-Multide bade ve abisi-
Yeni uyanmıştım. Annem kahvaltı hazırlıyordu, bende onun yanına gittim ve yardım etmeye başladım. Bu gün günlerden Pazardı ve annem de babam da evdeydi. Birazdan hep birlikte kahvaltı yapacaktık. Masayı hazırladıktan sonra sabahları en sevdiğim iş olan, uykucu abimi uyandırmak için odasına doğru ilerledim. Elimin iki parmağını birleştirip kulağına vurdum ama çok hızlı değildi. Eliyle sinek kovar gibi yaptı ve ardından uykusuna devam etti. Anlaşılan bu gün biraz daha zor uyanacaktı. O sırada komidinin üzerinde duran sürahiyi fark ettim abimin kızacağını bile bile bu çılgınlığı yapmaya karar verdim. Bardağa biraz su doldurup suratına boşaltmamla çığlık atarak uyanması bir oldu. Şuan abim beni kovalıyor bende annemlerin yanına doğru kaçıyordum. Mutfağa ulaştığımda hemen arkamdan abim de gelmişti. Bu halimizi gören annem ve babam gülmeye başladı, ardından abim ve bende onlara katıldık. Bu günde her Pazar olduğu gibiydi, ama bir tuhaflık vardı sanki. Ben neden bu kadar terliyordum?Bir anda sıçrayarak uyanmamla karanlık odamda tek başıma olduğumu fark ettim. Ne yani hepsi bir rüyamıydı? Sanırım annem ve babamı çok özlediğim için bu tür rüyalar görüyordum. Zaman zaman ailem ile birlikte en mutlu olduğumuz günler girerdi rüyalarıma.
Anlımdaki teri sildim ve saate baktım, dört elli dört. Karanlıkta yolumu bulmaya çalışarak abimin odasına doğru ilerledim. Yine her zaman gördüğüm tabloyla karşılaştım, bir bacağı dışarıda, yorganın da yarısı yerde olmak üzere yatıyordu. Yanına gittim ve dürttüm, biraz mızmızlansa da ikinci dürtüşümde uyanmıştı. "Yine onları gördüm." dedim üzülerek. Kafasını eğdi ve hafifçe salladı. "Saat kaç?" diye sordu ardından "Beş olmuştur." hafifçe doğruldu ve odadan çıkarak banyoya gitti. Aldırmıyormuş gibi yapsa da biliyordum, oda üzülüyordu. İç çekerek mutfağa doğru ilerledim.
Dolaptan soğuk su alarak bardağa doldurdum ve büyük bir iştahla içtim. Bardağı tezgâhın kenarına koyarak tekrar abimin odasına gittim. Kapıyı birkaç kez tıklattıktan sonra "Girebilir miyim?" diye seslensem de yanıt vermedi. Birkaç dakika bekledikten sonra derin bir nefes aldım ve içeri girdim. Yatağında başını iki eliyle sarmış oturuyordu. Yanına oturduğumda yatak hafiften çöktü ve başını kaldırıp bana baktı. Gözlerinden onunda ailemizi çok özlediğini anlamıştım. "Bak, bu saatte seni uyandırıp, sana bu olayı hatırlattığım için üzgünüm." Ayağa kalkıp "Sanki aklımdan çıkıyor, saçmalamayı kes." diye tısladı dişlerinin arasından. Benden bağımsız olarak akan gözyaşlarımı sildim ve ona sıkıca sarıldım. O da bana aynı şekilde sarılınca kendimi güvende ve bir nebze de olsa rahat hissettim. Sanki birkaç saniyeliğine de olsa üzerimden büyük bir yük kalkmış gibiydi. "Beni asla yalnız bırakma abi olur mu?" yanıt beklemeden direk odadan çıktığımda hızla kendi odama gittim ve iki saat sonra başlayacak olan işim için hazırlanmaya başladım.
.
Saçımı toplarken dışarıdan çok yüksek bir ses geldi. Hemen cama koşup açtım ve dışarı baktım ve o manzarayı görmemle gözlerim doldu. Evet, kazanın üzerinden çok geçmişti ama yine o gün geldi aklıma. Aradan on beş yıl geçmiş olmasına rağmen hala daha nasıl gözlerim dolabiliyordu?.....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KELEPÇE
Teen Fiction15 yıl önce gercekleşen bi kazadan etkilenen tek bir kişi değildi. Kazadan sonra nasıl bir hayat çizeceklerdi kendilerine? Onların ortak olan tek noktalari kaza iken hayat onları bir araya getirebilecek mi?Yoksa hiç bilmezken birbirlerinin sonu mu...