Güç 4.Bölüm

26 3 0
                                    

O konuşmadan sonra beni evine bırakmıştı ve sessizce ayrılmıştık.Bugün yine okul vardı ben ne olucağını çok merak ediyorum.O gün biraz daha birbirimize yakınlaşmıştık ama ya bugün yine tanımamış gibi davranırsa? Sonuçta bunca zaman boyunca tek başına kalmış,insanlar onu yalnız görmeye alışmış olmalılar.Değil mi ?

Düşüncelerimi bi kenara sıyırıp sınıfa doğru girdim ve sırama yerleştim.

Nazlı geldiğime sevinmiş olmalıki yüzüne kocaman bir gülümseme yerleştirdi.

"Günaydın.Moreller nasıl?Biraz daha iyi misin?"

Bu tarz sorulara pek alışık olmasamda istemsizce hoşuma gidiyordu.Bu tarz şeyleri yeni tattığımdan mı bilmiyorum ama kalbimin derinliklerine kadar sevginin en koyu halini hissediyordum.

"Evet iyiyim.Sorduğun için teşekkürler." Ağzımdan sadece bu tarz cümleler çıkıyordu.İçime kapanıktım,daha fazlasını söylemek istesem bile söyleyemiyordum.Daha doğrusu dilim varmıyordu.

"Şaçmalama tabikide sorucam.Sen benim en iyi arkadaşımsın sakın bana çekindiğini söyleyip anlatmadığın şeyler olduğunu söyleme."

Ona anlatmadığım sadece bir olay vardı oda dünki yaşanan mezarlık ve hastalık olayı.Anlatsam mı bilmiyorum ama içimden bi ses bana yardımcı olabileceğini söylüyordu bende vakit kaybetmeden anlatmaya başlamıştım.Anlattığım süre boyunca beni dikkatli bir şekilde dinledi ve arada söylediklerim onun gözlerinin irileşmesine sebep oluyodu.Anlattığım zaman tepki vermesi uzun sürmemeşti.

"Kızım sen deli misin?!Bunu bana nasıl hemen anlatmazsın.Aras Çağırandan bahsediyoruz farkındamısın!Okula yeni gelmeme rağmen onun hakkında o kadar çok şey duydumki."

Bu kadar tanınıyomuydu cidden ? Benimle yatmak istiyen o kadar çok kız varki demişti buda Nazlı'nın söylediğini destekliyordu.

"Bana biraz bahseder misin?" dedikten sonra dikkatli bir şekilde onu dinlemeye başladım.

"Çocuk oldukça suskun ama çekiciliğiyle tanınıyo.Kötü çocuk imajı yok ama dışarıdan iyi bir çocukmuş gibide görünmüyor açıkcası.Bu zamana kadar tek bir kızla bile görüşmemiş ama kızlar adeta onun peşinden koşuyor.Arkadaşıda yok zaten yalnız asker gibi bişey çocuk he bide zenginliği.Bu okulun en zenginlerinden.Ailesi yok.Yalnız başına yaşıyo zaten.Kavgaları nadir olsada olduğu zaman en çok kavgaları konuşuyomuş.Anlıcağız bu çocuk sırlarla dolu çekicilik torbası." dedi ve sırıtmaya başladı.Kız benden sonra okula geldi baksana herşeyi biliyor.Tam bir ayaklı magazin.

Yalnız asker.Zengin.Çekici.Suskun.Ne olduğu belli olmayan adam.Bu bildiklerim onu daha çok merak etmemi sağlıyo,onun hakkında her şeyi en ince ayrıntısına kadar bilmek istiyordum.

"Sen bu kadar çok şeyi nerden öğrendin ?"

"Bi kaç kez kolidorda gezinmen yeterli" dedi sırıtarak.Gülümsememe sebep olmuştu.

Öğrendiklerim üzerine dışarı çıktım ve onu aramaya başladım.Ararken gözüme Pelin takıldı ve onu bu aralar çok ihmal ettiğimi anladım.İlk dersimize başlasak mı ha ne dersin ?

Adımlarımı hızlandırdım ve Pelinin karşısına dikildem.Aniden beni görünse istemsizce bi kaç adım geri gitmişti.

"Noldu canım neden kaçıyorsun benden?Yoksa kaçılcak bi şey mi yaptın?" dedim gayet ciddi bir şekilde.Etrafa bir kaç insan toplanınca kendini düzetmeye başladı ve sırtını dikleştirdi.Havalı paçoz.

"Nerden çıkardın bunu?Daha yeni geldin nasıl kötü bişey yapabilirim?" Hah.Gerçekten yalan söylemek o kadar kolay mı yani?Şovcu pislik.

"Yalan söylemek bu kadar kolaymı lan senin için!" sesim olduğundan yüksek çıktı bu sebeple etrafımıza daha çok insan toplanmıştı.

"Ne yalanından bahsediyorsun sen be! Çekil önümden!" dedi ve yürümeye başladı.Kolundan sıkıca tuturak gitmemesini sağladım.

"Olduğun yerde kalmazsan daha kötüsü olur." Olduğu yerde kaldı.

"Hiç biriniz beni hatırlamıyorsunuz değilmi?" dedim yüksek bir ses tonuyla. Etrafta ne diyor bu gibi sesler yükselmeye başladı.Bende daha fazla kendimi tutamayarak konuşmaya başladım.

"Aslında çok iyi tanıyorsunuz.Buralardan gittiğim günde aynı bu şekilde duruyorduk ve siz alayla bana gülüyodunuz.Hiç birinizin yüzünü zerre kadar unutmadım.Çünkü zayıflamam için bu gerekliydi.Evet o benim dalga geçtiğiniz kilolu yarım dünya zavallı kız." kelimeler ağzımdan dökülürken göz yaşlarımda gözlerimden birer birer dökülmeye başladı.Etrafta şaşkın gözler bana bakıyordu ama benim Arasla göz göze gelmem uzun sürmemişti.Acaba konuşmaların hepsine sahit olmuşmuydu?Bağırarak konuştuğum için göğüsüm inip kalkıyordu.Aras şu an yanıma geliyordu bu yüzden göğsüm daha hızlı inip kalkmaya başlamıştı.Yanıma gelince konuşmama fırsat vermeden kollarıyla bana sımsıkı sarılmıştı.Bi an afallasamda o mükemmel kokusunu hissedince bende kollarımı ona sıkı sıkı doladım.Burnum boynuna değiyordu ve bu his tarif edilemezdi.

"Aras naptığını sanıyorsun?" dedi.Pınar şaşkınlıkta.Şimdilik ona bu ders yeter diyip gülümsedim.Pelin öyle diyince Aras daha sıkı sarıldı.İki beden bir bütün.Şu anki durumumuzun tam olarak tarihi bu.

Etraftan;

"Oha Aras şimdi Duruya mı sarıldı?Bomba haber!"

"Yalnız adam aşık oldu galiba!"

"Ya Aras bana böyle sarılmalıydı!Of!" sesler yükselmeye başladığından Aras elimi tutup beni okuldan çıkardı.

Bu 2. kaçışımızdı.

"Gerçekten aptal bir  kız olduğunu biliyomusun sen ?"

"Bana aptal demeye devam edicek misin acaba?"

"Evet canım senin adın artık aptal kız alışsan iyi edersin" dedi.Bir yandan gülümsememe sebep olmuştu,diğer yandan sinirlenmeme.Bu iki duyguyuda bir anda nasıl yaşatıyo hiç bir fikrim yok.

"Ne aptallığımı gördün? Pınar mevzusumu? Ona yapıcakların daha yeni başlıyo farkındaysan.Peşini bırakıcak değilim."

"Sana zor zamanlar geçirtmiş olabilir ama bunu insanların içinde kendini rezil ederek halledemezsin." diye tısladı.

Kendini rezil etmek mi? Ben mi kendimi rezil ediyodum? Gerçekleri söyleyerek mi? Cidden şu an karşımdaki hayatımı değiştiren adam mı? Çünkü şu an bana hiç de öyle gelmiyor.

"Kendini rezil etmek ha.Ben 3 sene boyunca zaten insanların önünde yeterince rezil olmuşum,bundan sonrada rezil olsam ne yazarki? Onlar bana alay ederek gülerlerken ben çaresizce onların suratlarına bakmak ve kendimi savunmak için sarf ettiğim sözcüklerle yetindim.Onlar benim 3 senemi aldılar benden.3 sene dile kolay.Şimdi karşıma geçip kendini rezil ediyosun diyosun? Şu an bunları beni kurtaran adam mı söylüyor.Çünkü ben bundan  emin değilim." sözlerimi sarf ettikten sonra hıçkırıklarıma engel olamadım.Bunca zaman içime kapanık olan ben Arasa her şekilde her şeyi söyleyebiliyordum.Bu belkide güvendi ama şu an ona kızgınıktan başka bişey hissetmiyorum.

Söyliyiceğimi söyledikten sonra koşar adımlarla yanında uzaklaşmaya başladım.Ben koştukça rüzgar daha çok gözlerimi yaşartıyordu.Aklımdan bu kelimeler geçerken aklıma uçurumda söylediğim sözler gelmişti.

zgün olduğum için ağlamıyorum rüzgar gözlerimi yaşartıyor."

Bu cümleyi duyunca sırıtmıştı.Hemde en tatlı haliyle.Ben uçurumda yardım eden bal gözlü çocuğu istiyorum.Hemde herşeyden çok.

Hem aklım hemde göz yaşlarım durmazken kolumdan tutulmamla olduğum yerde çakılı kaldım.Aras olmalıydı.Arkamı döndüğümde bal rengi gözlerle karşılaştı.Bu oydu.O gözleri ne kadar zaman geçerse geçsin onu unutmam mümkün değildi.

Ağzını açtığında şu kelimeler dudaklarından döküldü.

"Sana hayatının en güzel senelerini yaşatsam 3 seneyi telefi edebilmem mümkün mü?"

GüçHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin