyang da ağlamayı kesmiş, dolu dolu gözlerle bakmıştı kendisine kaşlarını çatarak bakan Sungchan'a.

"N-neden öyle söyledin ki şimdi?" diye titreyen dudaklarını büzerek fısıldadı.

"Çünkü bu senin adın..?"

Sungchan, kendisine kocaman gözlerle ve üzüntüyle bakan küçük bedenin tatlılığına karşılık şaşkınlıktan eli ayağı birbirine dolanırken cevap vermişti. Ama sonra olayı çaktı, doğru ya, ona soyadıyla seslenmesine alışmıştı ikisi de.

"Üzgünüm Liu-yah, ağlama artık, hm?"

"Tamam..."

"Güzel."

Sungchan, Yangyang'ın yaşlarla ıslanmış güzel yüzünü nazikçe temizlerken gülümsüyordu. Yangyang, kendinden yaşça küçük olan bedenin yüzündeki samimi ifadeye karşılık yanaklarının ısındığını hissetti. Yüzleri öyle yakındı ki-

"Sungchan..."

"Efendim güzelim?"

"Şimdi yapacağım şeye sakın şaşırma."

Sungchan merakla sevimli bedenin ısınmış yanaklarına bakarken dudaklarında yumuşak bir baskı hissetmiş, midesi heyecanla kasılmıştı. Bir eli hâlâ Yangyang'ın yanağının üstündeydi. Tatlı dudaklara nazikçe karşılık verirken mutluluktan eriyip gideceğini sanmıştı. Neyse ki öyle bir şey olmadı çünkü Yangyang hemen geri çekilip öpücüğü bozdu.

"Ama neden çekildin ki, ne güzel öpüşüyorduk..."

Sungchan hayıflanırken Yangyang giderek kızaran yanaklarını saklamak için ona sokulmuş, hatta kucağına çıkıp bacaklarını Sungchan'ın beline doladıktan sonra yüzünü boynuna gömmüştü.

Yangyang yine kedi gibi sokulmuştu Sungchan'a ve bu Sungchan'ın oldukça hoşuna gitmişti.

"Bir kere öpebilir miyim, boynundan?" diye usulca fısıldadı Sungchan, şayet kucağındaki bedenin tatlı kokusu başını döndürmüştü. Cevap beklemeden dudaklarını boynuna gömdü, ıslak birkaç öpücük bıraktı.

saat yediyi bir geçe // sungyang ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin