23.Hayatın şanssız oyunu...

30 5 0
                                    



















































Kapıya doğru ilerledim deliğe bakma gereyi duymadım bizimkilerden biridir diye düşündüm. Direk kapıyı açtım karşım da onları gördüm. Mesafe koyduğum amcamı yani ismi Kang Dan-Tae (DT) olan insanı ve beni çok seven kuzenimi gördüm.

- Min seni çok özledim

Dedi ve hemen kucağıma geldi. Bende ona içten bir gülüş göderdim yanağından öpüp;

" Bende seni özledim Tan"

Dedim ve yüzüme yapmacık bir gülüş koyup

" Amca sen gidicek misin?"

DT: Gidiyim mi sarı çiyan?

Hâlâ  hiç birşey olmamış gibi davranmasına dayanamıyorum. Bütün herkes ile arasını bozdu. Hepside o evlendiği kurbağa yüzünden oldu aramıza 6 yıl mesafe koydu telefonlarını açmadı. Sonra hiç birşey olmamış gibi davranıyor. Bizim ailede elini verirsen kolunu kaptırıyorsun. Sır büyük olduğu için saygısızlık yapmayıp iyi davranıyorum ama hâlâ ona karşı fazla kırgınım ve bu kolay kolay geçecek bir şey değil. Düşüncelerden kurtulmak için kafamı iki yana salladım

"Olur mu öyle şey içeri gel."

DT: Geleyim bari

İçeri geçtik. En azından sadece ikisi gelmişti.

DT: Sen neden buradasın?

"Tatil için"

DT: Okullar daha tatil olmadı ki?

"Staja başlayacağım başlamadan önce rahat rahat dinlemeyin diye okul bana izin verdi"

Hayır aslında okulu asıyorum evet staja başlayacağım ama okula gitmiyorum 4 senedir kendimi okuluma adadım 9.sınıftan beri bölüm birincisiyim. Okulu kaynayınca bir şey demiyorlar. Zaten ilk defa kaynatıyorum.

"Siz neden gelmiştiniz?"

DT: Soo-yeon annesine gitti Ye-bin ile bizde Younghee'nin de burada olduğunu öğrendik nonnamdan uzun süredir görüşmüyoruz diye geldik.

"Anladım.  Ben kahve yapayım."

Kalktım tam ilerliyordum ki arkadan ismimin seslenilmesiyle durdum ve
Dan-Tae'ye döndüm.

DT: Ben senin ile eskisi gibi olmak istiyorum. Benimle eskili gibi konuşsan yanımda eskisi gibi rahat olsan. Beni yabancı bir yetişkin  olarak gördüğünü biliyorum. Kırılıyorum sen bana böyle davranınca.

"Ben de çok kırılmıştım o gün telefonumu açmayınca , bayram da benim yanıma gelmeyince , altı yıl boyunca mesaj atmayınca aramayınca bende kırıldım sonra birden bana eskisi gibi davranmaya başladın işte o an yıkıldım. Son noktam hiç birşey olmuş gibi davranmandı. Hep ama hap Younghee Oppamı kıskandım. Keşke ben de onunla eskisi gibi olsam onlara rahat rahat gitsem rahat rahat arasam. O altı yıl boyunca hiç aklıma gelmedin diyemem durmadan seni hatırlatıyordum ama içime atıyordum. Kimseye anlatamıyorum. Sen  Tan doğunca seni affedeceğimi mi düşündün ona iyi davranıyorum çünkü o benim kuzenim onun suçu yok. Tek suç senin.

Gözlerimin dolduğunu hissediyordum ama ağlayamazdım. Burada olmaz. Arkamı döndüm ve mutfağa doğru ilerledim içeri girdim tam kapıyı kapatacaktım ki içeriden *özür dilerim* diye bir fısıltı duydum. Hızlıca kapıyı kapattım ve arkasına çöktüm. Kendimi bıraktım ağlıyordum. Sesinmiçeriye gitmesini önemsemeden ağlıyordum sadece ağlıyordum 8 senedir amcam için  içimde kapalı tuttuğum çeşmeyi açmıştım. Biraz sakinledim ve kahve yaptım. İçeri götürdüm. Onunda gözlerinin altı kızarıktı galiba ağlamıştı. O sırada aşağı Tan aşağı doğru iniyordu ve bağırıyordu.

 O Benim SevdiğimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin