Kaza olmuştu.Hemen başımı sallayıp kendime geldim ve odadan çıkarak aşağı indim.
Abime bakındım ama çoktan çıkmıştı. Hep böyle yapıyor, her zaman haber vermeden çıkıyordu evden.Daha fazla meraklandım ve üst kattan montumu alıp üstüme geçirdim.
Tekrar aşağı inip botlarımı giydim ya da giyemedim desek daha doğru olur .Lanet bağcıklar bir türlü bağlanmıyordu.Bağcıklarımı bağlamayı başardığımda çantamı da alıp dışarı fırladım.
Kaza çok büyük değildi ama yinede önemli bir şey olabilirdi.Arabaların yanına doğru ilerledim. Etraftaki herkes, film izler gibi izliyordu.Yardım etmek nedir nereden bilecekler ki?
Ön tarafı tamamen giden arabanın içinden biri çıktı. Yönümü değiştip onun yanına ilerledim. "Bir şeyiniz var mı?" Diye sordum.Arabadan çıkan kişi "Bir şey var gibi gözüküyor mu?" Diye yanıtladı kabaca.
"Senin bir şeyin olmayabilir, ama arabanın canı çıkmış."diyerek dalga geçercesine güldüm.Aynı gülüşü bu sefer o takınıp "Ne yani ağlayayım mı?Sadece bir araba!Babama söylerim alır yenisini."
Hey Allah'ım, şundaki havalara bak geri zekalı.
"Herkes senin kadar şanslı değil." Diye mırıldandıktan sonra duymuş olacak ki kafasını bana çevirip anlamaz şekilde bana baktı.
Onu önemsemeyip emniyetten Burağı'yı arayıp gelmesini söyledim. Emniyet yakın olduğu için on dakikaya yakın bir zaman içerisinde gelmişti.
Kazayı yapan kişiye tutanak verdikten sonra, Buğra orda kalacağını söyledi . Aldırmadan arkamı dönüp yürümeye başladım. Buradan direk işe gidicektim böyle insanlarla vaktimi harcayacak zamanım yoktu .
Ben ilerlerken, o yüksek egolu kişi yanıma gelmişti ve benimle aynı hizada yürümeye başlamıştı.
"Yardım etmeden gitmen ayıp oldu gerçekten." Söyledikleriyle sinirlenmeye başlamıştım.
"Bir şeyinin olmadığını sanıyordum ve izin verirsen yetişmem gereken bir işim var. Yetişemezsem beni kurtaracak ne bir şansım , ne de bir babam var."diye yanıtladım.
Ben yoluma devam ederken o yürümeyi duraksamıştı. Aldırmadan yürümeye devam ettim, ta ki yine onun sesini duyana kadar "Hey!"
Koşarak yanıma yetişti ve "Nerede çalışıyorsun?" Diye saçma bir soru sordu. En başta söylemek istemesem de "Polisim " dedim ardından ağzını bükerek ondan "Vay be." Tepkisini aldım.
"Senden korktum eğer yanlış bir şey söylediysem kusura bakmayın,polis hanım"
"Yanlış bir şey söylemedin artık beni rahat bırakacak mısın?"
Düşünür gibi yaptı "Sanırım hayır seni rahat bırakmayacağım çünkü seninle karakola geliyorum"dedi.
"Tutanak verdin, daha ne yapacaksın?Başka bir şeye gerek yok"
"Nasıl gerek yok? Yine de şikayet edeceğim o herifi! Arabamı mahvetti."dedi öfkeyle.
Sırıtarak "Babanın sana yenisini alacağını sanıyordum."dedim.Ardından bana zoraki bir gülümseme verdi.
-------------
Karakola gelmiştik. Zaten daha öncede söylediğim gibi bizim buraya yakındı.
Sadece yirmi dakika yürüme mesafesi vardı ve bu yirmi dakikanın on dakikası yanımdaki "bay ego ile" konuşarak geçmişti.
Karakoldan içeri girdik ve ona dönüp"Şurdan sağa dön sana yardımcı olurlar"dedim ve odama doğru ilerlemeye başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KELEPÇE
Teen Fiction15 yıl önce gercekleşen bi kazadan etkilenen tek bir kişi değildi. Kazadan sonra nasıl bir hayat çizeceklerdi kendilerine? Onların ortak olan tek noktalari kaza iken hayat onları bir araya getirebilecek mi?Yoksa hiç bilmezken birbirlerinin sonu mu...