Arkadaşlar bölüm bazı sebeplerden dolayı gecikti. Özür dileriz.
Vote ve yorumlarınızı bekliyoruz. Keyifli okumalar :)
------------------------------------------------------Ateş'in söylediklerine kaşlarımı kaldırarak baktım.Tekrar sırıtmaya Başladıktan sonra "şaka yapıyorum.Yani ama çok iyi şeyler olduğuda söylenemez." Diye bir itirafta bulundu. İçimden derin bi 'oh' çektim.
"Neler olduğunu anlatacaksın demi?"Elini kafasına götürerek düşünür gibi yaptı ve konuşmaya başladı"Senin kafana su döktüm,sonra seni eve bıraktım ama ilk önce bir anahtar savaşı verdim daha sonra sen bişeyler saçmaladın yani aslında doğruları söyledin tatlıyım,çekiciyim diyerek kendini övmenide unutmamak gerek, ardından abin geldi o da sarhoştu sanırım bende korktum ve geri gittim.Hepsi bu kadar."
Ben ağızım açık şekilde ateşe bakarken içimden kendime sen nesin polis misin palyaçomu yoksa kendini rezil etmeye çalışan bir manyak mı diye geçirdim.
Ateş tekrar kafasını bana çevirdi "Bir de şey dedin onları çok özledim." Ateşin bu cümleyi söylemesiyle onun gözlerine odaklanmam bir oldu.Bana gerçekten çok derin bakıyordu.Ben düşüncelerimi dağıttığım ve yüzümü önüme çevirerek "Annem ve babam"Dedim burukça bir iç çekerek, gözlerim doldu, beni kolumdan dürtükleyerek yüzümü ona dönmemi sağladı.
"Anlatmak zorunda değilsin Bade."Kafamı iki yana salladım "Hayır anlatacağım artık içimdeki volkanı boşaltmam lazım yoksa bir gün kendi içimde patlayacak diye korkuyorum."Ateş beni anlarcasına kafasını salladı ve yürümeye devam etti bende onun yanından yürürken bir yandan anlatmaya başladım."Annem ve babam yıllar önce abimle benimde bulunduğum bir trafik kazasında hayatını kaybetti.Ne zaman bir kaza görsem o gün geliyor aklıma. Sen kaza yaptığında,yine aynı şeyi hissettim. Herşey bir anda gelişmişti yani babam arabayı sürüyordu annem karşıdan gelen kamyonu görünce babamı uyardı, babamın direksiyonu kırmasıyla karşı yöndeki arabaya çarpması bir oldu.O kazada dört kişi öldü ve onlardan ikisi benim annem ile babam.Bu yüzden polis gibi değilim işte bu yüzden hiç polise benzemiyorum sen hiç güçsüz polis gördün mü? Her kazada gözleri dolan biri görmedin ama bak işte tam karşında bir örnek duruyor şu an.
Gözlerimden akan yaşları sildim ve Ateşe döndüm bana acıyan gözlerle bakıyordu onun bakışlarının aksine ona gülümsedim o da bana küçük zoraki bir gülümseme gönderdi ve
Ortamdaki boğuk havayı değiştirerek "Eğer işin yoksa biryerlere gidelim mi?"diye sordu ellerini iki yana açarak.Başımı olur anlamında salladım ve "Arka sokakta iyi bir cafe var oraya gideriz."Tek kaşını kaldırarak baktı ve "Tahmin ettiğim yer mi? hayır olmaz"
"Nedenmiş o sizi polislerin takıldığı yerler açmıyor mu class ınızımı düşürüyor size suit biyer ayarlayalım?"
"O da olurdu ama sizi sıkmak istemem polis hanım yani öyle herşeyi beğenmem ben"
"Yürüyen egosun biliyorsun dimi"
"Hemde nasıl"dedi dudağının kenarını ısırarak
Yürümeye başladı arkasını dönmeden gel işareti yaptı ve peşinden gitmemi sağladı.Arabaya bindiğimizde ısıtıcıyı açtı ardından gaza kökledi."Hey hey ne yapıyosun sen ya ben şimdi sana bi ceza yazsam burd-"
"Şşş Bade'ciğim ayıp oluyor ama"
"Kes ve yavaşla.Hemen."Benim sert çıkışım yüzünden yavaşlamıştı ve neşeli gözleri bir anda solmuştu.
"Ben özür dilerim hızlı olunca yani birden o gün geliyor aklıma gerçekten özür dilerim."
Ben bunları söyledikten sonra bakışları birazda olsa eski halini almıştı "Asıl ben özür dilerim anlamalıydım"dedi.Önemli değil der gibi kafamı salladım ve çantamdan telefonumu çıkarıp ona haber veren bir mesaj attım.
"Abicim bir arkadaşımla biryere gidiyorum, haberin olsun istedim."ben telefonun kilidini kapamadan mesaj gelmişti"kız mı erkek mi?"gözlerimi devirdim ve cevap yazdım"Ne önemi var arkasaşım işte"yazıp telefonu montumun cebine tıktım bir iki dakika sonra yeni bir mesaj gelmişti
"Eğer kızsa sorun yok ama erkekse sonrasını bilmem yanlış bi harekette falan bulunur benim tepemin tasını attırır bak dalarım zaten biliyosun ne kadar kaslı olduğumu o kaslar onun kaşında gözünde söndürmeyeyim"
"Tamam mehmet paşa kas zadeleri ben zaten kendimi korurum"
Mesajını attıktan sonra abimden de izin almış oldum.
Ateş'e defalarca sormama rağmen hala nereye gittiğimizi söylememişti. İçten içe merak ediyordum ve sinirleniyordum. Daha önce kimse bana emrivaki yapmamıştı . Hiç kimseye bunu yapacak fırsatı vermemiştim. İçim buruk bir çocuk gibi olsada dışım hep kaya gibi sertti. Ben içimde bunlarla savaşırken Ateş'in sesiyle bir anda gerçek dünyaya döndüm "İşte geldik Bade hanım."
Emniyet kemerimi açıp arabadan indim . Gördüğüm manzara karşısında ağzım açık kamıştı. Ateş bunu fark etmiş olacak ki " gercekten çok güzel degil mi?" Diye sordu. "Öyle" diyerek gülümsedim. İkimizde arabanın önüne yaslanmış sessizce manzarayı seyrediyorduk.
Yüksek bir tepe ve karşımızda alabildiğine mavi bir deniz ormanla bütünleşmiş bir sekilde o kadar büyüleyiciydi ki. Oksijeni ciğerlerimde hissettmek çok güzeldi. Sanki cennetten bir parçayı almışlar ve yeryüzüne yerleştirmişler gibi. Uçan kuşlar, hafiften ısıtan güneş ve ciğerlerime havanın ulaşmasını sağlayan rüzgar.. Bahar gelmiş gibi. Kısa bir an Ateş'e bakışlarımı yönelttim, düşünceli ama bir taraftanda huzurlu görünüyordu.
Kafama takılan bir soruda bay ukalanın bana ne yaptığıydı. Ben bunları düşünürken Ateş'in telefonu çalmaya başladı. Evet işte yine o cennetten çıkıp dünyamızda tekrar dönmüştük. Mahçup olur gibi gülümseyip " bunu açmam lazım" diyerek kestirip attı. Başımı olumlu anlamda salladım. Ateş telefonla konuşurken gerilmişti. Telefonu kapattıktan sonra aceleyle yanıma gelip "gitmemiz lazım, annem yine kriz geçiriyormuş." dedi bir çırpıda.. Beynimde ANNEM ve KRİZ kelimeleri yankılanıyordu adeta...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KELEPÇE
Teen Fiction15 yıl önce gercekleşen bi kazadan etkilenen tek bir kişi değildi. Kazadan sonra nasıl bir hayat çizeceklerdi kendilerine? Onların ortak olan tek noktalari kaza iken hayat onları bir araya getirebilecek mi?Yoksa hiç bilmezken birbirlerinin sonu mu...